Bir Trabzonspor – Fenerbahçe maçı daha geldi çattı. Kan davasına dönen KUPA DAVASI sebebiyle yine en az maç kadar Trabzonluları ve onların temsil ettiği Karadeniz insanını konuşacağımız bir haftaya daha gireceğiz. Gerçekten de ilginçtir Karadenizimizin insanı. Sadece Karadeniz insanı mı? Karadeniz valiliği bile.. Dinleyin bakın, ne anlatacağım, gergin maç öncesi biraz tebessüm edelim. Karadeniz insanı hem zekidir, hem inatçıdır. Fıkralara konu olan halleri aslında zekasızlığı ile alakalı değildir. Tamamen mantıksal farklılıktır. İşte Karadeniz insanını da fıkrasını da komik yapan budur!
2006 yılında Trabzon Valiliği, Trabzon şehrini, kültürünü ve insanını anlatan bir il yıllığı hazırlıyor ve bastırıyor. Trabzon mevzu bahis olunca tabii ki Temel’siz bir yıllık düşünülemez. Bir de Temel fıkrası patlatıyorlar. Onbinlerce Temel fıkrasının içinden bula bula bunu mu buldunuz cinsinden bi fıkra. Tabii ki müstehcen fıkra tepkilere neden oluyor:)
İŞTE O FIKRA Temel ile Cemal çok sıkı arkadaş. Bir gün Temel, Cemal’in evinin önünden geçiyormuş. Hanımı da cam siliyormuş. Temel: Cemal evde mi? demiş. – Yok, demiş. – O zaman aç kapıyı da geleyim demiş Temel – Hes len. Sen beni o….pu mu zannettin !!deyince temel çıkışmış: – Para vereceğimi kim söyledi? Fıkra hakikaten komik, komik olmasına da ne işi var valiliğin il yıllığında ? Dedik ya, enteresandır Karadeniz insanı. Enteresan olduğu kadar da naiftir ama en önemlisi olgundur Karadeniz insanı. Niye diyorum bunu, bir insanın kendi ile veya kendi kusura ile dalga geçebilmesi hakikaten bir erdemdir. En çok Karadenizliler anlatır Temel fıkrasını, en çok da onlar güler, onlar eğlenir.
Peki ya stadtaki Trabzonspor taraftarı için aynı şeyi söylemek mümkün mü? Ne diyebiliriz ki kendileri için ? Gelir durumu itibariyle sanıyorum zengin bir taraftar grubu. En azından böyle bir tespit yapabiliriz. Sahaya akıllı telefon fırlatmanın başka bir izah tarzı olabilir mi? Gerçi en son Fenerbahçe maçında sahaya kaba inşaat fırlatmışlardı. Demek bi kriz var ama inşaat malzemesi deyip geçmeyin, o da dünya para artık. Işte onlar başka Trabzonlular değil. Aynı Trabzonlular. Aynı güzel insanlar. Onları bu hale getiren şehirlerinin spor liderleri. Hani şu şikeye teşebbüs edip,Onu bile beceremeyen yöneticileri, mafyamsı ağır abileri falan filan. Herkes tanıyor onları.
Kupa meselesi bir yana, O şehrin en büyük eğlencesi futbol. Hal böyle olunca da bir yönetici olarak prim yapmanın en iyi yolu da Fenerbahçe’ye sallamak. Kendimi bildim bilesi orda olaysız bir Fenerbahçe maçı olmaz. Hiç bir şey olmamışsa en azından Fenerbahçe takım otobüsünün camı çerçevesi inmiştir aşağı o kadar net söylüyorum. Sanıyorum, sebebi Fenerbahçe’nin büyüklüğü, en büyük ve en güçlü olarak kabul edilmesi O şehirde. Halbuki en büyük darbeyi hep Galatasaray’dan yiyorlar. Ellerinde ne kadar iyi futbolcu varsa Galatasaray çekip alıyor ellerinden ama gıkları çıkmıyor. Galatasaray’ın alt yapısı gibi oldular, farkında değiller demek ki.
