https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

AĞAÇLAR AYAKTA ÖLÜR

Okunması Gerekenler

İş yeri açmak zor iştir, risklidir. Onlarca parametreyi hesaplamak zorunda kalırsın, belki de yüzlercesini ama birini atlarsın ve para kaybedersin..

Mesela bir mahalle keşfedersin, yeni bir mahalle ve hızla gelişiyor, radarına alırsın. Bakarsın her esnaf iş yapıyor, gidersin müşteri olarak bir kaç tanesiyle sohbet edersin, ağzını ararsın, bakarsın herkes hayatından memnun. Dersin ki böyle bir mahallede neden tuhafiye olmaz ve o mahallede bir tuhafiye açıp batarsın çünkü orada tuhafiye olamıyormuş da o yüzden tuhafiye yokmuş.

İşin aslı şu ki cebinizde 500 Bin TL kadar bir sermaye var ve bir iş kurmayı düşünüyorsanız, o işin başarılı olma ihtimali yüzde 10-15 civarları..

10 Milyon TL sermayeli bir iş kurmayı düşünüyorsanız o halde başarılı olma ihtimaliniz yüzde 90’lar. Hiç bir şey bilmiyorsanız değerinden biraz daha fazla ödeyip iş yapan bir mekanı devralırsınız olur biter.

10 Milyon TL paranız var ama 500 Bin TL sermayeli bir iş yapma fikrindeyseniz peş peşe 20 tane iş yeri açıp 20’sini de batırma ihtimaliniz çok yüksek.

Transfer de aynı böyle işte.20M altında bonservisi olan her oyuncu bir risk. 10M altındakilerden sende de var zaten, fark yaratmıyor, bu paralara transfer yapacaksan çok yüksek ihtimalle ıskalarsın..

3M altında bir maaşa oynayan oyuncu da büyük ihtimalle dandiktir. Nadiren iyi çıkıyor, iyi çıkarsa da olay oluyor zaten.

Ali Koç’un bir türlü anlayamadığı nokta tam da burası işte. Her sezon 20 tane çöp, elde var sıfır. 3-4 tane risksiz adam alsa bu iş tamamdır..

Edin Dzeko yıllık 4.2M Euro karşılığında 2 yıllık imza atmış. Bence bu rakam OK’dir. Bu adamın yaşı olsa da bu seviyelerin oyuncusudur ve bunlar en az bu kadar alıyorlar. Bu sezon bir de Suudi Arabistan faktörü var, harbiden de rakam normal. Oosterwolde’ye 7.5, Samatta’ya 6, Lincoln’e 5M bonservis vermek kadar riskli değil bu transfer..

Ligin içinden geçer, geçemez gibi konular ayrı. Ben yaşına rağmen katkı vereceğini düşünüyorum, Serdar Dursun’u 40’ında da olsa cebinden çıkarır. Hava topu kazanma istatistiği yüzde 75, sırtı dönük oyunda var, ben olsam 4-1-4-1 oynarım, arkasına Zajc ve Arda, bir yanına Nani, diğer yanına da bir Deivid bulup koyarım ve randıman da alırım. Gönül ister ki 28 yaşında bir Dzeko bulup alınsın, imkanlar da bu kadar, malzeme de bu kadar..

Yüksek maaş, sıfır bonservis, 1+ opsiyonlu kontrat en temizi her zaman.

Kiralık olayını da seviyorum ben, Erden Timur da oradan yürüdü. Başka türlü kalite çıtası yukarı çıkamaz ki?

Oyuncunun yaşı gençse ve biraz potansiyelliyse 8-10M bonservis çekiyorlar. 6-7 milyona bir şekilde bağlanıyor. Böyle oyuncular genelde 700-800K Dolar maaşa oynuyorlar, attın mı önüne 1.5-2M gemileri yakıp geliyor. Kâr ettiğini sanıyorsun ama öyle değil işte. En az 10M çöpe gitti.

Hee, şimdi şöyle bir şey var, her sene bir iki tane Eljif, Ferdi falan alman lazım, bu başka bir konu. Ki Ali Koç bunu yapıyor.

Yani kısaca 1.5M Euro bonservisli 10 tane Kemal Ademi transfer etsen Dzeko’nun 5 maçta vereceği katkıyı bile alamazsın, bunu gördük.

Transfer politikasındaki bu keskin U dönüşü ben olumlu buluyorum.

Transfer hocaya bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir derler, alınsın, problem yok, Ali Koç alabiliyorsa Livakovic’i de alsın, nasıl olsa kaleci lazım, hatta bana göre en önemlisi. Ara transferde önüne çıkan Keylor Navas Nottingham Forest’i kümede tuttu, belki seni şampiyon yapacaktı. Galatasaray’la Fenerbahçe arasındaki fark aslında Muslera, İcardi değil, bir de bunu görebilse şampiyonluk kupası da görecek..

