Galatasaray Liv Hospital Sezon Değerlendirmesi
2013-2014 sezonunda Ergin Ataman yönetiminde final serisinin son maçına çıkmayarak, şampiyonluğu rakibine teslim eden Galatasaray Liv Hospital, 2014-2015 sezonuna şampiyonluk ve Euroleague’de başarı hedefiyle başlamıştı. Bu sezonun, Ünal Aysal döneminde başlayan sorunların daha da büyüyeceği ve daha çok saha dışı olaylarla anılacağı bir sezon olacağını belki de kimse tahmin etmiyordu.
”Kadro Yapısı”
Galatasaray Liv Hospital; Carlos Arroyo, Zoran Erceg, Sinan Güler, Ender Arslan, Furkan Aldemir gibi takımın iskeletini oluşturan oyuncularını kadroda tuttu. Bu oyuncuların yanına Kerem Gönlüm, Martynas Pocius, Pietro Aradori, Vladimir Micov gibi çok iyi rol oyuncuları ile Nolan Smith ve Ian Vougioukas eklendi. Ayrıca 2013-2014 sezonunda ligde sadece 2 maçta oynayabilen Nathan Jawai de, daha iyi bir uzun bulunamayınca kadroda kaldı.
”Ayrılıklar İlk Yarıda Başladı”
Galatasaray Liv Hospital’ın bu sezonki saha dışı olayları, henüz ligin ikinci maçından sonra başladı. Ergin Ataman, maçın içerisinde kendisine havlu fırlatan Nolan Smith ile yolların ayrılmasına karar verdi. Furkan Aldemir ise NBA’de şansını denemek istediğini açıklayarak, alacaklarının da ödenmemesini kullanarak normal sezonun 7.haftası sonunda takımdan ayrıldı. Ayrılıklar performanslarından memnun olunmayan Nathan Jawai ve Pietro Aradori ile devam etti. Ve son olarak, belki de en büyük darbe Carlos Arroyo’nun ayrılmasıydı. Arroyo da alacakları ödenmediği için serbest kaldı. Bu ayrılıkların telafi edilmesi adına özellikle pota altındaki zaafın giderilmesi için Patric Young ve Muratbey Uşak Sportif takımından Justin Carter transfer edildi. Tecrübeli oyuncu Aleks Maric de 13.haftada kadroya dahil oldu. Sadece Euroleague maçlarında forma giyen Vougioukas da Top16 öncesi takımdan ayrıldı.
Kadroda bu kadar değişiklik olması, zaman zaman yaşanan ödeme sıkıntıları, takımın tecrübeli Türk oyuncularından olan Ender Arslan ve Kerem Gönlüm’ün alacaklarının yatırılmaması nedeniyle ayrılacağına dair çıkan dedikodular takımın performansını da olumsuz etkiledi. Sezona iyi başlanarak ilk 7 lig maçında 5 galibiyet çıkartan Galatasaray Liv Hospital, kadronun sürekli değiştiği sonraki 7 maçtan sadece 2 galibiyet alabildi.
Saha dışı olaylar, Euroleague sahnesinde de Galatasaray Liv Hospital’ın peşini bırakmadı. Kızılyıldız ile oynanan maçta Sırp bir taraftarın hayatını kaybetmesi ve sonrasında yapılan açıklamalar tansiyonu daha da yükseltti. İlk 6 maçta alınan 3 galibiyetin ardından, ligde yaşanan düşüş Euroleague’de de paralellik gösterdi ve üst üste alınan 3 mağlubiyet Top16 şansını zora soktu. Ancak son hafta mücadelesinde, Abdi İpekçi’de Olympiakos mağlup edildi ve Top16 hakkı kazanıldı.
”İkinci Yarıya Umutlu Başlandı”
Galatasaray Liv Hospital, ligde sezonun ikinci yarısına ve Euroleague’de Top16 turuna iyi başladı. Ligde ikinci yarının ilk 7 haftasında 5 galibiyet alan takım, Euroleague’de de Real Madrid deplasmanında gelen mağlubiyete rağmen 3’te 2 yapmayı başardı. Arroyo’nun takımdan ayrılması, Ender Arslan, Vladimir Micov gibi oyuncuların sakatlığı üst üste gelince bu performans sürdürülebilir olmadı. Ligde sonraki 7 maçta yine sadece 2 galibiyet alabilen takım, Euroleague’de rakiplerine direnemedi ve üst üste 11 mağlubiyet alarak grubu son sırada tamamladı. Abdi İpekçi’de kaybedilen Alba Berlin ve tartışmalı bir hakem kararıyla yitirilen yine iç sahadaki Maccabi Tel Aviv maçları kırılma maçları olarak dikkat çekti. Bu maçlar kazanılsa kesinlikle gruptan çıkılırdı demek kolay değil ancak takıma bir inanç ve motivasyon kaynağı olacaktı.
Şubat ayının başlarında oynanan NSK Eskişehir Basket mücadelesinin devre arasında yaşanan tokat olayı da gündeme bomba gibi düştü. Ergin Ataman’ın soyunma odasında, genç oyuncu Göktürk Ural’a attığı tokatın basına sızması, kulübün saha dışı olaylarla gündemde kalmaya devam etmesine neden oldu. Koç sonra özür dileyerek, genç oyuncuyu kadroda tutmaya devam etti.
