35 yaşını aşmış ve hiç evlenmemiş vaziyette evrende oksijen tüketmeye devam eden bayanlar vardır ki; bir kısmı da taş gibi hatundur, dünya ahiret de bacımızdır. Bu ablalara toplumda “evlenmeyi başaramamış kişi damgası vururlar”. Bir kısmı bohemdir, tercih meselesidir de işte anlatamazsın bunu topluma. Çok tuhaftır aynı yaşta ve aynı pozisyondaki erkek için “evlenmemeyi başarmış muhterem insan” olarak bakarlar erkekler aleminde. Eskilerin bir yaştan sonra armudun sapı, üzümün çöpü dediği noktada budur, yaş ilerledi mi cesaret kırılır, riskler daha detaylı hesap edilir ve kalırsın evde. Dul kalmak kadın için daha zor bir durum olduğu içinde bu pozisyondaki kadınların sayısı daha fazladır. İşin latifesi bir yana ister toplumda, ister iş hayatında isterse futbolda risk almak diye bir şey var çünkü risk almadan kazanım elde edemezsin o yüzden de marifet riski yönetmekte.
Transfer de biraz nasip kısmet işi gözüyle bakan spor yorumcuları var. Nasip kısmet değil, bir risk. Başka bir ülke, başka bir din, başka bir kültür, başka bir dil. Özellikle bir dönemin Sovyet futbolcularını örnek verebilirim ki sadece kendi ülkelerinde başarılı oldular, büyük paralara yurt dışına gidip, gittikleri yerde hayal kırıklığı yarattılar. Bu noktada yabancı transferi yönetimi daha zor bir risk. Fenerbahçeli arkadaşların bir kısmının da endişe ettiği durum bu. Özellikle Sivasspor ve Dnipro maçlarının ardından bu görüş taraftar forumlarına hakim olmaya başladı. Emre, Mert ve Egemen’i göndermek bir risk miydi diye düşünüyorlar. Evet, bence de Emre tam manasıyla iki yönlüdür diyebileceğimiz bir orta saha oyuncusudur, yaşına rağmen. Egemen de en güvenilir defans. Bunlardan daha iyi yedek bulmak zor, bana kalırsa aramaya dahi gerek yok. Kaleci Mert yeri dolmaz bir yedek değil. Yeri Hakan Arıkan’la bile dolabilirdi. Ben olsam İsaksson’u alırdım mesela. Gaziantepspor’un eski kalecisi Karscemarskas da olabilir. Stoper için de Ryan Donk güzel bir yedek olurdu. Uzaklar da aramaya gerek yok, hatta ve hatta Lugano’yu geri alırım, koşa koşa gelir riski yönetmek adına.
Bu diyeceklerim lütfen bir eleştiri olarak algılanmasın, bunlar benim ilk izlenimlerim ve endişelerim yalnızca. Maç maçtır, hazılık maçı da hazırlanmak için var, eyvallah ama gönderilenlerin yerine gelenlere bir de benim gözümden bakın. Porto’lu taraftarlar Fabiano Fener’e gelince bayram yaptılar, twitter’ı adeta yıktılar. Porto’nun kalecisi ne kadar kötü olabilir ki dedim. Eyvallah, Helton’un yedeği. Helton da zaten aman aman bir kaleci değil, bu da bir gerçek. Sivasspor maçında yediği bir gol var Fabiano’nun, gerçekten çok demoralize oldum. Kaleci yanlış yer tutar, topu sektirir, baraj hatası yapar, defans arkasına atılan topta kaleyi geç terk eder falan filan da orta sahadan ceza yayına kesilmiş serbest atışta bir kaleci oraya kadar çıkar mı ? Bu nasıl bir cehalettir, anlamak mümkün değil. Hiç bir pozisyonda Fabiano bana güven vermedi, Volkan’ı kesecek bir kaleciyi boş ver, sakatlanmasın diye Volkan’ın gözünün içine mi bakacağız acaba dedim ve benim bildiğim Aziz Başkan bu adam bir gol daha yesin böyle derhal gönderir.
Abdoulaye Ba, farklı bir stoper. 1.95 boyunda ve ince fizikli. Orta ve uzun mesafede hızlı gibi. Dedikleri gibi çok hata yapabilen bir tip. Top ayağına geldi mi yüreğimiz ağzımıza gelecek. İki golde de hatası vardı. Sivasspor maçında kaleci Fabiano ile 15 kere falan paslaşmıştır. Rakibin gölgesini görse kaleciye pas veriyor. Umarız düzelir, nihayetinde adam Senegal milli takımının stoperi. Dnipro maçında aynı uyarıyı Pereira’dan almış olmalı ki, kaleciye bir tane pas atmadı ama taraftarların bu iki oyuncu için Mert ve Egemen’i göndermelerini risk olarak görmesi çok doğal ve ben de aynı fikirdeyim.
