https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

BU OYUNLA SADECE MILANO’YU YENEBİLİRSİN

Okunması Gerekenler

Temsilcimiz Anadolu Efes bugüne kadar evinde hiç yenilmediği İtalyan temsilcisi Olimpia Milano’yu ağırladı. Son iki maçını kaybeden ve tekrar bir çıkış arayan lacivert beyazlılar için çok kritik bir maçtı. Sakatlığı nedeniyle bu sezon hiç bir Euroleague maçında forma giyemeyen Brown’ın dönmesi bekleniyordu ama riske edilmedi. Ayrıca son lig maçında sakatlanan Doğuş da kadroda yer almadı. Milano cephesinde ise sakatlığı devam eden Goudelock yine forma giyemedi.

“Boyalı Alandaki Kapışma”

Anadolu Efes maça klasik şekilde çift uzun, Stimac ve Dunston, ile başlarken Milano da buna karşın Jefferson & Tarczewski ikilisi ile parkeye çıktı. Temsilcimiz ilk bölümde topu sürekli pota altına indirerek uzunlar arası paslaşmaları da kullanıp üstünlük sağlamayı başardı ki boyalı alandaki bu aktif başlangıç onların savunmadaki önemli silahlarından biri olan Tarchewski’nin de erken iki faul alarak kenara gelmesini sağladı.

“Milano Farklı Opsiyonları Devreye Sokmaya Başladı”

Çeyreğin ikinci bölümünde tempo iyice yükseldi ve iki takım da savunmaların zayıf noktalarından faydalanarak kolay sayılar bulmaya başladılar. Anadolu Efes Dragic’in penetreleri ile etkili olurken, Milano da Jefferson’ın Motum karşısındaki atletik üstünlüğünü kullanarak pota altından üretmeye başladı. Ayrıca Micov da dış şutları ile devreye girdi ki temsilcimiz adına en dikkat edilmesi gereken oyuncuların başında geliyordu. Goudelock yokken Theodore ve Jerrells’ın yanına üçüncü bir skorer bulurlarsa, daha doğrusu buna izin verirsek maçın sonunu getirmek çok kolay olmayacaktı.

“Yüksek Tempoyu Doğru Kullandık”

Neyseki koç Per asovic’den de akıllı bir hamle geldi ve Ledo ile McCollum’u parkeye sürerek çeyreğin son anlarında artan tempodan takımınının faydalanmasını sağladı. Bu iki isim Anadolu Efes’in hücum ritmini zirveye taşırken bu kez Motum-Dunston ikilisi ile pota altını işlemeye devam ettik. İlk çeyrekte hücumda istediğimiz herşeyi yaptık, hem içeriden hem dışardan zayıf Milano savunmasına karşı rahat skor ürettik. Diğer taraftan tempoyu arttırsak da Milano’nun kolay hızlı hücum sayıları bulmasına engel olduk, biraz olsun boyalı alanı daha sert savunabilsek onları 15 sayının bile altında tutabilmemiz mümkündü.

“İkili Oyun Savunmasında Sınıfta Kaldık”

İkinci çeyrekte Jerrells, Bertans, Kalnietis ile topa yön verebilen 3 ismi aynı anda parkeye süren koç Pianigiani pota altında da iki atletik isim Tarczewski ve Jefferson’u oynatarak Anadolu Efes’in ikili oyun savunmasındaki zaaflarına cezayı kesmeye başladılar. Koç Perasovic ise McCollum, Ledo, Dragic üçlüsü ile enerjiyi yukarı çıkarıp hücumda üretime devam etmek istedi. Ama özellikle Ledo savunmada çok aksadı ve Milano kısaları rahatça potaya gitmeye başladı. Hücumda da McCollum ve Ledo’nun pas vermeden üst üste oynadıkları gereksiz zorlama birebirler ritmimizi düşürdü.

“Neyse ki Milano Fırsatları Değerlendiremedi”

Koç Perasovic savunmada yaşanan sıkıntılar üzerine Adams, Simon, Dragic üçlüsüne döndü ancak bu üçlü savunmayı biraz olsun toparlamış olsa da ikili oyunları organize etmeleri beklenirken Dunston ile Stimac’ın sahada olduğu bu bölümde topu içeri indirmek yerine inadına çok dribbling az pasla dışarıdan zorlamalarla skor bulmaya çalıştılar. Bu durum Milano’nun ekmeğine yağ sürerken neyse ki yakaladıkları fırsatları onlar da değerlendiremediler. Özellikle her topta adam değişen ancak bunu fiziksel temastan kaçmak için yapan ve rotasyonlarda problem yaşayan Anadolu Efes’e karşı bir çok kez ters tarafta bomboş üçlük buldular ama neyse ki bunları da sokamadılar. Hücumda ilk çeyreğin aksine kötü bir performans sergileyen temsilcimiz Milano’nun bu beceriksizlikleri sayesinde ilk yarıyı önde kapatmayı başardı.

