Maçtan önce Fenerbahçe’liler ne düşündüyse hepsinin tam tersi gerçekleşti. Çoğumuz baskılı bir oyun bekliyordu halbuki baskıyı yapan Galatasaray oldu. Hatta bu sezonki en önemli özelliğimiz olan ön alan baskısını biz hiç yapamazken, rakip oyuncular bizim defans oyuncularımıza çıkarken fazlasıyla hata yaptırdılar.
Ön taraftaki oyuncuları Barış Alper-Mertens-Kerem ve Rashica fizik olarak bizim stoperlerimize karşı zayıf kalabilir diyorduk. Tam tersine sadece süratleriyle zorlamadılar defansımızı, ikili mücadelelerde de sağlam durdular. Halbuki bizim hücum hattımız hem baskıyla hem de hareketlilikleriyle Abdulkerim Nelson ikilisini zorlar diyorduk. Orda da evdeki hesap çarşıya uymadı.
Bir başka güvencemiz ise hoca farkı diyorduk. Okan Buruk’un orta sahadaki hızlı bir kaç paslaşma sonra defansın arkasına kaçma planı tuttu. Jesus’un ise ne defansif ne de ofansif planları boşa gitti. Oyuncu değişiklerinden de verim alamadık. Sonuç olarak hoca konusunda da bu maçta beklediğimiz fark ortaya çıkmadı.
Taraftar böyle durumlarda bir günah keçisi aramaya çok meraklı. Yine hedef tahtasına Altay’ı oturttu. Halbuki tüm takım hayal kırıklığı yarattı. Peki biz taraftar olarak derbiye yakışan iyi bir destek verebildik mi? Takım 1-0 mağlupken oyuncuları motive edebildik mi ? Maalesef hayır. Bence en az takım kadar biz de kötüydük.
Sonuçta cok ağır bir darbe aldık. Yönetimi, takımı, hocası, taraftarı beraberce aldık bu darbeyi.Buradan tekrar ayağa kalkmak kolay olmayacak. Becerebilecek miyiz, göreceğiz. Hocayı buraya kadar çok övdük. Bugün o da kötüydü. Bu ağır darbenin altından kalkmamızı da yine ondan bekleyeceğiz.
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72