Kjaer de bir hata yaptı ve gol oldu, ne var canım demeyin. Kjaer güven veriyor orada. Güven veren bir oyuncu hata yaptı mı, şanssızlık deyip geçmesi çok kolay oluyor işte. Tanıdığın, bildiğin CV’si dolu adam almakla zaten güven meselesini kolay aşıyorsun ve riski de epey azaltmış oluyorsun. Souza iyi futbolcu,tek sorunu bonservis fiyatı. Sivas maçında çok çözemedik, Dnipro maçında da gözlemledim bu adam tam iki yönlü değil. Bu adam bildiğin çapa, süpürücü ama ince işler yapmaya çalışıyor, ara paslar, asist denemeleri falan çok çok iyi işaretler ileriye dönük olarak ancak topla mesafe kat edebilen bir oyuncu değil ve bu durum şu an için Emre’nin gönderilmesinin bir hata olduğunu gösteriyor.
Pereira Dnipro maçının ikinci yarısında topla mesafe kat edemeyen bir ön libero eksikliği sebebiyle pozisyon dahi bulamadığını görmüştür diye tahmin ediyorum ve transfer gelecektir diye umut ediyorum. Souza’yı Topal’ın yerine kullanabildiğin gibi bir presçi olarak forvet arkasına da yerleştirirsin. İnce işler de yapabilmesi sebebiyle her zaman Meireles’e de tercih edilebilir bir rotasyon oyuncusu. İşte bu noktada maddi olarak epey açılmış olsak da riski dağıtmak için orta sahaya bir Appiah bulmak lazım, Guarin falan diye isim vermiyorum. Bu adam Milivojevic’se eğer, o olsun, bütçemize uygun olsun. Hatta ve hatta Nani’yi her iki kanatta kullanmak adına Fenerbahçe’ye gelmeyi çok isteyen Volkan Şen’le riski iyice ufaltmış oluruz diyorum. Benim sol kanat adayım hala Sow ve sonrası Alper. Stoch kulübede hamle oyuncusundan öteye gidemeyecek savunma yönü ve koordinasyonu kötü, tüy siklet bir şutör sadece. Oraya da bir transfer şart bence. Gelelim Dnipro maçı gözlemlerime. Ben Fenerbahçe’yi kötü bulmadım çünkü hem sezon başı, hem eksikler var hem de transfer henüz bitmedi. Kapalı defansa karşı topu ne kanatlara getirebiliyoruz ne de Fernandao’ya.
Çünkü iki yönlü bir orta sahamız yok. Mehmet Topal dönecek bu takıma, yanına bir de kaliteli orta saha gelirse sorunlar kolaylıkla çözülür diye düşünüyorum. Nani de rahatlayacak, daha iyi olacak çünkü topu her aldığında olumlu işler yapıyor. Solda kim oynayacak benim de merak ettiğim şey. Kjaer bana göre Lugano tipinde bir oyuncu. Sert, güvenilir, havadan etkili. Lugano kadar gol atacağını sanmıyorum ama topla çıkışları ve uzun pasları çok daha iyi. Alves’le iyi bir ikili oluşturacaklar bu çok belli. Diego yine fizik gücünü kaybetmiş yine top eziyor. Gönderilirse sürpriz olmaz bana. Aynı şekilde hemşehri ayağına Meireles’in de kadroda kaldığını düşünüyorum. Meireles top Fenerbahçedeyken bir gram artısı olmayan bir oyuncu. Fiziği de kötüledi, faul yapıyor. Keşke gönderilse de bütçe rahatlasa. Lay Lay Lom yapar ve bu sene 7-8 maç oynar, oynamaz. Pereira sezonun en güvendiğimiz isimlerinden biri ancak bir endişem var, söylemesem içim de kalır.
Biz yıllarca şunu gördük ve büyük hocalarla da çalıştık. Hazırlık Kampı kondisyonla başlar, deli gibi dağ tepe bayır çayır koşarsın, sonra salona geçersin deli gibi ağırlık çalışırsın. Futbolcuya topu özletirler ancak Pereira ilk günden verdi topu. Ben ikili mücadelelerde Fenerbahçe’yi daha iyi bekliyordum. Dnipro zaten bizden hazır ama Sivasspor maçında da fizik gücümüz iyi değildi Geçen sene yaptığı hatalarla şampiyonluğun kaçmasına sebebiyet veren 3 oyuncu ve bir hoca vardı.
Biri kiralandı çok şükür kurtulduk, diğer ikisi sporculuk kalitelerine zerre laf ettirmeyeceğim ama profesyonelliklerini tartışacağım Volkan ve Alves. Maalesef sakatlanmasın, ceza almasın diye dua edeceğiz. Son olarak böylesine bir forvet üçlüsü transfer et, ardına bunların ayarında bir çift yönlü orta saha alma ? Abesle iştigal.
Ben hala umutla bekliyorum. Takviyeler gelmezse de yapacak bir şey yok, eski bir söylemdir, “gelen ağa’m, giden paşam”deriz. Fenerbahçeliler sezon başında şampiyon olacaklarını hissederler ve olurlar diye muhteşem bir tespitte bulunmuş Can Bartu’nun sözü hala aklımda ve ben bu inancı gördüm, şampiyon olacağız. Zerre şüphem yok.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : bruno.monte@abcspor.com
twitter : @BrunoMonte1907