ALNIMIZDAKİ KAN
Basket salonu
futbol sahası
deplasman dönüş yolu
fark etmez
FENERBAHÇE düşmanlığını
legal hale getirmek için
bu ülkede..
Viyadükte kurşunlanırsın,
spor yaparken taşlanırsın
ancak kınarlar
bi taraflarına kına yakanlar..
Tüküren de, taş atan da,
kurşun sıkan da
ellerini kollarını
sallaya sallaya dolaşır,
bir madalyayla ödüllendirilmedikleri kalır
hatta..
Futbol derbisinde
alnı kanlar içinde kalan spor adamına
yapılan saldırı değil,
dil çıkartan futbolcunun
ahlakı manşet yapılır..
Basketbol derbisinde
alnı yarılan sporcu değil,
istifa isteyenlere gülen koç
haber konusu olur..
Sahaya inip
sporcundan hesap soran holiganı
mensup olduğu kulübün yöneticisi
evine kadar bırakır
saldırısından sonra
aferin niyetine..
Ayran diye
yutturulmaya çalışılan tükürüğün
tükürükçüye ait olup olmadığının
tespiti için
DNA testi istenir..
Taşın, saldırının,
kurşunun olduğu yerde
edilen küfürler,
hakaretler
tırışkadandır artık..
Sahada, saha dışında
her türlü saldırı legalleşmişken
hakem görünümlü
düdüklü tencerelerce doğranman
sıradanlaştırılır..
ÇUBUKLU giyenlerin
cezalandırılması bi yana
ÇUBUKLU giymek isteyen topçuya bile
kadro dışı cezası kesilebilir
al takke ver külahla..
“Alnımızın teriyle” derdik
önceden
zaferlerimize,
şimdi “alnımızın kanıyla” demeye
alışacağız nerdeyse..
Ve bütün bunlar
birileri 100 milyonluk alacağın gazı,
siyasi gücün rüzgarıyla
iteklenirken geliyorsa başına,
şapkayı önüne koyup
düşünmenin zamanı değil mi?
Sen FENERBAHÇE’ysen
ilhamı mazisinde yatan ruhtan beslenip
gücünü göstermen
gerekmez mi?
Altını oyanların
tekerine çomak sokman
gerekmez mi?
Çözülmek yerine
yeniden kenetlenip
alayına meydan okuman
gerekmez mi?
Yoksa alnımızdaki kanın
alın yazımız olmasını mı bekleyelim?
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: ugur.akkaya@abcspor.com
twitter: @5ugur
http://5ugur.blogspot.com