https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

BEŞİKTAŞ GELİŞİYOR

Okunması Gerekenler

BEŞİKTAŞ GELİŞİYOR

Beşiktaş ligin 3. haftasında evinde Karagümrük’ü konuk ediyordu. İlk 2 maçta alınan 4 puana karşın, spor medyası ve camianın sırtındaki yük haline gelen sosyal medya merkezli bir kesim taraftarlar tarafından Karagümrük maçı Valerien Ismael için adeta bir ölüm kalım maçı havasına büründürülmüştü!
Oysa Beşiktaş cok iyi bir oyun oynamasa da kazanmayı başardığı ilk haftanın ardından zorlu Alanya deplasmanında ilk yarım saatte 3 farkı bulup rakibini sürklase etmiş, sonra bir maça sığdırılması akıl almaz olan bir yığın skandal hakem kararı ile 60 dk eksik kaldığı maçtan 1 puanla ayrılmıştı. Ama herkes Beşiktaş’ın maça fırtına gibi başlangıcını ve hakem tarafından durdurulmasa farka koşacak olmasını bırakıp 2.yarıdaki mahkum oyunu konuşmuştu. Elbette o oyunda hocanın eleştirilecek yönleri vardı ve Beşiktaş’a yakışmayan bir oyundu, ama takımdaki gelişmeleri de bu denli görmezden gelmek kabul edilir gibi değildi…

Bu maçta da Beşiktaş gelişimini sürdürmeye devam ettiğini gösterdi ve maça yine durdurulması güç bir tempoyla başladı. 4-3-3’e yakın bir oyun anlayışı ile takımını oynatan Ismael, elindeki oyuncu kadrosuna göre gerekirse alıştığı sistemden de vazgeçip esnek davranabileceğini göstermekteydi.
Rosier ve Masuaku beklerine stoperde Saiss ve Necip eşlik ediyordu. Önlerinde Berkay Salih ve Gedson üçlüsü ile son derece dinamik bir orta alan hedeflemişti. Hücumda ise Ghezzal’ın sakatlığında solda N’Koudou sağda Muleka şans bulmuş, santrafor pozisyonunun tartışmasız sahibi yine Weghorst olmuştu.

Beşiktaş ilk yarım saatte 1 gol atmış, 3 topu direkten dönmüş, 1 topu çizgiden çıkarılmış ve 1 golde de ofsayta takılmıştı!
Bu ablukada başrol N’Koudou’ya aitti. Karagümrük’ün sağ kanadını adeta felç etti. Takımın basrol yıldızı Ghezzal’ın yokluğunda sağ kanadın daha az kullanılmasının bir handikap haline gelmesine izin vermedi. Solda her seferinde kendini boşa çıkarttı, bire bir kaldığı rakiplerinin üzerine üzerine gitti ve ikisini de kendisinin başlattığı iki hücumda geken gollerden birini Rosier’in ortasında Weghorst atarken, diğerinde Salih’in muhteşem asistiyle kendi attı.

Salih demişken, ona da ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Ismael hocanın N’Koudou dışında elinin değdiği çok belli olan bir diğer isim de Salih. Kendisini genç yaşında İtalya Serie A’ya taşıyan yeteneklerini ülkeye döndükten sonra bir sistem takımı olan Alanyaspor’da yeniden göstermeye başlamıştı. Geçen sene Beşiktaş’ın kampsız başladığı ve hem taktik hem kondüsyon olarak dağıldığı sezonda Salih de bekleneni verememiş ve devre arası kiraya verilmişti. Ancak Valerien Ismael onun sistemi için ne kadar elverişli olduğunu yaz kampında keşfetti ve yerli oyuncuların çok kıymetli olduğu bir ortamda takıma yepyeni bir transfer kazandırmış oldu. 2015/16 sezonu Oğuzhan’ından esintiler sunan ve takımın orkestra şefi gibi oynayan Salih Uçan umarım bu şekilde devam eder, zaten böyle oynadıkça kendisinden formayı kimsenin alması mümkün değil.

2.yarıya da düşmeyen bir tempo ile başlayan Beşiktaş’ta yeni transferlerden Masuaku kullandığı kornerde ön direğe yaptığı güzel ortayla Muleka’ya da kafa golünü attırarak hem bu oyuncuyu hem taraftarı rahatlattı. Bu asistin dışında da N’Koudou’yu maç boyunca çok iyi besledi, oldukça iyi olduğu belli olan tekniği ile topu iyi kullandı. Çok hızlı bir oyuncu değil ama oyun bilgisi ve fizik gücüyle oynadığı pozisyonun hakkını veriyor, Rıdvan’ı aratmayacak gibi görünüyor.

Tabii 3. gol taraftarı rahatlattı derken, bunun yine böyle olamayacağı kısa sürede anlaşıldı. Caner’in ön direkte gördüğü boşluğu hızlı bir korner atışıyla tehlikeye çevirmesi ve savunmanın bir anlık dikkatsizliği sonucu Diagne farkı ikiye indirdi. Sonrasında Beşiktaş havanın sıcaklığı ve ilk 60 dakikadaki yüksek temponun etkisiyle yorgunluk belirtileri göstermeye başladı ve rakip topu daha çok kullandı. Bu süreçte Beşiktaş 4. golü bulacak fırsatları da yakalasa bile bunu başaramadı. Weghorst maçta 3. kez ağları buldu ama 2. defa kılpayı ofsayta takıldı.

Dakikalar 85’i gösterirken yine bir karambolde Ersin üst üste 2 kritik kurtarışla maçın yine felaket senaryosuna dönüşmesine izin vermedi. Geçen haftanın travmasını yaşayan taraftarlar bu anlarda haklı olarak hocaya maça bir müdahele etmesi yönünde tezahüratlar yaptılar, ki ben de bu konuda aynı şekilde düşündüm. Kulübede belki çok seçeneği yoktu hocanın ama en azından son 20 dk yorulan Muleka yerine bir Cenk hamlesi hem takımı hem tribünleri canlandırabilirdi. Bunu yapmaması takımın yine geriye çekilip oyunu tutmaya yönelmesini sağladı. Neyse ki bu defa korkulan olmadı, 90’da Gedson’un göbekten içeriye dalarak yarattığı pozisyonda Kartal Kayra sağdan içeriye çok güzel bir orta pası çıkardı, Rosier affetmedi ve günün finali bu kez olması gerektiği gibi oldu.

Bu haftalar hocanın takımını test ettiği, nelerin olup nelerin olamayacağını anladığı ve kendi hatalarını da anladığı haftalardır. Bunların hepsini hazırlık maçlarında anlayıp netleştirmek mümkün değildir, bazı şeyler ancak resmi maçlar başlayınca anlaşılabilir. Zaten kadronun nihai halini alması da tüm takımlar için ligin 5. haftası civarında mümkün olabilmektedir. Hocaya ve takıma hak ettiği zamanı tanımayan herkesin bunların kafasına sokması şart. Bu işler üç beş maçta olmuyor, dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir yeni kurulan takım ilk haftadan takır takır futbol oynayamıyor. Ama Beşiktaş çok verimli geçirilen bir kamp sonucunda, bir plan dahilinde gelişim gösteriyor. Yapılacak son transfer dokunuşları ile bu takımın şampiyonluğun en büyük adayı olması gayet mümkün…

mail: olcay.nurlu@abcspor.com

twitter: @olcynrlu

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

QUADRUPLE-DOUBLE, NBA TARİHİNDE SADECE 4 KEZ

NBA'de double-double hemen her maç, triple double'da her sezon onlarca kez gördüğümüz istatistiklerdir. Peki ya quadruple-double ? 350 bine yakın oyuncunun...

Benzer Konular