*** Fenerbahçe bu hafta sonu bir kez daha yenildi ve 4 hafta sonundaki puan kaybı 9’a çıktı. Belki de milli maç arası Gong misali yetişti sarı lacivertlilere.. Sizce Fenerbahçe adına yeni raund nasıl başlayacak?
Milli maç aralarını rahmetli Selçuk Yula’nın ayağı, Lüksemburg maçı öncesi kırıldığından beri sevmem. Ama dediğin gibi gong geldi…
Cocu’nun Kayserispor önünde çıkardığı ve bitirdiği 11’leri bir daha göremeyeceğimize inanıyorum. Fazlasıyla deniyor…
Tabii tüm denemelerin verimli olup olmadığını maç sonunda veya sezon sonunda görüyorsun. Misal, Slimani-Soldado-Frey varken Fenerbahçe 2 gol daha bulup 4-3 yapabilir miydi ? Evet, o pozisyonlar geldi. O zaman cesur hoca, hücum futbolu vs diye kahramanlık hikayeleri konuşuluyor olacak. Ancak Fenerbahçe’nin taktiği 20 dakika Şener ve Hasan Ali ile santraforlara top şişirmek olmamalı, sonuçtan bağımsız.
Türkiye ligi Alex’i tekme tokat döverek tutan Hürriyet’in ligidir. Orta sahada boğuşacak, rakibe krampon gösterecek adamlar gerekli. Zaten 14 yabancı kuralından sonra 5-6 iyi orta saha oyuncusu alan takımlar ligin büyüklerine kafa tuttular. Çünkü ligin büyükleri marka isimler peşinde koştu, buldukları isimler o derece koşmadı…
Yenilgiyi sadece Cocu ‘nun tuhaf kadro tercihine bağlarsak hata olur. Hangi oyuncular canla başla mücadele ediyor sahada ?
Fenerbahçe önce Samandıra’da mutlu olmalı, Şükrü Saracoğlu’ndaki mutluluk buna bağlı.
*** Artık transfer sezonu kapandı ve nihai kadro belli oldu. İlk kez Kayserispor maçında sahaya çıkan kaleci Harun ve ön libero oynayan stoper Reyes için neler diyeceksiniz? İki oyuncuya, son gün transferleri Benzia-Jailson ikilisini de katarak kısa bir yorum lütfen..
Reyes Porto’da son maçını Mayıs’da oynamış. Porto’nun hazırlık maçlarının kadrolarını bulamadım. Bulsam, “orada oynamadı” bilgisini teyit ederdim. Türkiye’de araştırmayı seven medya muhabirleri olsa onlar araştırırdı. Neyse… İlk maçından, hiç hazır değilken, kendi bölgesi dışında bir yerde oynatılmasının nedeni Mehmet Topal olmalı. Belki sakattı, belki hoca kullanmak istemedi. Bir maçla yorum yapamayız, hazır gözükmedi.
Harun benim gözümde her zaman hareketli ve orta üzeri iyi bir kalecidir. Beklemek gerek. Yediği üçüncü golü Volkan yese kıyamet kopardı, hatalıydı.
Diğer transferleri tanımıyorum, göreceğiz.
*** Sizce ilk 4 haftadaki 9 puanlık kayıpta; şans-Ali Koç-Comolli-Cocu-futbolcular, en hatalıdan aşağı doğru bir sıralama yaparsak?
Sıralama Cocu ve futbolcular. Göztepe maçı için de şans… Geçen hafta konuşmuştuk, Comolli’yi en erken Mayıs’da konuşuruz. Başkanı ondan sonra…
*** Sosyal medyada büyük tepki alan Hasan Ali Kaldırım’a maç öncesi Ali Koç’un sarılmasını nasıl yorumlayalım ?
Önce sosyal medya kim eleştiriyor diye bakalım. Kimliği belirsiz “fenomen” hesapları ciddiye alalım mı? Çöp desinler, herkes gülsün. Birisi bence daha büyük çöp desin ona gülünsün. Caps’ler yapılsın eğlenelim daha da gülelim… Böyle hastalıklı bir hal var.
