İç içe geçmiş kadınlardan oluşan Rus yapımı bir süs eşyası var, orta kısmından iki parçaya ayırıyorsun içinden aynısının biraz daha küçük boyutlu olanı çıkıyor, sonra daha küçüğü, daha küçüğü. Matruşka denilen bu zamazingodan bir tane de bizim evde var.
Mesela Mehmet Topal’ın kapağını açıyorsun, içinden Josef de Souza çıkıyor, Josef’in içinden Tolga Ciğerci çıkıyor, Tolga Ciğerci’yi açıyorsun Selçuk Şahin çıkıyor..
Tolgay’ın kapağını açıyorsun içinden Zajc çıkıyor, Zajc’ın içinden Ekici çıkıyor, Ekici’nin içinden Benzia çıkıyor gibi, gibi…
Ne demek istediğimi sanıyorum anlatmayı becerebildim, birbirinin kopyası adamlarla oluşturulan kadro yanlışlarından bahsediyorum ki, birbirinin kopyası dediğim bu oyunculardan ikisini hatta bazen üçünü aynı anda orta sahada izledik yıllarca.
Bu sezon gerçekten de Fenerbahçe’nin farklı bir orta sahası var, Gustavo başka bir adam, Sosa daha başka, Ozan tamamen farklı, Pelkas desen yine öyle ve bu orta saha gerçekten heyecanlandırıyor beni bir futbolsever olarak.
Samatta’yı açıyorsun içinden Valencia çıkıyor, Valencia’nın içinden Sinan, onun içinden Thiam, gerçekleri konuşmak gerekirse forvet hattının bu kısmını da böyle görüyorum çünkü tamamı boş alan bulduğunda etkili olabilen oyucular ve o yüzden de Perotti ve Kemal Ademi transferlerini çok değerli buluyorum ve sebebi de gün be gün meydana çıkıyor.
Erol Hoca geçen haftanın 11’ini tercih etmiş, Lemos yerine Serdar vardı, geçen hafta Pelkas solda olmaz dedik, göbekte daha etkili dedik ama Sosa ve Ozan’ı yine bozmak istememiş, belli ki Ozan’ın önde yaptığı presi de çok önemsiyor, Pelkası’ı yine sola mahkum etmişti ma Pelkas da açıkçası oraya pek hapsolmadı, sevdiği bölgelere sık sık gitti..
Fenerbahçe kenar atak organizasyonlarıyla topu ceza sahasına indirmek üzere kurgulanmış bir şablonla ve bildiğimiz ön alan baskısıyla başladı maça, topa sahip oldu, istediği atak organizasyonlarını da yaptı ama ortada bir yanlış vardı,topa kafa vuracak adamı yok. Hatta biraz daha ileriye götüreyim iddiamı, Serdar’dan başka topa kafa vurmayı bilen adamı da yok Fenerbahçe’nin.
Tüm bunlara rağmen kalesinde hiç pozisyon vermeden, pozisyonlar da bularak baskılı ve etkili bir 45 dakika seyrettirdi Fenerbahçe. Günden güne üzerine koyarak da gidiyor ama futbol sonuç oyunudur, Erol Hoca’nın elinde bol alternatifli bir kadro var, kenardan olmuyorsa, göbekten, bir şekilde defansı deleceksin.
Fenerbahçe’nin bu seneki transfer politikasını zaman zaman topa tutarken bunları kastettim ben. Fizik gücünü ligin üstüne çıkarmış, rakibi pas manyağı yapmış, her maçını yüzde 62 topa sahip olma ortalamasıyla oynamış ama ligi ikinci bitirmiş çok Fenerbahçe seyrettim ben ve puan kayıplarının çoğu da kapanan takımlara karşı yaşanmıştı..
Antalyaspor belki kapanmak üzere sahaya çıkmamıştı ama Fenerbahçe oyunu domine edince mecburen gömülmek zorunda kaldılar ve Fenerbahçe pozisyonlar bulsa da ilk yarıda kilidi açmakta zorlandı..
10 kişi kalmış Antalyaspor ikinci 45 dakikada kontra için sahadaydı ama ikinci yarının hemen başında golü kalelerinde gördüler. Fener buradan alır, götürür ve farkı da açar diyenler iki pasla gelen Antalyaspor golüyle şoku yaşadılar ama açıkçası Fenerbahçe’nin gol bulamayacağını da düşünmedim, golü bulmakta bu kadar zorlanacağına da ihtimal vermedim.
Golden sonra gelen baskı, sağlı sollu ataklar, Perotti ve Cisse’nin oyuna girişi Antalyaspor’un işini daha da zora soktu.. Bu kar bu ateşe ne kadar dayanır soruları altında top 3 kez direkten döndü, nihayetinde Perotti’nin bireysel katkısıyla yarattığı penaltı pozisyonu ve yine kendi ayağından yaptığı vuruşuyla gelen gol Fenerbahçe’ye hem 3 puanı hem de liderliği getirdi.
Ben bugün Fenerbahçe’yi çok beğendim, bitiricilik konusundaki sıkıntıya ve şanssızlığı da dahil edebiliriz. Evet; bazen top da seni sevecek, maç berabere de bitseydi övgü dolu bu sözlerimi esirgemezdim. Fenerbahçe istekliydi, orta sahada iyi pas yaptı, önde iyi pres yaptı, topu en kısa yoldan ceza sahasına taşıma konusunda da iyiydiler, yeterince pozisyon da buldular ama gol bölgelerinde etkisizdiler, bu sorun kronik bir hal alırsa, sıkıntı olur.
Bugün iyi bir görünüm çizip bir de asiste imza atsa da Valencia bitirici bir oyuncu değil, bence çok tartışılır, çok fazla şey yapmak isterken zaman zaman saçmalaması da ayrıca tartışılır..
Tek santrfor oynasın diye transfer edildiyse Samatta transferi bir futbol cehaletidir, tek santrfor oynayamaz, stili Fenerbahçe’ye uygun değil.. Kemal Ademi özellikleri itibariyle en uygun olanı, kalitesi yetersizse Cisse oynar, net..
Erol Bulut isimlere takılmamalı. Bugün sahanın en kötüsü Samatta’ydı, kendisini sahada tutmak için Pelkası’ı oyuından aldı. Oysa Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki en etkili ismi Peklas’tı, oyun zekası en yüksek oyuncusu da Pelkas zaten, pozisyon bilgisi de iyi, gol bölgelerine de iyi gidiyor, çok gol atar.
Ozan ve Sosa ikisinden vazgeçemiyorsan da ya Ozan’ı bazen kanatlara atacaksın ya da Ozan’ı arkaya, Sosa’yı öne koyacaksın, Ozan bir 10 numara veya forvet arkası değil, Erol Bulut da farkındadır diye umuyorum. Oranın adamı Pelkas, bariz ortada..
Fenerbahçe’de bir kanat sahibini buldu, Perotti ben varım dedi, buradayım dedi. Kalite çok önemli, bugün ayağına aldığı her topta bu mesajı verdi, rakibine çarşıya gönderdiği pozisyonda tecrübesini de gösterdi, soğukkanlılıkla penaltıyı da kullandı, bence 3 puanı da Tango’cu aldırdı..
Sinan ve Mert Hakan. Bir tane olumlu hareket bekledik ama yine göremedik. Maç eksikleri var ama bence ikisi de olmayacak, onlar adına üzgünüm, Mert Hakan’ın şansı hiç yok, o bölge çok zengin..
Sonuçta Fenerbahçe çok güzel bir oyunla galip geldi. Skor yanıltmasın, direkten dönen tam 6 top ve Valencia, Samatta ve Tisserand’ın kaçırdığı inanılmaz goller var, bu oyunculara takımdan ayrı abdest mi aldırır Erol Hoca, ne yapar bilemiyorum ama Fenerbahçe bugün çok güzel sinyaller verdi, şampiyonluk konuşmak için erken ama işte öyle bir şeyler var ufukta..
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907