https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

FENERBAHÇE İKİNCİ YARIDA MAÇI KOPARDI

Okunması Gerekenler

FENERBAHÇE İKİNCİ YARIDA MAÇI KOPARDI

Sezona kötü bir başlangıç yapan, ancak sonrasında koç Pascual’ın göreve gelmesiyle çıkışa geçen, özellikle evinde müthiş bir performans sergileyen, sadece ezeli rakibi Olympiakos’a yenilmiş olan Yunan temsilcisi, son maçlarda bir çok dev takıma karşı galip gelerek 4.sıradan play-off’a girmeye hak kazanmıştı. Geçtiğimiz sezonların aksine istikrarı bir türlü yakalayamayan ve kazandığı maçlarda dahi iniş çıkışlar yaşayan, sakatlıklarla da boğuşan temsilcimiz Fenerbahçe ise, evinde iddiasız takımlara kaybettiği maçlar nedeniyle play-off öncesi ev sahibi avantajını kaybetmişti. Son 2 sezonda koç Obradovic yönetiminde gelen Final Four başarılarında, ev sahibi avantajı temsilcimizdeydi; bu kez görev çok daha zorlu olacaktı ki, maç öncesi OAKA’daki müthiş atmosferden etkilenmemek mümkün değildi.

“Sürpriz beş”

Koç Obradovic sürpriz bir beşle parkeye çıkarak, rakibini şaşırtmak istedi ve tabiiki tempo kontrolü, artı savunma sertliği için önlem aldı. Udoh ve Dixon kenarda beklerken, Sloukas ile Kalinic sahadaydı. Bu beşle gerçekten savunmada çok gayretli ve sert başladık maça. Başta Calathes olmak üzere, hem kısalara iyi baskı yaptık, hem de Kalinic ile Vesely gibi iki hareketli uzunla, boyalı alana her yöneldiklerinde yardım getirdik. Bogdanovic’in de forvetten iki uzunumuza getirdiği destek ile Pana hücumlarını tamamen püskürttük; onları potadan uzaklaştırdık ve 5 top kaybına zorladık.

“Savunmada diri başladık”

Sadece Calathes’in birebir zorlamaları ile bulduğu sayılarla ayakta kalmaya çalışan Panathinaikos’a karşı, pota altını pek kullanmayı tercih etmesek de, Bogdanovic ve Kalinic’den üst üste gelen toplamda 4 üçlük, skor anlamında öne fırlamamızı sağladı. Singleton-Gist ikilisi, Kalinic’in 4 numarada oynadığı anlarda 3 sayı savunmasında zorlandılar. Üste üste gelen bu isabetler, salondaki müthiş atmosferi de göğüslememizi sağladı ilk dakikalarda. Çeyreğin ikinci bölümünde ise, ikili oyunlarda Sloukas’ın paslarını ve Vesely’nin topsuz katlarını çok iyi kullandık, aradığımız pota altı sayıları da gelmeye başladı.

“Bourousis dengeleri bozdu”

Son bölümde faul hakkımızı erken doldurma dezavantajını, tecrübeli isimler Bourousis ve Calathes ile iyi değerlendirdi Panathinaikos; farkı kapatıp maçtan kopmadılar. Ayrıca Bourousis’in oyuna girmesiyle, boyalı alanı iyi kapatan Pana, hücumda da onun alçak posttan yaptığı servislerle, ilk kez aradığı üçlüğü Rivers ile buldu ki; bu üçlük maçın ilk bölümünde susturduğumuz seyirciyi de tekrar havaya soktu.

“Rivers x-faktör”

Maalesef ilk çeyreğin son bölümünde havaya giren Panathinaikos, ikinci çeyrekle beraber James ve Rivers’ın üçlükleri eşliğinde rahat skor buldular. Kenardan gelen Rivers tam 11 sayı buldu. Dixon ile onlara karşılık verdik ve Panathinaikos rüzgarını neyse ki büyümeden erken durdurduk. Ancak ilk çeyrekte Calathes’in yaptığı verimli penetreleri bu kez de Pappas ile bulmaya başladılar, birebirde çabuk yenildi Dixon. Udoh’un oyunda olduğu bu dönemlerde dahi, ilk çeyrekte yaptığımız savunmadan eser yoktu. Tek uzunla oynadığımız bu dakikalarda, özellikle Bourousis ile hücum ribaundlarında da etkili olan Pana, ikinci şans sayıları ile savunma direncimizi iyice kırdı.

“Kısa savunmasında vasat kaldık”

2.çeyrekte boş şutlar bulduk aslında, ama bir türlü isabet çıkaramadık. Bunun yanında Yunan oyuncu Pappas da Bogdanovic karşısında baskılı bir savunma yaparak, Sırp skorerin yaratıcılığını kesmiş oldu; hücumda kısır bir döngüye girdik ve üst üste top kayıpları gelmeye başladı. Buna karşın James ve Calathes’in birlikte sahada olduğu dakikalarda, Dixon’ın savunmada yaşadığı konsantrasyon eksikliğinin de etkisiyle, Panathinaikos çok rahat hücum etmeye başladı. Ardından Udoh’un kenara gelmesi ve Vesely’nin, şutör Pana uzunlarını dışarıya kadar takip etmesi ile boyalı alanı da boşalttık; iyi savunamadık.