Hasan Ali Kaldırım son 10 maçta 5 asist yapmış ve ligin sol bekleri arasında en iyisi diye yazarsam bana da “vasat sevici” derler. Elbette daha iyisi varsa oynasın.
Sosyal medyada terbiyesizlik, bilgisizlik futbol yorumu oluyor !
Başkan gitti Hasan Ali’ye sarıldı, bu anı FBTV verdi ve bence mesajı alması gerekenler aldı. Bunun yerine başkan çıkıp sosyal medyadan “sahip çıkalım” mesajı verse bu kadar etkili olmazdı. Tv’nin gücü her zaman sosyal medyadan fazladır, bana göre !
Ancak bu çok uzun soluklu bir konu. Nefret dilini sosyal medyadan silmek hiç kolay değil. Fenerbahçe tüm mecralarıyla bu hastalıkla mücadele etmeli.
*** Ligde en çok merak edilen oyunculardan biri Elif Elmas. Siz nasıl buluyorsunuz ?
Öncelikle geçen yıla göre çok kuvvetlendiğini görüyorum. Onun verim verebilmesi için kimlerle ve hangi görevde oynayacağı da çok önemli.
Misal formda bir Mehmet Ekici-Mehmet Topal ikisinin arasında görev yapsa yıldız olur. Tam tersindeyse tabiri caizse ihale ona kalır.
İsteği, isyanı, tekniği çok güzel ve gelişime açık. Yaşını unutmayalım. Bazen dinlenecek, deneyecek, bol hata yapacak, maç çevirecek…
Sadece “maç çevirsin” diye beklersek ona da yazık olur biz de.
Yemek yapmaktan hiç anlamam. Bazen hanım evde yokken bana talimat olarak fırına koy, şu kadar süre bekle ama oldu mu diye zırt pırt açma diyor. Açınca pişme süresi uzuyormuş !
*** 4 Eylül Rüştü Dağlaroğlu’nun ölüm yıldönümü. Onun hakkında biraz bilgi rica etsek.
Fenerbahçe’de 30 yıl yöneticilik, öncesinde sporculuk ve her daim akıl hocalığı yapmış birisi. Çocuklarının adları Cihat Arman ve Müzdat Yetkiner’den geliyor, öylesine tutkun.
1957 ve 1987’de yazdığı Fenerbahçe tarihi kitapları birer başyapıt. Satır araları göz yaşartan öyküler, isimsiz kahramanlarla dolu. Bugün bir excel’de kolaylıkla tutulabilecek bilgileri o günlerin koşullarında elle tutmuş ve hangi rakibi kaç kere yendik, hangi oyuncu kaç defa oynadı gibi bilgileri derlemiş.
1961’de darbecilerin “gerekirse Fenerbahçe’yi kapatırız” dedikleri bir görüşmede “İşgalci İngilizler kapayamadı siz nasıl kapayacaksınız” diye posta koyan bir kahraman.
Eğer onun özenle defterine gün gün tuttuğu notlar olmasaydı Fenerbahçe tarihinin büyük bir bölümünü bilemezdik.
Umarım sahaflarda altın değerinde olan kitapları tekrar basılır. Nur içinde yatsın, Allah bin kere razı olsun.
*** Bu haftaki kitap öneriniz ile 7 soru-cevabı bitirelim.
Bu yaz uzun zamandır okumak istediğim bir kitabı okudum. Dennis Bergkamp’ın hayat hikayesi. Stillness and speed: My story
Hollanda, Cruyff ‘un hocalığı, Inter, Arsenal günleri, milli takım, meşhur uçak korkusu… Tarzı ilginç, soru cevap şeklinde. Bazı sorular o dönemde beraber oynadığı çalıştığı kişilere sorulmuş. Onların cevapları da “peki sen ne diyorsun?’ diye Bergkamp’a…
Özellikle Cruyff ile diyalogları muhteşem. Meraklısına tavsiye ederim.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bozkurt.yilmaz@abcspor.com
twitter: @_bky