Neyse, bu hafta yine Fenerbahçe futbol takımı Trabzonpor seyircisinin önüne çıkacak. Neler olacak göreceğiz. Maç yine yarım kalabilir mi ? Aynı hatayı bir kez yapıp Fenerbahçe’ye yine bir üç puan hediye ederler mi? Abi, bunlar laz. Yaparlar mı yaparlar. Yine Aziz Yıldırım’a küfürler edilecek, yine 2010-2011 futbol sezonu şampiyonu Trabzonspor pankartları açılacak, süper yaratıcı (!) 61.dakika trübün show‘u yapılacak, Emre’ye küfürler edilecek, stada sokabildikleri ne varsa fırlaracaklar sahaya. Yine ceza alabilirler. Alırlarsa yine tahkime gidecekler ve yine tahkim cezayı yarı yarıya indirecek ve biz de her sene aynı şeyleri konuşacağız.
Delikanlı ağır abi yöneticileri hiç bir zaman yapıcı konuşmayacak ve her sene şampiyonluk vaadinde bulunacak ama şampiyon olamayacaklar. Çünkü futbol takımları şampiyon olmaz. Camialar şampiyon olur. Camialarda en temel anlamda yönetim, futbol takımı ve taraftarlardan oluşur. Transfere milyon Euro’lar harcamak, ünlü isimler getirmek seni şampiyon yapmaz. Trabzonspor’un bu anlamdaki en büyük handikaplarından birisi de taraftarıdır. Maalesef salt taraftardır, destekçi değildir. Ne tezahürat yapmayı bilirler, ne taraftarlık yapmayı, ne rakibi baskı altına almayı bilir ne de hakemi. Bakın Trabzospor’un iç saha istatistiklerine göreceksiniz bunu. Takımın itici gücü asla değiller. Aksine el freni. Ama kaldırım taşı söküp stada gizlice sokmak konusunda maaşallahları var.
Gelelim maça.. Trabzonspor çok iyi transferler yaptı. Taraftarı uslu durursa güzel bir maç izleyebiliriz. Fener’in de Caner gibi çok önemli bir eksiği var. Fenerbahçe en fazla 3 puan kaybeder. Kazanırsa çok morallenir. Berabere kalmakla da bir şey kaybetmez. Trabzon kaybederse, sezonu kaybeder. O kadar net! Bir daha toparlanamaz. Toparlanırsa şampiyon mu olur peki? Ben Trabzonspor’un, takımıyla, yöneticisiyle ve taraftarıyla tam bir camia olmadan şampiyon olabileceğine ihtimal vermiyorum. Olursa sürpriz olur.. 7-8 Karadeniz takımının iki maçta da Trabzon’a fazla asılmayıp şampiyon yaptığı günler geldi, geçti ve bir daha gelmeyecek. O seyirciyle şampiyon olabilmek mümkün değil. Daha kırk fırın ekmek yemeleri lazım.
Cem Yılmaz demeden: EĞITIM ŞART !! Aldığım duyumlara göre kupalarına kavuşma umutlarını hiç kaybetmemişler. Hatta hükümete yakın bazı kimseler “O iş ayarlanıyor, biraz sabırlı olun” bile dedi bir seçim konuşmasında. AÇEPE KUPAYI BIZE VERECEK DA diye dolanıyorlar ortalıkta bi umutla. Ey güzel yurdumun güzel insanı, Fener’in şike yaptığına inanıyorsun onu anladık. Peki kim kurtardı Fener’i ? Yüzünüzden 58’i basmış oyu Açepe’ye, Ne iş ?? O oyu hala kupa gelecek diye verdiysen ve hala da bekliyorsan sana söyleyim: Bu saatten sonra o kupa gelmez. Elindeki sapıyla idare ediver artık.
