Maçın başlamasına 25 dakika kala girdim stada.. Bomboş tribünleri gördüğüm anda keyfim kaçtı, omzum düştü. Şampiyonlar Ligi ve UEFA öneleme maçlarını oynadık, yine boştu tribünler, bugün ise iyice dip yapmıştı. Bakın ben 84-85 sezonundan beri kesintisiz maçlara geliyorum. Böyle bir tepki şimdiye kadar ne duydum ne gördüm.
Sosyal medyaya bakıyorum, herkes diyor ki : ”10 numarayı bırakın önce 12 numara transferi yapın”, ”Tribün barışını sağlamadan işler düzelmez” ,”Tribün baskısı olsa hakem o kırmızıyı çıkartamazdı”. Tamam , güzel, ben de katılıyorum bunlara ama yeni mi farkettiniz bu problemi arkadaşlar? Bağıra bağıra gelmedi mi bugünler?
Sezon başından beri 3 Avrupa Kupası 1 tane de lig maçı yorumlamaya çalıştım dilim döndüğünce.. Oyunculardan, teknikten taktikten, 3-5-2’den, 4-4-2’den önce ”tribün problemini” dile getirdim. Çünkü biliyordum ki çok olağanüstü bir durumla karşı karşıyayız. Bakın, inanılmaz kişiler tanıyorum, müthiş Fenerbahçe’liler, yıllarını tribünlere vermişler. Gitmedikleri deplasman kalmamış. İşini gücünü, çoluğunu çocuğunu bırakmış, otuzküsur senedir Fenerbahçe’nin peşinden koşmuş, hayatlarının merkezine Fenerbahçe’yi koymuş adamlar bunlar. Ya da pırıl pırıl, hayatta en büyük tutkuları Fenerbahçe olan gençler. Hepsi şu anda içleri parçalanarak televizyondan seyrediyorlar maçları. İlk kez hayatlarında tribünlerde değiller ve sayıları öyle 300-500 kişi değil, binlerce kişiler. Bu insanlar eğer küskünse, çok sevdikleri Fenerbahçe’lerinin yanında değilse, yönetimin en öncelikli işi bu problemi çözmek olmalıydı.
Satılan kombine sayısından aylar önce belli olmuştu bu sıkıntılı durum. Başkan ve yönetim maalesef bir kulağının üstüne yattı, önemsemedi bu konuyu. ”2-3 galibiyet alırız üstüste dönerler tekrar” dediler belki de. Ya da ”bir kaç yeni transferle havaya girerler” diye düşündüler. Hayır efendim, konu bu değil. Şu anda tribüne gelmemeyi, protesto etmeyi tercih edenler, en kötü sezonlarda, en kötü kadrolara rağmen takımını bir an yalnız bırakmayan taraftarlardır.Yarın Messi ile Ronaldo’yu transfer etseniz bile geri geleceklerinden emin değilim.
O yüzden çok ta umutlu konuşamıyorum tribün barışının sağlanması konusunda. Başkan haftaarası NTV’ye çıktığı programda iki sıcak mesaj verseydi, birlik beraberlik çağrısı yapsa, taraftarı tekrar ait oldukları yere davet etseydi belki insanlar kendilerine uzatılan bu zeytin dalını geri çevirmezlerdi. Biliyorum esas tepkileri başkana ama Fenerbahçe sevgileri, kırgınlıklarının üstünde olduğundan dolayı, dayanamazlardı yüreğine taş basar, yine tribüne koşarlardı. Ama olmadı işte. Başkan darbe oldu, terör saldırıları oldu dedi, zamanla gelir taraftar diye ekledi.
Maalesef çok yanlış düşünüyor başkan bu konuda. Son derece yanlış söyledikleri..
Kombine satmadığı tribünler, ya da kombinesini iptal ederek cezalandırdığı taraftarlar ne yapmış? Alex ya da Ersun Yanal diye bağırmışlar maç esnasında. Bazı futbolcuları protesto etmişler, yönetim istifa diye bağırmışlar. Evet ben de %100 karşıyım maç oynanırken herhangi bir protesto yapıp sahadaki futbolcunun moralini bozmaya.Ama bunun yolu taraftarı tribünden kovmak mıdır? Kurunun yanında yaşın yanmasına izin vermek midir? Biraz diyalogla bu problemler çözülemez mi? Çağırırsın bazı tribün liderlerini, dersin ki:”Çocuklar, size protesto etmeyin demiyoruz, en demokratik haktır protesto. Ama maç oynanırken yapılınca sahadaki futbolcu bundan çok olumsuz etkileniyor. Sonuçta zarar gören Fenerbahçe oluyor. Lütfen protesto edecekseniz bile bunu bitiş düdüğünden sonra yapın”
Bu kadar mı zor biraz diyalog? Bu kadar mı zor bir adım atmak?
Eğer başkan zamanında bir adım atsaydı, küskün taraftar on adım atardı.
İşte o zaman Fenerbahçe’nin en büyük problemi olan boş tribünleri değil, sahada oynanan oyunu konuşuyor olurdum bu satırlarda ama içim o kadar parçalandı ki artık başka bir şey konuşamaz oldum. Bakın Fenerbahçe 2.lige düşse büyüklüğünden bir şey kaybetmez. Kasası tamtakır olsa da büyüklüğünden bir şey kaybetmez. Ama bilin ki bu tribünler böyle bomboş kaldığı sürece büyük takım kimliğini kaybedersiniz. Şunu lütfen unutmayın : ”Taraftar olmadan büyük müyük değilsiniz.”
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72