İlaç gibi gelen Kasımpaşa maçı ardından yarım doz zorlu bir Gaziantep’in karşısına çıktı Fenerbahçe. Herhalde kimse geçen haftaki kadar kolay bir maç beklemiyordu. Advocaat takımı devraldığında teşhisi doğru koymuş, takıma sezon başında yapılmayan yüklemeyi sezon başladıktan sonra yapmaya kara vermişti. Açıkçası burada Fenerbahçe için tek olumlu durum ilk haftalarda derbiye rastlamamak, çünkü bu nekahat döneminde gelecek olası bir travmatik skor durumu daha da zora sokabilir. Şimdi esas sınav önümüzdeki hafta; hayır, Feyenoord maçı değil, Osmanlıspor deplasmanı. 3 büyükler dışında bu ligin en sağlam 3-4 takımından biri Osmanlıspor ve Avrupa maçları dahil uzun süredir Ankara’da kaybetmiyorlar.
Maça gelince, karşılaşmayı 3 bölüme ayırmak mümkün: ilki 59. dakikaya kadar süren ve Fenerbahçe’nin hakimiyetinde geçen bölüm. Bu bölüm aslında Advocaat’ın idealini, yani 90 dakika oynamak istediğini yansıtan bölüm. Bir çilingiri olmadığı için Ozan’ı daha da ileriye atmış, onun sınırlı yeteneğini fiziğiyle kapatabileceğine, en azından rakibin üzerinde ekstra baskı oluşturabileceğine inanmış. Salih’den umudu bu aşamada olmadığına bakılırsa çok da mantıksız bir çözüm sayılmaz. Şu anki fiziksel kapasite 60 dakika izin veriyor buna, o da evinde Gaziantep’e karşı.
İkinci bölüm 59. dakika ile başlayan ve beraberlik golüne kadar süren bölüm. Burada da tüm yakıtını harcayan takım ister istemez oyunu rakibe teslim etti. İkinci bölümün uzunluğu Gaziantep’in golü kaçıncı dakikada bulacağına bağlıydı. Çok erken bulsalardı karşılıklı goller izlemeye devam edebilirdik, çok geç bulsalardı üçüncü bölüm olmazdı.
Son bölüm de Fenerbahçe’nin yarı şuurlu gol aradığı bölüm. Maçın kaderi de iki faktöre bağlıydı; rakibin ne kadar yaslandığı ve Fenerbahçe’nin duran topları ne kadar verimli kulandığı. Eğer karşısında fiziksel olarak daha güçlü bir rakip olsaydı Fenerbahçe’nin zaten azalmış gol alternatifleri daha da azalırdı.
Artık ligin beş haftası geride kaldı ve Pereira ile ilgili nedenler/bahaleler üretme dönemi geride kaldı. Osmanlıspor maçından başlayarak sahada daha verimli bir Fenerbahçe görmeliyiz. 60 dakikalık fiziksel gücü dengeli dağıtıp daha verimli oynatmalı Advocaat. Bu arada bu ligde bu kadar gol pozisyonuna girip bu kadar azını gole çeviren ve kalesinde bu kadar az pozisyon verip bu kadar gol yiyen bir takım var mıdır araştırmak lazım. Geçen sene bu hovardalık şampiyonluğa maloldu, bu sene de aynı problem devam ediyor. Ve daha da önemlisi, bu problem fiziksel form ile direkt alakalı da değil. Yani daha gidilecek yol var.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: ertugrul.oner@abcspor.com
twitter: @ErtugrulOner