“Yanlış Seçimler”

Anadolu Efes ikinci yarıya savunmada yüksek enerji ve konsantrasyonla başladı. Ancak Stimac’ın ikili oyun savunmasındaki ağır ayakları yine canımızı sıktı, Gudaitis üzerinden oynanan ikili oyunlarla savunmada gösterdiğimiz direnci çabuk kırdılar. Ama diğer pota altında da Stimac’ı sırtı dönük çok iyi kullandık, hücum ribaundları dışında da ondan faydalandık. Diğer taraftan kısalarımızın yaptıkları yanlış seçimler sonrası maalesef geri koşmada problem yaşadık ve Theodore ya kendisi bitirerek ya da akıllı asistleri ile cezayı kesti sürekli.

“Stimac ve Dunston Düştü”

Çeyreğin ikinci yarısı ile beraber Stimac ve Dunston’da net olarak yorgunluk belirtileri görünmeye başladı. Hem hücumda kötü tercihler yapmaya başladılar hem de savunmada kendilerine göre daha çabuk ayaklara sahip olan Jefferson-Gudaitis ikilisi karşısında S.O.S verdiler. Hücum ribabunlarını da forse edemeyen Anadolu Efes’e karşı ribaundları net çeken ve Theodore liderliğinde açık alanda koşmaya başlayan Milano maça tekrar ortak oldu ve 5 sayı ile öne de geçtiler.

“Savunmada Kıpırdandık”

Son bölümde Dunston liderliğinde savunmayı nihayet serleştiren Anadolu Efes’te kısalar da savunma yapmayı hatırlayınca tekrar rüzgarı arkamıza almayı başardık. Savunmada başlayan bu enerji ve konsantrasyon işin hücum tarafına da yansıdı. McCollum 0/5’in ardından ilk isabetini en kritik yerde bulurken Motum ve Dunston da ekmeklerini taştan çıkarıp, hücum ribaundları ile ikinci şans sayıları yarattılar, son çeyreğe bir basketle önde girmeyi başardık.

“Pas Vermeyi Unuttuk”

4.çeyrekle beraber Ledo-McCollum ikilisine tekrar döndük ve yine pas vermeyi unuttuk. En fazla iki pas sonrası zorlama birebirlerle üretmeye çalıştık ve evet skor bulamadık. Topu içeri indirmeyi unuttuk… Buna karşın hücumda penetre pas oyununu iyi oynayan ve yine boş şutörleri bulmaya başlayan Milano bu kez cezaları kesti ve öne de geçtiler yeniden.

“McCollum Sazı Eline Aldı”

Çeyreğin ikinci bölümünde ise beklenen hamle McCollum’dan geldi. Sazı eline alan Amerikalı skorer üst üste bulduğu 8 sayı ile ibreyi Anadolu Efes’e çeviren isim oldu. Ayrıca onun dışarıdan etkili olması ve penetreleri ile açtığı koridorlar sayesinde Stimac da birebir de daha fazla alan buldu, yardım getirmekte zorlandılar. İçeriden de üretimi yeniden hatırladık ve maça tekrar ortak olduk.

“Basit Hatalar”

McCollum’ın yaktığı ateşin etkisiyle yeniden potaya gitmeyi hatırlayan temsilcimizde Dragic penetreleri ile Milano savunmasını zorlayan ve genelde delen isim oldu. McCollum’ın aktif oyunu karşısında daha fazla dayanamayan İtalyan ekibinin en skorer ismi Theodore 5.faulünü alarak bitime 4 dakika kala maçı tamamlamış oldu. Ancak bu avantajdan hiç ama hiç faydalanamadık. İki pivotla sahada olmamıza rağmen inatla dışarıdan oynayan ve yanlış tercihler yapan kısalarımız maçın en kritik anlarında çok kötü bir performans sergilediler, McCollum ve Dragic bu dakikalarda kaptırdıkları toplar ve kullandıkları erken toplarla saç baş yoldurdular.

“Boyalı Alanı Kullanmayı Hatırladık”

Son anlarda nihayet boyalı alanı kullanmayı hatırlayan ve ilk topu potaya atmak yerine akıllıca çembere yakın pozisyon almış Stimac’a indirmeyi tercih eden McCollum maçın en önemli hamlesini yapmış oldu. Sırp uzun da bu ikramı geri çevirmedi ve karşılığını basket-faul ile verdi, serbest atışı da sayıya çevirince öne geçmeyi başardık. Geri dönüşte bu kez savunmada sahneye çıktı McCollum ve yaptığı müthiş blokla Milano’nun tüm umutlarını söndürdü. Hançeri saplayan ise Dragic oldu, hızlı hücumda bulduğu üçlükle maçın skorunu belirledi 73-68 olarak belirledi Sloven oyuncu.

“Bu Oyunla Ancak Milano Yenilir”

Anadolu Efes, özellikle ikili oyun savunmasında ciddi açıklar verdiği ve hücumda neredeyse tamamını disiplin ve düzen dışında oynadığı bir maçı, McCollum’ın ikinci yarıdaki bireysel performansı artı Stimac’ın boyalı alanda verdiği savaş sayesinde kazanmayı başardı. Ama şu da bir gerçek, bu oyunla Euroleague sahnesinde yenebileceğiniz tek takım da Milano olurdu zaten…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: fersu.deniz@abcspor.com

twitter: @fersudeniz

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular