https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

HOUDİNİ’NİN DÖNÜŞÜ

Okunması Gerekenler

gorkem1Houdini’nin Dönüşü

 

Sağda Gökhan Töre, solda Quaresma ve ileride onların ortalarını gole çevirecek Cenk Tosun diye beklerken sahada izleyenleri büyüleyen bir illüzyonist vardı. İki sezondur patlamasını beklediğimiz genç yetenek, kadife sesli Julio Iglesias’ın kadife ayaklı versiyonu Oğuzhan Özyakup belli ki Şenol hocayla birlikte aradığı özgüveni tekrar bulmuştu. Bir ilk 10 dakika oynadı ki Beşiktaş, yıllardır böylesine hasret kalmıştık. Gerçi hakkını yemeyelim, Bilic zamanında da hücum futbolundan güzel örnekler sunduğu lezzetli maçları olmuştu takımın ama bu akşam sanki farklı bir iştahı da vardı.

 

BJK 11Yıllardır yazar ve söylerim; orta sahanın beyni takımın en önemli yeridir. O koskoca 11 kişilik organizmayı yönlendiren, hareket ettiren, sonuca direkt etki eden en önemli mevkidir. Geçen yıl Sosa geldiğinde bu görevi üstlenecek, takıma liderlik edecek diye bekledim ama bir Hagi, Alex veya Sergen olmadı. Kötü müydü? Hayır. Hayalimdeki gibi miydi? Yine hayır. O geldikten sonra Oğuzhan’da ise belirgin bir düşüş olmuştu ama hoca da haklıydı çünkü Oğuzhan da o ağırlığı ve sorumluluğu kaldıracak görüntüyü vermiyordu. Peki sadece bu akşamki maça bakarak ‘Oğuzhan bu sezona ve Beşiktaş’ın geleceğne damga vuracaktır’ demek mümkün mü? Hayır, daha çok erken. Bir kere Mersin İdmanyurdu hücumu seven ve açık futbol oynayan bir takım ki bu tip takımlara karşı Beşiktaş Bilic zamanında da çok zorlanmıyordu. Yalnızca Oğuzhan’ın hızlı düşünmesi, dikine oynaması ve bütün sahayı bir radar gibi tarayıp pas atması son derece kayda değer özellikler.

 

Yalnız bu akşam Beşiktaş’taki en pozitif değişim yine gol pozisyonuna çok giren ama önceki yıllardan farklı olarak bunları gole çevirme yüzdesini arttıran takım görüntüsüydü. Cenk Tosun beni yanıltmayarak forvette Mario Gomez’in ciddi bir alternatifi olabileceğini gösterdi ki Gomez uyum sürecini atlatana ve arkadaşlarına alışana kadar Cenk önemli bir yükü sırtlayacaktır. Bu formuyla ve arkadaşlarıyla uyumu da devam ederse Şenol Güneş bazı maçlarda çift forveti ciddi olarak düşünecektir.

 

BJK 12Evet, Beşiktaş bu akşam ileri uçta müthiş keyif verdi. Bunda Mersin’in yumuşak savunma anlayışı ve gördüğü kırmızı kart da etkili olabilir ama zaten kağıt üzerinde Beşiktaş’ın hücumda etkili olması çok da beklenmeyen bir şey değildi. Benim asıl merak ettiğim savunmanın ne yapacağıydı ki orada birtakım kronik sıkıntılar devam ediyor gibi… Maçın ilk yarısında arkaya atılan toplar sürekli tehlike yarattı ve nitekim bunlardan birinde de Mersin hızlı adamıyla golü buldu. Defansın orta ikilisindeki Rhodolfo ve Ersan daha hızlı hamle yapabilmeli. Belki oynadıkça zamanla birbirlerine alışacaklar, göreceğiz. Kanatlarda ise Beck’i özellikle oyuna ısındıkça daha çok beğendim, eminim ki önümüzdeki haftalarda daha da iyi olacaktır. Serdar’a göre daha süratli ve çevik olduğu kesin. Tosic ise herhalde Şenol hocanın isteğiyle çok fazla ileriye çıktı ki Quaresma ve Olcay’ın zaten kanatlardaki etkinliğini düşünürsek bence hiç gerekli değildi ama Güneş’in hücumu seven futbol anlayışı Tosic’e böyle de bir görev biçti. Yalnız oyunun sonunda normal olarak iyice yorgun düşmesi nedeniyle onun hatasından ikinci golü yedik.

 

Kaleciye ise ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Maalesef Tolga bana geçen seneden çok farklı görünmedi. Hele maçın sonlarında belki konsantrasyon kaybıyla da yaptığı hata hiç yakışmadı. Dikkat ederseniz Fenerbahçe son 25 yılda sadece üç kaleciye sahip oldu; Engin, Rüştü ve Volkan. Galatasaray’ın ise son 30 yılına damga vuran dört çok önemli kaleci var; Simovic, Taffarel, Mondragon ve Muslera. Kalenin güven vermesi çok önemlidir. İcabında üç tane vasat üstü kalecini sat, yerine dünya çapında bir kaleci getir. Bize maç boyu 3-5 kurtarış yapacak değil, defansı ve takımı toparlayıp maç kurtaracak, maçı çevirebilecek kaleci lazım.

 

BJK 14Atiba’nın, hiç bitmeyen enerjisi ve yüksek pas yüzdesiyle bu takımdaki önemi bu akşam bir kez daha görüldü. Gökhan Töre ise Quaresma’nın gelişinden sanki olumsuz etkilenmiş gibiydi. Daha önce de yaptığı top cambazlıklarını ona özenip arttırması gelecek için iyi bir sinyal değil. Yine de çok üstün meziyetleri olan ve kolay kolay vazgeçilmeyecek bir oyuncu. Sadece topu ayağından daha çabuk ve bazı durumlarda daha doğru yerlere çıkarması gerekiyor. Kerim Frei ilk 11’i her zaman zorlayacağını yine gösterdi. Mario Gomez’in ise daha takıma alışamadığı ve form tutamadığı çok belliydi.

 

Sonuç olarak Beşiktaş lige çok sükseli bir başlangıç yaptı ve lig tarihindeki 1000. galibiyetini aldı. Ama zaten Beşiktaş yıllardır başlangıçları iyi yapıp sonunu getiremediği için önümüzdeki haftaları heyecanla bekliyoruz.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail : gorkem.isik@abcspor.com

twitter : @saturnocontro3

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesçe soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular