Ara transferin bitmesine 2 gün kalana kadar hep birkaç ismin takıma katılacağı yazıldı çizildi.
Taraftara ve Advocaat’a pompalanan umut, zehire dönüştü ve 1 şubat itibariyle motivasyon kaybı hızlı bir ivmeyle dibe vurdu.
İşlerdeki terslik, alınan olumsuz neticeler ve Advocaat’ın basın toplantılarında anlattıklarından okunuyordu. Kötü gidişi, Beşiktaş’ı Vodafone Arena’da yenip son sekize kalmak da durduramadı. Yönetimin takıma takviye yönünden sınıfta kalması ve sezonu en başarılı şekilde bitirmek için gayret göstermek yerine malum davalara odaklanması Fenerbahçe’yi lig yarışından koparan bir diğer etkendi.
Kayseri ile oynanacak Ziraat Türkiye Kupası ilk maç öncesi, yönetimin sağlamaya çalıştığı birlik akşamki skora kesinlikle tesir etmiştir.
Alınan 3-0’lık deplasman galibiyeti herkese derin bir oh çektirdi çektirmesine de bu birlik ve takımdaşlık olgusu neden sezonun ikinci yarısının başlamasıyla birlikte başlamadı?
Niye aynı hatalar yapılıyor ve göz göre göre koca camia şubat ayının sonunda lig yarışına havlu atıyor!
Akşamki maçta Fabiano son derece motive ve gayretli, Lens-Topal-Fernandao da işini fazlasıyla yapan oyncuların başında geliyordu. Sergen’in ve Advocaat’ın bazı kritik oyuncularını yedek soyundurması da maç öncesi işin ayrı esprisiydi. Kadro kalitesi daha mütevazi bir Kayseri’nin as olarak oynattığı futbolcularını hafta sonuna saklamasıydı belki de ortaya çıkan skorun diğer sebebi.
Fenerbahçe’li yöneticilerin de tam kadro halinde Kayseri’ye gelmesinden belli olan kararlılık ve Sergen’in kalkıştığı rotasyon, neredeyse Fenerbahçe’nin turu ilk maçtan atlamasına yardımcı oldu. Aynı motivasyon ve özverinin zamanında lige gösterilmemesi ise taraftar için tam bir hayal kırıklığı. Dün akşamki birlik görüntüsü sezonun kalanında da devam ederse en iyi ihtimalle ikinci olarak lig tamamlanır. Bu da Advocaat’ın mevcut şartlara göre ‘başarı’ diye nitelendirdiği statu ile örtüşebilir.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: ali.comunoglu@abcspor.com