“James ve topsuz katlar”

Son bölümde ikiz kuleleri oyuna almamıza rağmen, Gabriel-Bourousis ikilisine karşı çok zorlandık. Özellikle Bourousis’in arkasında duramadık. James ile yaptıkları verkaç paslar ile tüm savunma düzenimizi altüst ettiler. James’in tempolu oyununa karşı, ne Dixon ne de Sloukas savunmada varlık gösteremedi. Topsuz potaya giden kısalar çok canımızı yaktı.

İlk yarıda sadece 28 sayı bulabildik, buna karşın Panathinaikos’un sadece ikinci çeyrekte potamıza 27 sayı göndermesine izin verdik.

“Hücum ribaundları canımızı yaktı”

Devre dönüşü Panathiniakos, Dixon’a karşı yine Calathes ile etkili olurken, hücum ribaundlarını toplamaya devam ettiler ve bu sayede ceza atıcıları da boş fırsatlar yakaladı ki; Feldeine’in de üçlükçüler arasına katılmasıyla, farkı iyice açtı, 16 sayıya çıktı.

“Boyalı alan savunması ile yanan geri dönüş meşalesi”

Neyse ki çeyreğin ikinci bölümünde çabuk toparlandık ve Udoh ile Vesely’nin savunmada gösterdikleri gayret, Dixon ile Bogdanovic’e de sıçradı. Bu kez biz onları basit top kayıplarına zorladık. Sonrasında pota altında ikiz kuleleri kullanıp geçiş hücumlarında da Dixon ile Bogdanovic’den üçlükleri bulunca, farkı tek hanelere indirmeyi başardık.

“Koç Obradovic ağırlığını koydu”

Koç Obradovic’in çift oyun kurucu ve çift uzunlu beşi nefis işlemeye başladı. Pota altında uzunlarımızın arasındaki paslaşmaları ile skor bulabildiğimiz gibi, gömülen savunmaya karşı da boş atışlar bulmaya başladık. Özellikle Bogdanovic bu boşlukları çok iyi değerlendirdi. Hem ikili oyunlar sonrası bulduğu penetrelerle, hem de üçlüklerle temsilcimizi hücumda sürükleyen Sırp guard, 18-2’lik seri ile yakaladığımız bu destansı geri dönüşün altına da imzasını atan isim oldu.

“Udoh boyalı alanı kararttı”

Son çeyreğe özellikle savunmada müthiş bir enerjiyle başladık. Udoh’un boyalı alanı karartması, Calathes üzerindeki baskımız sayesinde gelen top kayıpları ve hücumda Kalinic’in üste üste bulduğu 5 sayı ile öne geçmeyi de başardık. Yunan taraftarların da maça olan inançlarını yavaş yavaş kırmaya başladık. Ancak savunmada gösterdiğimiz bu üstün performansı, maalesef ilk yarıda yaptığımız gibi hücumda iyi değerlendiremedik. Gerek basit top kayıpları gerekse yanlış şut seçimleri ile hücumda tekrar kısır bir döngüye girdik ve topu boyalı alana indirmeyi unuttuk.

“Bogdanovic sazı eline aldı”

Ama yine Bogdanovic sahneye çıkarak, olaya el koydu. Savunmayı sertleştirdiğimiz bu dakikalarda Sırp skorer, sazı eline alarak soğukkanlı bir şekilde potaya gitti ve aradığımız sayıları buldu. Tabi bunda koç Obradovic’in tek uzuna dönerek, boyalı alanı boşaltma taktiğinin de payı büyüktü. Farkı tekrar 5 sayıya çıkarmamızın ardından, iki uzuna dönen Sırp koç, bu kez de Panathinaikos savunmasının direncini, ikiz kuleler arasındaki pas köprüsü ile boyalı alanda kırdı. Özetle tecrübeli koç, maçın başında yaptığı ilk beş hamlesinin ardından bu kez maçın sonunda, en kritik anlarda, ağırlığını koydu ve koç Pascual bu hamlelere hiç cevap veremedi.

“Kalinic bizim x-faktörümüz”

Son bölümde tekrar sahneye çıkan, kritik üçlükleri değerlendiren ve faul çizgisinde de hata yapmayan Kalinic, savunmada gösterdiği müthiş gayretin üstüne, hücumda da bu kadar etkili olunca, tartışmasız maçın x-faktörü oldu. 4/6 üçlük isabeti ile oynadı, Sırp forvet. Udoh ve Vesely’nin normal sezonun aksine savunmadaki dominant oyunları, Bogdanovic’in 3.çeyrekte sazı eline alarak, tek başına Fenerbahçe’nin skor yükünü çekmesi ile birlikte nefis bir galibiyet geldi OAKA’da.

“Savunma savunma savunma”

Evet Bogdanovic ve Kalinic’in hücumdaki katkısı, maçı geri çevirmemizde çok kritikti, ancak bu değerli galibiyeti bize asıl yaşatan, yine Fenerbahçe’nin savunmadaki karakterini, sertliğini ortaya koyması oldu. Udoh’un pota altında yaktığı ateş, tüm takıma yansıdı. İkinci yarıda sadece 16 sayıya izin verdi Sarı Lacivertliler. Bu zafer, aynı zamanda koç Obradovic’in Fenerbahçe başında OAKA deplasmanında aldığı, ilk galibiyet oldu. Temsilcimiz rakibinden ev sahibi avantajını geri aldığı gibi, serinin geri kalan maçlarında psikolojik üstünlüğü de tamamen eline geçirdi.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

Mail: fersu.deniz@abcspor.com

Twitter: @fersudeniz

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular