Geçen hafta Denizli deplasmanında son periyotta zora sokulup güç de olsa kazanılan maçtan sonra ligde ilk kez üst üste ikinci galibiyeti almanın peşindeydi Beşiktaş. Bunu da ligin yedinci haftasında altıncı maçında Malatyaspor’a karşı başardı Siyah-Beyazlılar. Bunu yaparken bir diğer başardığı ilk de, kalesini gole kapatmayı sonunda becerebilmiş olmasıydı. Bu haftaya dek gol yemediği maçı olmayan tek takım olan Beşiktaş sonunda bu konuda şeytanın bacağını kırabildi. Bugün de her maçta olduğu gibi çok sayıda gol fırsatını cömertçe harcamış olsa da, diğer maçların aksine bu kez gol yememesi 3 puanın gelmesini sağladı.
Beşiktaş’ın şu an için en nokta transferlerinden biri gibi görünen Ghezzal, takımın saha içi liderliğine soyunmuş gibi bir görüntü vermekte. Oynadığı mevkii kanat olsa da, daha şimdiden çoğu hücumda arkadaşlarının onu araması ve topların onda toplanması bunun göstergesi. Ghezzal da bunun karşılığını veriyor doğrusu. Henüz %100’üne ulaşmadığı bariz olsa da kalitesiyle fark yarattığını söyleyebiliriz. Bir diğer doğru transfer de sağ beke alınan Rosier. Bu oyuncu da bir Adriano olmasa da, 3 yıl önceki şampiyonlukta hatırı sayılır bir katkı veren Beck gibi faydalı bir oyuncu olduğunu iki maçında gösterdi. Özellikle hücuma katıldığı anlarda yaptığı çok düzgün ortalar umut vericiydi.
İkinci yarıya da agresif ve gole aç şekilde başlayan Kartal’da gol nihayet 55. dakikada organize bir atak sonucu geldi. Oğuzhan’ın sol çaprazdan ceza sahasına girdiği anda hemen arkasındaki Ghezzal’ı görmesi ve Cezayir’li oyuncunun yetenekli sol ayağıyla içeriye gönderdiği nefis ortada Larin’in nihayet doğru yerde kafayı vurmasıyla gol bulundu. Birkaç kafa golü fırsatı daha bulduğu maçta Larin’in hattrick yapması mümkün olabilirdi, tabii en az üç gömlek daha üst kalitede bir oyuncu olsaydı.
5 tane değişiklik hakkı olduğu halde yine geçen hafta olduğu gibi 70. dakikaya kadar bu hakkını kullanmayan Sergen hoca bu tercihinde neye dayanıyordu, anlamakta zorlandım. Hani takım çok iyi oynuyor olsa, sahadakilerin hepsi çok hazır ve formda olsa anlaşılabilir, ama öyle bir durum yoktu. Önceki haftalara göre bir tık daha derli toplu oynayan ve daha çok pozisyon bulan bir takım vardı, ama değişiklikler doğru zamanlarda doğru isimlerle kullanılsa bence daha iyi bir skor alınabilirdi. 70’te Oğuzhan’ın yerine giren Mensah’ın birkaç dakika sonra hasretle beklediğimiz driplinglerinden biriyle Aboubakar’ı soktuğu pozisyonun boşa gitmesi yazık oldu.
Geri kalan dört değişiklik hakkının da sadece iki tanesini 85. dakikadan sonra kullandı Sergen Yalçın. Yorulan ve henüz tam hazır olmadığı belli olan Aboubakar’ın yerine Güven’in girmesi için bana göre çok geç kalındı. Zaten Güven’in en etkili olduğu sol kanat forvet pozisyonunda kullanılmayıp orada Larin’in tercih edilmesi de bence gereksiz. Güven o bölgede oynarken Burak ile çok iyi anlaşmış ve skorer bir dönem geçirmişti. Aynı şeyi Aboubakar ile beraber de yapabileceğini düşünüyorum, çünkü Güven Larin’e göre futbol zekası daha yüksek bir futbolcu. Larin çalışkan ama bu yetmez. Beşiktaş’ın ihtiyacı olan şey kalite. Bunun en güzel örneği de Lens’in yerini alan Ghezzal ile takımdaki değişim!
mail: olcay.nurlu@abcspor.com
twitter: @olcynrlu