A4 denildiğinde zihninizde canlanan şey bir kağıt parçası ise fakirsiniz demektir. Ben demiyorum, bir otomobil reklamı öyle diyor. Esprili bir yaklaşım, amaç dikkat çekmek ve hatırda tutmak..
Ben de reklamın devamını yazayım.
A4 denildiğinde aklınızda bir CV (özgeçmiş) canlanıyorsa, muhtemelen bir insan kaynakları müdürüsünüz, o kağıtta ne yazdığı, özellikle de referanslar kısmında ne yazdığı sizin için çok önemli olmalı, içerik boşsa mülakata dahi çağırmazsınız, dolayısıyla işe de almazsınız.
Zaten de CV’si boş bir adayı çok mühim bir göreve kabul ediyorsanız ya derdi kovulmak ve tazminat almak olan bir insan kaynakları müdürüsünüzdür yahut da patron sizsinizdir..
Şimdi böyle bir adayı patron geçici olarak işe almış, işinde de gayet başarılı görünüyor ama sağda solda ahkam kesiyor ben ikinci adam olmam falan filan gibi laflar ediyor..
Aklı başında hiç bir patronun bu kişiyle uzun vadeli planlar içinde olabileceğine ihtimal vermiyorum, bu da tamamen ayrı bir durum..
10 yıldır karşıklı takipleştigimiz bir Fenerbahçe’li dostum soru sordu:
– Abi dedi, sezon başında İsmail Kartal gelseydi ne olurdu sence?
– Şimdiye kadar 50 kere kovulmuştu, Pereira kadar bile dayanamazdı dedim..
Crespo olmazdı, Kim olmazdı, Rossi olmazdı, bunlar dahi olsa dayanamazdı çünkü CV’si boş. Bugün şakşaklayanlar 6-7 hafta sonra kovun şu çapsızı diyeceklerdi, ne başarısı var diyeceklerdi, medya, taraftar hep birlikte çıtır-çıtır yiyeceklerdi.
Gerçekten de hocalık kariyeri bomboş, Sivas’ı süper lige taşımış sonra gittiği her yerden kovulmuş, futbolculuk kariyeri ise maalesef çok eskide kalmış, o da çok parlak değil. Rıdvan, Oğuz, Aykut falan gibi değil yani, Emre de değil, hocalık kariyeri de Erol Bulut kadar bile değil.
Maalesef bu işte CV çok önemli. Senin dayanabilme kudretin, mukavemetin demek..
Neden böyle diyorum çünkü bu yol çok çetin ve uzun bir yol ve bu camia çok zor bir camia. 3 maç mağlup olduğun anda ismin de sorgulanır, hocalığın da sorgulanır ve 3 maçı öyle-böyle kaybedersin veya sana kaybettirirler ve İsmail Kartal’ı çıtır çıtır yerler..
Diğer taraftan bakıyorsun, Ohh ne güzel İstanbul. Hoca kovulmuş, camiada beklenti yok, bütün oklar başkana çevrilmiş, baskı yok, stres yok, risk yok ve ligin sonu gelmiş. Bu da bambaşka bir kolaylık.
Şimdi bu adamların hepsi 1 ay tatil yapsın, 3-5 kilo alsın, 4-5 tane de yeni oyuncu eklensin, o isimleri de İsmail Kartal versin, işte o zaman görürüz hocalığını..
Öte taraftan aynı taraftar diyor ki Suarez gelsin, o gelsin, bu gelsin?
Suarez gelince ne olacak? Hocası Arap İsmail mi olacak? Biz bu filmi gördük?
RVP vp’ye parmağının ucuyla gösterdi mi kulübeyi, göstermedi mi?
Bunlar acı gerçekler..
Gelelim İsmail Kartal’ın takımına.
Kaprisli, egolu, kompleksli, inatçı ve ukala bir karakterin ardından gelen ve adilce forma dağıtan bir abi var, beşeri ilişkilerinin çok daha güçlü olduğu aşikar, köşeleri daha az bir karaktere sahip olduğu muhakkak. Bence bunlar çok önemli faktörler ve İsmail Kartal’ın gelişi oyuncular üzerinde olumlu bir etki yarattı, başarının sırrı da burada.
Bir diğer konu 4’lü savunmaya dönmesi. Ki, bu çok sakız olmuş bir konuydu..
Gustavo’nun sakatlanması ve zaruretten Crespo-Zajc ikilisini oynatması ve Crespo’nun orta sahada devrim yapması da çok etkili oldu.
Antalya kampında bir merkez orta saha istiyorum diye medyaya röportaj veren ben değildim, bu konuya da ayrıca dikkatinizi çekerim (!)
Bir de standart 11 meselesi var. Bu kadar bol alternatifli kadrodan istikrarlı bir 11 çıkarmak 20 hafta alıyor, Emre de aynını yaptı ve başarılı oldu, Gustavo’yu kesmesi de ikinci bir artı olmuştu ve ligin son dönemeci yine şenlikli geçmişti.
Özetle İsmail Kartal’la devam etmek risk olur. Altın değerinde bir jenerasyon var, yaş ortalaması çok düşük, bu kadroya 3-4 takviye yapacak, ismi tartışılmayacak ve sadece futbol takımını değil, futbol şubesini de çekip çevirecek kupa canavarı bir hoca lazım, tarihi kadroya tarihi hoca yaraşır. Tarihi kadro diyorum, yaşı itibariyle bu kadro bana Galatasaray’ın Avrupa’da kupa kaldırdığı kadroyu hatırlatıyor. Kaldı ki baskısız, stressiz bir dönemde alınmış galibiyetleri de referans kabul etmiyorum..
Yani İsmail Kartal bir misyon için göreve çağrıldı, misyonunu da başarıyla ifa etti, kendisine teşekkür edilmeli. Rebrov vs gibi çaylak hocalardansa elbette kalsın ama bu jenerasyon geçekten çok üst düzey bir hocayı hak ediyor, lige ambargo koyabilecek bir kadro bu, o yüzden bence İsmail Hoca ile bu kadar, fazlası romantizmdir. Romantizm denilen şeyin fazlası da romatizma gibi bir şeydir, sızım-sızım sızlatır..
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907