Galatasaray Liv Hospital, ligin ikinci yarısının son haftalarında alınan mağlubiyetlere rağmen rakiplerinin de kaybetmesi sonucunda 8.sıradan play-off’a kalmayı başardı. Çeyrek final serisinde saha dezavantajı ile Fenerbahçe Ülker ile eşleşildi. İç sahadaki maç uzatmada kazanılmasına rağmen, Ülker Arena’da oynanan maçlar kaybedildi ve sezon noktalanmış oldu. Son maçta sakatlıklar yüzünden üçü genç oyuncular olmak üzere, sadece 8 kişiye süre verilebildi.
”Oyuncu Performansları”
Bana göre Galatasaray Liv Hospital’da bu sezon en dikkat çeken oyuncu Sinan Güler oldu. Sezon başında yardımcı oyuncu rolünü kabul ederek gerektiği zaman hücumda, gerektiği zaman savunmada katkı veren Sinan, Arroyo’nun ayrılışından sonra oyun kurucu pozisyonuna geçerek sorumluluğu üstlendi. Hücumda müthiş maçlar çıkartarak, agresif oyununu devam ettirdi ve takımını ayakta tuttu.
Daha evvel profesyonel olarak basketbol oynamamış Patric Young da; oyun bilgisi ve tecrübe alanlarındaki eksikliğini, çok çalışarak ve mücadele ederek giderdi. Belki de takıma beklenenden fazla katkı veren tek oyuncu Young’dı. Hücumda bitirdiği ikili oyunlar, ribaundlar sonrası vurduğu smaçlar, savunmada ise blok tehdidi ile rakibe yarattığı baskı ve hareketli ayaklarını kullanması, Young’u takımın önemli bir parçası yaptı.
Transfer edildikten sonra Justin Carter da atletik özellikleri ile performans anlamında dikkat çeken oyunculardan biri oldu. Hücumda yaptığı smaçlar ya da bitirdiği hızlı hücumlar ile takıma katkı verirken, savunmada da hareketli ayakları ve blok tehdidi ile fark yarattı.
Vladimir Micov ise, yine Arroyo’nun ayrılmasından sonra, daha fazla sorumluluk aldı ve başarılı maçlar çıkardı. Setlerin O’nun üzerinden oynanmaya başlanmasının verdiği güven ile hücumda önemli bir silah olduğunu gösterdi.
Kerem Gönlüm, Ender Arslan, Martynas Pocius gibi oyuncular da tecrübelerini kullanarak, takıma katkı veren oyuncular arasında yer aldılar.
Aleks Maric ve Zoran Erceg ise bence Galatasaray Liv Hospital için hayal kırıklığı diyebileceğimiz oyuncular oldu. Maric ligde 3, Euroleague’de ise 7 maçta forma giyerken takıma neredeyse hiç katkı veremedi. Erceg ise Euroleague’de takımın en yüksek sayı ortalamasına sahip oyuncusu olmasına rağmen, beklentilerin altında kaldı. Erceg’in kazandırdığı maçlar oldu ancak daha fazla katkı vermesi ve takımı ileri götürmesi bekleniyordu. Arroyo’nun gidişi ile birlikte onun performansının düştüğünü söyleyebiliriz. Erceg Euroleague normal sezonunda 18.1 sayı ortalamasına sahipken, Top16’da bu ortalama 12.8’e düştü.
”Saha İçini Değerlendirmek Anlamsız”
Kadroda bu kadar değişim yaşayan, sezona transferlerle başlayıp sonrasında ödeme gücü olmadığı için oyuncu kaybeden bir takımın saha içi performansını ya da nasıl oynadığını değerlendirmek çok da sağlıklı olmaz. Basketbol; birçok spor gibi, hatta birçoğundan daha fazla, oyuncuların birbirini tanıması ve birbirine alışması, koçun sistemini sahaya yansıtması sayesinde daha başarılı olunan bir spor. En çok güvendiğiniz oyun kurucunuz sezon ortasında ayrılırken, pota altı rotasyonunuz sürekli değişirken istediğiniz düzeni de sahaya yansıtmanız çok mümkün değil. Bu tabloda Galatasaray Liv Hospital’ın başarılı mı başarısız mı olduğundan çok, kulübün yapısı sorgulanmalı ve önümüzdeki sezonlarda bu sorunların yaşanmaması için neler yapılabileceği düşünülmeli. Maliyeti yüksek transferler yerine bütçe doğrultusunda hamleler yapılmalı ve buna göre bir hedef konmalı. Henüz bir transfer yapılmaması ve maliyetlerin düşmesinin beklenmesi buna göre doğru görünüyor. Özellikle takımın Euroleague’deki iddiası bittikten sonra oynanan maçlarda forma şansı bulan genç oyuncular Ege Arar, Göktürk Ural ve Kristijan Nikolov ileride daha uzun süreler takımın formasını taşıyabileceklerini gösterdiler. Diğer yandan da çok iyi performans gösterdiğini söylediğimiz Young, Carter ve Ender Arslan gibi oyuncular takımdan kesin olarak ayrıldı ve Erceg ile Pocius’un durumları da belirsiz. Transfer bütçesinin de çok yüksek olmaması önümüzdeki sezonun da Galatasaray Liv Hospital için zorlu geçeceğini gösteriyor.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : deryacerasi@abcspor.com
twitter : @deryacerasi
