https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

FENERBAHÇE ZORLANDI AMA KAZANDI

Okunması Gerekenler

Son haftalarda üst üste kayıplar yaşayan ve ilk 4 şansını zora sokan temsilcimiz Fenerbahçe, bu sezon erken havlu atan Barcelona’yı normal sezonun son maçında Ülker Arena’da ağırladı. Temsilcimiz için 4. veya 5.sırada yer alabilmek adına galibiyet şarttı ve bunun stresi ile maça tutuk başladılar. Sarı lacivertli taraftarlar, her zaman olduğu gibi takımlarını desteklemek için salonu doldurmuşlardı ve sakatlıkları sona eren Datome ile Sloukas’ın da takıma katılması yüzleri güldürmüştü. Ancak son antrenmanda sakatlanan Dixon, bu kritik maçta kadrodaki yerini alamadı. Barcelona ise neredeyse takımın yarısından yoksun bir şekilde (Doellman, Ribas, Oleson, Lawal, Renfroe, Faverani’den faydalanamadılar), sadece prestij niteliği taşıyan bu maça çıktı.

“3 sayı düellosunun kazananı Claver ve Barcelona”
İki takım da potadan uzak başladı maça. Penetre paslar sonrası savunmaların kapanması ile potaya gidemeyince, ceza üçlükleri denendi karşılıklı. Ancak bundan avantajlı çıkan Claver ile Barcelona oldu. Bennet’in ağır ayakları ile rotasyonlarda geç kalması yüzünden, İspanyol forvet boş atışları isabetli üçlüklere çevirdi. Navarro ve Perperoglou’nun da bir çok boş şut bulduğunu belirtmemiz lazım, alıştığımız Fenerbahçe savunma direncinden uzak başladık maça.

 

“Üretim yok, iç-dış dengesi yok, bolca üçlük denemesi var”
Barcelona Claver dışında üçlükleri kaçırmaya devam edince, savunma ribaundlarını alarak, Sloukas ile tempo yapmaya çalışan temsilcimiz,i sürekli faul yaparak durdular, ritim bulmamızı da engellediler. Yarı sahada Sloukas ve Bogdanovic oyunda olmalarına rağmen yaratıcılık ve üretme konusunda hayli zorlandık. Udoh’un kenarda olması ve Antic ile Vesely’ye arkadaşlarının alçak postta güvenmemesi nedeniyle, iç-dış dengesini kuramadık ve sadece üçlüklere kaldık. Orada da sıcak el Dixon’ı aradık hemen maçın başında; çember dövdük yay gerisinden.

 

“Claver tek biz hepimiz”
Takımın soğuk başlangıcına şaşıran Ülker Arena’daki taraftarlar da, çeyreğin ikinci bölümü ile birlikte kendilerine geldiler ve takımlarını uyandırmak için gereken desteği vermeye başladılar. Hücumda bir türlü üretemeyen temsilcimize karşı, Barcelona bulduğu boş üçlüklerden neyse ki isabet çıkaramadı, savunmamız çok açık verdi. Hücumda Nunnally’nin biraz hareketlenmesi ile skora tutunmayı başardık, fakat Bogdanovic’in bir türlü oyuna girememesi ile skor anlamında baya kısır kaldık. Barcelona ise çeyrekteki ilk 10 sayısının tamamını Claver’den buldu. İspanyol forvet dış şut tehdidi olmasının ve hücum ribaundlarındaki dominantlığının avantajını önce Bennett’a, sonra da Antic’e karşı çok rahat kullandı.

 

“Kalinic x-faktör”
İkinci çeyrekte kenardan taze kan olarak oyuna giren Kalinic, sol dipten yaptığı penetreler, Sloukas’ın Udoh ile oynadığı tepe ikili oyunları sonrası yaptığı topsuz katlarla ve kaçırmadan attığı orta mesafe şutlarla 8 sayılık çok değerli bir katkı verdi. Bunun yanında topu boyalı alana Udoh’a indirmemiz genç uzun Diagne karşısında avantaj sağlamamıza neden oldu. Tecrübeli uzun hem faul aldırdı bol bo,l hem de pas dağıtım noktası olarak çalışarak, hücumlara aradığımız derinliği katmaya başladı.

 

“2.18’lik oyun kurucu”
Çeyreğin ikinci bölümü ile savunmada daha hareketli daha enerjik bir Fenerbahçe vardı. Tomic oyuna girene kadar çok iyi iş çıkardık ve hücumda sıkıntı yaşadığımız bir maçta, bu şekilde öne de geçmeyi başardık. Fakat Hırvat uzun, sahadayken dağıttığı akıl dolu paslarla, hem potaya topsuz kat eden takım arkadaşlarını, hem de ters tarafta boşta kalan ceza atıcılarını besledi, savunmamızın dengesini bozan isim oldu. Hücumda yaptığımız basit top kayıpları Barcelona’nın ekmeğine yağ sürdü. Özellikle yarı sahayı çabuk geçip en büyük zaafımız olan birebir savunmada Rice ile bizi zor duruma sokarak rahat skor buldular.

 

“İkiz kuleler devrede”
Devrenin son bölümünde, koç Obradovic’in Vesely-Udoh ikilisini birlikte sahaya sürmesi ile hücumda istediğimiz boyalı alan etkinliğini sağladık nihayet. Tomic ile Vezenkov’un atletik uzunlar olmaması ve fiziksel anlamda da Udoh’un arkasında kalamıyor olmalarını çok iyi kullandık. Savunma ribaundlarını da domine eden temsilcimiz üst üste bulduğu hızlı hücumlar ve geçiş oyunlarıyla farkı eriterek maça yeniden ortak oldu soyunma odasına gidilirken.

 

“Datome ve Bogdan erken uyandılar”
İkinci yarıya ilk yarının suskun isimleri Datome ve Bogdanovic’in etkili performansları ile başladık. Bogdanovic gönderdiği üçlükle ilk yarı boyunca yay gerisinden sadece 1 isabet çıkaran takımımıza nefes aldırırken, İtalyan ressam ise potaya yaptığı akıl dolu penetreler ile hücuma çok önemli bir katkı sağladı. Ayrıca sakatlıktan yeni çıkmış olmasına rağmen yerdeki her topa atlaması, ribaundlara agresif şekilde girmesi ve savunmada geri adım atmaması ile takımımızın mücadele seviyesini yukarı çeken isim oldu.

 

“Basit top kayıpları”
Farkı 6-8 baremine çektiğimiz anlarda Sloukas ve uzunlarımızdan gelen basit top kayıpları ile ritmimizi kaybettik, Barcelona yine geri geldi ve maça ortak oldu Navarro artı Rice ile. Sonrasında Udoh’un boyalı alanı karartması ve hücum ribaundlarında üstünlüğü ele alması ile tekrar öne geçsek de bir türlü maçı koparacak, Barcelona’yı pes ettirecek farkı yakalayamadık.

 

“Yine durduk”
3.çeyreğin son bölümünde yine maçın ilk dakikalarına döndük maalesef. Savunmada direncini kaybeden ve hücumda ruh gibi sahada gezen, hareketsiz kalan, pas trafiğini kuramayan oyuncularımız yine maça olan konsantrasyonlarını kaybettiler. Barcelona’ya umut aşılamaya devam ettik.

 

“Attık ama durdurmadık”
Son çeyreğe Melih ve Bogdanovic’in üst üste üçlükleri ile moralli başladık. Ancak sonrasında, maç boyu bir türlü beceremediğimiz 3 sayı savunmamıza, bu kez de cezayı Koponen ile keserek skordan kopmadılar. Neyse ki bu kez topu Tomic’e indirdiklerinde Hırvat uzunun pas açılarını iyi kapatarak buradan üretmelerini engelledik, tabi Udoh’un da dev oyuncunun arkasında sağlam durmasının etkisi büyüktü.

 

“Uyuta uyuta”
Bitime 5 dakika kala halen hücumda zorlama üçlükler deneyen temsilcimiz, Melih’ten istediği verimi alamayınca, hücumda yine kısır bir döngüye girdik. Bunu iyi değerlendiren gerek Koponen gerek Rice ile yarı sahayı çabuk geçen ve savunmamız yerleşmeden boş atışlar bulan Barcelona cezaları keserek tekrar öne geçmeyi başardı. İspanyol temsilcisi maalesef havaya girmemize izin vermeden ve taraftarı da oyuna sokmadan uyuta uyuta maçın sonunu getirdi. Tabi konsantrasyon düşüklüğü nedeniyle yaptığımız basit top kayıpları da onların direncini bir hayli yukarı çıkardı.

 

“Udoh ve Bogdanovic gerekeni yaptı”
Maçın son bölümünde sahneye çıkan isim Udoh oldu. İkinci yarıda hiç çıkmadan oynayan Amerikalı uzun, varını yoğunu ortaya koydu. Bloklar, kritik ribaundlar ve pota altında bulduğu sayılarla aradığımız ateşi yaktı. Bogdanovic de hücumda bu ateşe eşlik edince, 5 sayı farkı eritip maça tekrar ortak olduk.

 

“Sloukas ikram etti Vesely izin vermedi”
Savunmada istediğimiz direnci, sertliği, kararlılığı yakalamışken, hücumda yakaladığımız fırsatları üst üste cömertçe harcamamız, Barcelona’ya tekrar bir şans verdi ve maalesef Rice-Tomic ikili oyunuyla, akıllıca değerlendirdiler bunu. Maçın en kritik topunda, Sloukas pası Udoh’a indirmek isterken kaybedince, maçı hayli zora soktuk. Neyse ki sonrasında şans bizden yana oldu ve onların da yaptığı basit top kaybını, Bogdan ile değerlendirip skoru eşitledik. Maç topunda ise Vesely harika bloğu ile Rice’a geçit vermedi ve uzatmaya taşıdık kritik maçı.

 

“Kazanmanın formulü: Udoh tuttu, Bogdanovic attı”
Uzatma bölümünde yorgunluk baş gösterdi ama savunmamız düşmedi, aksine vidaları sıkarak harika bir iş çıkardık. Özellikle pota altında Udoh hiç pes etmedi, nefis mücadele etti, tek başına 2.18’lik Tomic’e karşı. Onun savunmada sergilediği bu direnci, tıpkı maçın normal süresinin son bölümünde olduğu gibi Bogdanovic’in hücumdaki birebir performansı ile destekledik ve öne geçmeyi başardık. Son saniyelerde de Sloukas taktik faulleri 3/4 ile değerlendirince zorda olsa galibiyete ulaşarak play-offlar öncesi moral depoladık.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

Mail: fersu77@abcspor.com

Twitter: @fersudeniz

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular