BATI CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK
Ağzında neşeli bir türkü, yüzünde kocaman bir tebessüm, Nasrettin Hoca’nın bir yerlere gitmekte olduğunu gören bir yakını laf atar:
– Hocam pek bir keyiflisin, hayırdır, nereye böyle?
Hoca cevap verir, der ki;
– Sorma, eşeği kaybettim, onu arıyorum.
– Hiç eşek kaybetmiş bir halin yok ama diye sorar yakını. Hoca cevap verir:
– Büyük ihtimal eşek şu tepenin arkasında o yüzden çok endişe etmiyorum, Haa, varırım tepenin ardına, bir bakarım ki eşek orada yok? İşte sen o zaman gör kıyameti.
Nasıl olsa toparlarız, hele bir durun bir kaç hafta daha, Cocu”ya iki üç maç daha şans verelim, bugüne kadar bir baltaya sap olamamış yardımcısına da birkaç hafta, Barış oynasın, Berke kaleye geçsin. Eşek nasıl olsa şu tepenin ardında misali gamsız bir yönetim.. Nihayet fark edildi ki, eşek tepenin ardında falan değil. Eşek kayıp.
Eşeği kim bulur? Bölgeyi iyi tanıyan biri bulur. En makul aday da Ersun Yanal. Taradtarın büyük çoğunluğunun sevgilisi..
Hoşgeldin Ersun Hoca”m.
Ersun Yanal gazıyla öyle bir başladı ki Fenerbahçe maça, 30 dakikada 250 pas yapıp 4 gol pozisyonuna girdi, muhteşem bir futbol ortaya koyup soyunma odasına da 2-0 önde girdi. Ersun Yanal sesleri ilk yarıda stadı inletti ama ilk yarı boyunca hiçbir varlık gösteremeyen Erzurumspor ikinci yarının hemen başında ve uzatma dakikalarında attığı 2 golle beraberliği kopardı..
Ersun Yanal sürpriz diyebileceğimiz bir 11’le başlamadı. Valbuena serbest, Ayew tekrar takıma dönmüş, orta saha Topal-Elif- Ekici..
Fenerbahçe bahsettiğim 30 dakika içerisinde tüm sahayı çok iyi parselledi, inanılmaz hücum pres yaptı, Hasan Ali’yi kaleciye pres yaparken gördük, tek paslar, verkaçlar, sağlı sollu ataklar, Isla’nın ortasından gelen iki gol..
Kadıköy’de her şey muhteşem giderken ikinci yarının başında gelen gol Fenerbahçe’li oyunculardaki özgüvcni yine yerle bir etti. Erzurumspor sahayı daha iyi parselleyen takım olmaya başladı. Valbuena ve Ekici yoruldu, Fenerbahçe hücumda hiç top tutamamaya başladı, Ersun Hoca’nın hamleleri ise sahada fayda gösteremedi ve Fenerbahçe uzatma dakikalarında yediği golle çok önemli bir 2 puan kaybetti..
Fenerbahçe bugün çok pozisyona girdi. Çok gol kaçırdı. Slimani yine baş roldeydi bu pozisyonlarda..
Fenerbahçe’ye sihirli bir değnek değdi dedik ilk 30 dakikada ama etkisi uzun sürtmedi, sürmez de zaten..
Kadro dışı kalmış oyuncular ve satılan oyunculardan sonra elde kalan kadronun yarısı, belki de yarıdan fazlası yeni transfer. Ali Koç ve Comolli’nin kurduğu kadro küme düşüyor yani. Ersun Yanal’mış, Mourinho’ymuş fark etmez.. Kadro bu, kimse kimseden mucize beklenesin.. Vakti zamanında getirseydin Ersun Hoca’yı şimdi orta sıralarda bir yerlerde olabilirdin..
Benzia. Sirkte soytarılık yapar ancak.
Ben çok umutluydum, üstüne koyar diyordum, Barış Alıcı. İkinci lig topçusu.
Mehmet Ekici ve Elif. İyi oynayan takımda da bir iş beceremediler bugün. Elif Real görür ama en fazla Villa Real.
Reyes.. Bitik.. Slimani.. Fenerbahçe futbol tarihinde onun kadar gol kaçıranı var mıdır bilmiyorum..
Sonuçta bu takımın bulunduğu yer tesadüf falan değil. Elbette hoca farkı diye bir şey de var ama kadro kalitesi diye bir şey de var.
30 dakikalık muhteşem bir oyun, kaçan goller ama Fenerbahçe Kadıköy’de 3 puana yine hasret.
Batı cephesinde yeni bir şey yok.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907