Maça çok hızlı başladı Beşiktaş. Quaresma’sız ikinci maçında da sürekli bastırıyordu. Lens inanılır gibi değil, herkes ona desteğe hazır ama o bir türlü Fenerbahçe’deki verimin yanına bile yaklaşamıyor. İyi niyetli ve önde de basıyor ama, bir türlü meyve veremiyor.
Gole kadar Beşiktaşın ciddi baskısı, Gençlerbirliğine nefes aldırmadı. Top tutamadılar. Bir iki kontra atak dışında -ki bir tanesi ciddi tehlike yarattı- neredeyse hiç yoktular. Fabri’nin mükemmel çıkardı frikikle de tehlike yarattılarsa da, tehdit oluşturamadılar.
Ama golden sonra, Beşiktaş ağır bir frene bastı. Hiç alışmadığımız bir takım hüviyetine bürünüverdi ve ben hiç sevmedim. Akıllarda belki diğer maçlar vardı ama, bir sürü sarı kart gördü takım. Talisca biraz daha kalsa ikinci sarıdan gidecekti ki, neyse hoca da gördü ve onu oyundan aldı da rahat bir nefes aldık.
Netice olarak, bir sıfır gibi az golün olduğu, ama büyük işin başarıldığı bir gün oldu. Başakşehirin yenildiği haftadaki bu üç puan altın değerinde. Üstelik rakiplerinin de moralini çok bozacak bir üç puan. Es kaza puan kaybı olsa, rakipleri çok rahatlayacaktı, ama tam tersi oldu. Avrupa macerasından sonra tam lige konsantre oldu artık Beşiktaş.
Çarşamba maçımız var. Gideceğiz tribüne ve destekleyeceğiz takımı. Alıncak üç ülke ve takım puanı orada duruyor. 1,5 milyon euro da bonusu var. Tur gidebilir ama bunlar bizi bekliyor. Başakşehir maçını düşünmeden, bu maça konsantre olmak lazım. Tribünler gene dolacaktır. Ben sadece o büyülü müziği bile dinlemeye bile giderim çünkü.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: cuneyd.yuzak@abcspor.com
twitter: @cyuzak