https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

BURASI TRABZON BURADAN ÇIKIŞ YOK!

Okunması Gerekenler



Normal
0




false
false
false

EN-CA
X-NONE
X-NONE













MicrosoftInternetExplorer4

























































































































































BARIS TUMOKRakip seyircinin olmadığı maçta 1500 yerel polise çevre illerden 500’e yakın ilave yapılıyor, saha ile tribünlerin arasına 200 adet güvenlik görevlisi yerleştiriliyor, bunların üzerine jandarmadan yardım alınıyor ama yetmiyor!

İşin sportif yönüne girmek mümkün değil dün gece ile alakalı ama sportif olarak sonucundan kısaca bahsetmek istiyorum ki belki aklıbaşında Trabzonspor’luya bir şeyler ifade eder. Dün gecenin galibi Fenerbahçe… Toplamda belki 15 dakika bile top oynamadan, formalarını terletme şansı bile bulamadan soyunma odasına giden Fenerbahçe’li futbolcular, normal şartlar altında belki de çok zorlanacakları bir deplasmandan hiç bir şey yapmadan çok çok büyük ihtimalle 3-0 hükmen galip ayrılmış ve çok önemli bir virajı geride bırakmış olacak. Trabzonspor ise en azından birkaç maçlık saha kapatma cezası da aldıktan sonra muhtemelen gelecek sezon için Avrupa kupalarına gidecek bir puan bile elde edemeden sezonu kapatacak. Hepsi takımlarını gönülden seven Trabzon’lu taraftarlar sayesinde!!! Tebrikler…

Benzer her olayda her zaman konuştuğumuz tüm klişeleri tekrarlayabiliriz dün gece için de: Sahaya direk müdahale eden, yabancı madde yağdıran kişilerin tespit ediliyor ve yakalanıyor olması, bunun için her seyircinin kendine ait koltukta “oturmasının” sağlanması, yakalanan futbol teröristlerinin de bir daha stadyumlara girememenin de dahil olduğu bir dizi ceza ile cezalandırılıyor olması lazım. Defalarca örnek verildiği gibi bu işin ağababasını çözmüş olan İngiltere örneği gözümüzün önünde ve neler yapılması gerektiği açık ve net. Ama bütün bunların dışında maalesef, çok üzülerek söylemem lazım ki sevgili Trabzon halkının çözmesi gerek çok ciddi sorunları var.

Trabzon’a bundan aşağı yukarı 15 sene önce, henüz yeni mezun bir gençken birkaç kez iş için gitmiştim. O dönem uçağa atlayıp Doğu-Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz’den ibaret görev bölgesini gezen tıfıl bir satışçıyım. Ufak tefek bir adam değilim, o yıllarda da saçım sakalım şimdiki kadar uzun değil, hippi gibi değil de zamanın delikanlı dizisi olan Deliyürek’te figüran olabilecek bir tiple geziyorum. O halimle dahi akşam vakti Trabzon merkezinde tek başıma dolanırken tedirgin olduğumu, bu tedirginliği bir daha ne Türkiye’nin ne de dünyanın başka bir şehrinde yaşamadığımı samimiyetle söyleyebilirim.

İşin daha ilginci, İstanbul dönüşü çok sevdiğim, gayet de aklıbaşında bir insan olan Trabzon’lu bir arkadaşıma “Bilader, bildiğin tırstım lan! 3’erli 5’erli erkek grupları, insanın gözünün içine dik dik baka yürüyor, herkes her an kavga edecek gibi…” diye gülerek anlattığımda “Eee bilader, öyle elini kolunu sallaya sallaya Moda’da gezmeye benzemez adamın aklını alırlar cevabı almış olmam!. O günlerde gülerek geçiştirdiğim bu olayı sonraki yıllarda Trabzon adının karıştığı her olayda tekrar tekrar hatırladım.

Ülke olarak kahramanı Polat Alemdar olan; racon kesmeyi, ayar vermeyi, mafyavari hal ve tavırları matah bir halt sanan; kıroluğu, mahalle kabadayılığını, serseriliği ve herşeyden öte şiddeti, kaba kuvveti yücelten bir nesil yetiştirdik, hala da devam ediyoruz ama Trabzon’daki durum maalesef hepsinden öte. Internet jargonuyla konuşacak olursak Trabzon kentinin son 20 yıllık “Hashtag”leri #birkackendinibilmez, #munferitolay, #tumsehremaledilemez, #tahrik falan olmalı zira bu sözlerle geçistirilen olayları saymaya başlasak Avni Aker’den Kadıköy’e yol olur. Ve en acısı, adım gibi biliyorum ki dün gece sahaya taş, çakmak, bozuk para yağdıran adamlar, aynı İstiklal Madalyası taşır gibi gururla “Beyaz Bere” takan hemşerileri gibi bütün bu yaptıklarından dolayı son derece mutlular, gurur duyuyorlar, az bile yaptıklarını düşünüyorlar.

Şiddeti bu kadar normalleştirmek, yediden yetmişe bu kadar nefretle dolu olmak normal bir şey değil ve lütfen kimse “Ama tahrik… 3 Temmuz… Şike… Adalet” diye saçmalamasın! O konuda kimin haklı olduğu tartışmasına hiç girmeden sakin kafayla işin maddi yönüne baktığımız zaman; müzedeki kupa hariç, Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’nden ihraç edildikten sonra yerine Avrupa’ya giden bir Trabzonspor var ve doğal olarak o sezonla alakalı maddi getirileri Fenerbahçe yerine kasasına koyan Trabzonspor’un normal şartlarda hem geçtiğimiz iki sezonda hem de bu sezonda o travmayı ve maddi kayıpları yaşayan Fenerbahçe’den daha iyi durumda olması lazımken, o müthiş kadronun tamamını bedavaya kaptıran, 2011 kupasının hayaliyle boğuşmaktan 3 sezondur sürekli geriye giden bir Trabzonspor var ortada. Bu noktada aklı selim Trabzon’lunun “Yahu biz ne yapıyoruz bilader, işimize bakalım artık” diyor olması gerekmiyor mu yahu!?! Sıkılmadı mı Trabzon’lu artık kendi kendini sabote etmekten?

Ağır mı oldu? Daha da ileri gideyim o zaman: Yönetici olarak basiretsizliklerini Fenerbahçe nefretini pompalayarak kamufle eden yöneticilerin, koca bir şehri politik amaçları için “Cambaza bak!” taktiği ile futbolla uyutan ve gene o Fenerbahçe nefreti üzerinden prim yapmaya çalışan politikacıların ve 3 Temmuz sürecinin başından sonuna “Adalet” kavramının yanına bile yaklaşmadan bütün bir ülkeyi manyak eden yargının Allah müstehakını versin!

Başta çok sevdiğim Trabzon’lu arkadaşlarımı, sonra da bu olayların içinde olan ve o canım şehre yakışmayan teröristlerin dışındaki tüm Trabzon’luları tenzih eder, istemeden kalplerini kırdıysam peşinen özür dilerim.

Bundan sonra sadece spor yazabilmek ümidiyle…

baris.tumok@abcspor.com

Son Haberler

TÜRKİYE LİGLERİNİN PORTR’ES’İ

Türkiye liglerinin portr’ES’i: Eskişehir ve Eskişehir’e komşu şehirlerin “şehir takımları” Türkiye’nin en üst liginden en alt ligine kadar 5 ayrı...

Benzer Konular