Fenerbahçe taraftarı son yıllarda o kadar vasata alıştırıldı ki İsmail Kartal gelse zil takıp oynayacaklar var. Özellikle İsmail Kartal diyorum çünkü Ali Koç’un işaret ettiği yerli teknik direktör tanımına sadece Ismail Kartal uyuyor. Volkan olmadı, Aykut Kocaman zaten olmaz, geriye bir tek o kalıyor ama bu saate kadar açıklanmadığına göre bir ters köşe var çünkü bu transfer Ali Koç’un parmak şıklatmasına bakar, parmağı şıklattığı anda İsmail Kartal telefonu evde unutur, tumanını yolda toplar ve vazgeçmeden gidip şu imzayı atayım der ve ışık hızında soluğu kulüp binasında alır..

Bi köşe dükkan bulalım, önüne 4 tane sehpa 8 tane tabure atıp çay ve tost satalım, batmayız en azından, batsak da en azından ufak batarız kafasındaki taraftarın da Ali Koç’tan bir farkı yok, isteyenler o yüzden istiyor, İsmail Kartal’ın imzasını da sosyal medyada meşaleler yakarak kutlarlar, Galatasaray’lılar da kıs kıs gülerler..

İsmail Kartal yanlış iş olur. Sezonu çıkaramaz, baskıyı kaldıramaz. Bu işin mutfak kısmı zordur, restaurant’ı 10 hafta iyi çekip çevirdi diyenler yanılıyor, o mutfağı o kurmadı, menüyü o yapmadı, tüm personeli o işe almadı ve kimsenin neden az iş var diye hesap sormadığı bir dönemde geldi ve daha da önemlisi bu konularda bir başarısı yok, en uzun 8 ay çalışmış bir kulüpte, tam sezonu yok, 3 maç kaybettiği anda hocalığı tartışılır, Dzeko git yerine otur der, öteki senin yapacağın kadronun ta der.

Hem Avrupa’da hem de ligde yoluna devam eden hiç bir takım şampiyon olamıyor son yıllarda, bu sezon hoca seçimi bence önemli, ligi domine edebilecek 2-3 isim de katabilirsen kadrona ipi göğüsleme şansın var ve belli ki kalite çıtasını Ali Koç yukarıya taşımaya niyetli.

Taraftara sesleniyorum, gerekirse 3.ol, 4.ol ama üstüne koya koya git, değerlerinden ödün verme, yıldız futbolcunun yaşına takılma, maliyeti uygunsa gelsin. Unutma ki Valbuena ve Soldado bu takımı kümede tuttu..

Hasta Fenerbahçe’li bir arkadaşımın oğlu sonradan Galatasaray’lı olmuş, hasta derken öyle-böyle bir Fener manyağı değil, ne yaptıysa başaramamış, en sonunda oğlanı dövmüş.

Bir başka arkadaşım kızına Galatasaray forması almak için GS Store’a gittiğini hüzünlenerek anlattı. Başarı yoksa taraftar da yok. Taraftar yoksa geleceğin de yok..

Taraftar iki şekilde kazanılır. Ya şampiyon olacaksın ya da yıldız futbolcu transfer edeceksin.
Herkes aklını başına devşirsin, saçma sapan isimlere prim vermeyin, illa ki yerli diyorlarsa Sergen ama benim gönlüm isimli hocada hala. Burası Fenerbahçe. Ne İsmail’i, ne Abdullah’ı deyin, burası Fenerbahçe. Yıldız gelsin, 1400 liraya aldığın formanın arkasına Valencia yazdıracaksan değmez, salı pazarından aynısını 300 liraya al daha iyi. Lig TV bile almaya gerek yok sıradan takım izlemek için, İnat TV yeter de artar bile.

Bırakın İsmail Kartal’ı, Altay’ı, Valencia’yı, sevgili komutanınız Mert Hakan’ı bilmem kimi, adam gibi hoca, adam gibi topçu isteyin, Fenerbahçe büyüktür, ölecekse de, taraftar kaybedecekse de onuruyla kaybetsin. Ağaçlar ayakta ölür, ölecekse de ayakta ölsün koca çınar..

mail: bruno.monte@abcspor.com

twitter: @BrunoMonte1907

Son Haberler

HEP SONLAR HATIRLANIR

Maç başlamadan önce sorsalar, ''Beşiktaş'ı 2-1 yeneceksin, razı mısın?'' diye, çoğumuz kabul ederdik herhalde. İstediği kadar sıkıntılı bir dönem...

Benzer Konular