Salı akşamı kabus gibi başlayan ama mutlu sonla biten ilk karşılaşma sonrası, bu akşam ‘başladığı gibi sona eren’ bir Fenerbahçe resitali izledik Ülker Arena’da…
Çok büyük demenin bile hafif kaçacağı, bu toprakların gördüğü ve göreceği en büyük koçun taktik dehasına bir kez daha şahit olduk canlı gözlerle İstanbul’daki 2.karşılaşmada…
Maça Kenan-Semih ikilisi ile başlayan ve ikisinden de oyunda kaldıkları ilk 7 dakikalık sürede maksimum verim alan Sırp deha, bir anlamda da maçı 30-14 ile daha ilk çeyrekte bitirmiş oldu!
Maccabi’nin 2 insan genişliğindeki pivotu Sofo’yu, ilk karşılaşmada olduğu gibi bugün de etkisiz hale getiren Fenerbahçe, Pargo üzerinde kurduğu baskıyla da, rakibin hücum dengesini tek kelimeyle alabora etti.
Ama en önemli parantez Semih Erden’e! Hem hücum hem savunma anlamında mükemmele yakın bir karşılaşma çıkartan pivot, FB Ülker kariyerindeki, 16.30 dakikalık sürede 6/6 saha içi isabet ve 6 ribaund ile en iyi maçını oynadı diyebiliriz.
İlk maçın ilk yarısına 19 sayıyla Pargo imzasını atmıştı, bu kez de Goudelock 17 rakamı ile fişi çekti.
10 dakika makine gibi oynayan, sahada süre alan her oyuncudan maksimum performans sağlayan Fenerbahçe, diğer periyodlarda skoru korumasını bilerek ve hiçbir saniye tek hanelere indirmeden 82-67 kazanmasını bildi.
Maccabi sadece ilk basket attı ama sonrasında bir kez bile öne geçemeden, Guy Goodes’in üst üste molaları ve birbirini takip eden oyuncu değişikliklerine rağmen momentum çeviremeyerek Nokia Arena’ya 0-2 ile gitmiş oldu.
Maçın en skorer ismi, ilk yarıda 17 ile Nirvanaya ulaşan, toplam 19 sayıyla Goudelock olurken, iki Sırp yıldızdan Bjelica 9 sayı/15 ribaund, bir diğeri Bogdanovic de 11 sayı/5 ribaundla karşılaşmayı bitirdiler.
Kilit oyunculardan birinden sakatlık olmadığı sürece, Fenerbahçe Final Four kapısını sonuna kadar araladı diyebiliriz. Geçen yazımda da belirttiğim gibi, İsrail ekibi stuff’ı ve oyuncuların vücut dili, bu salonda kazanamanın ne kadar zor olduğunu çok net anlatıyordu bizlerle…
Maç özelinden genele dönersek; Fenerbahçe’ye savunmada önlem almak cidden çok ama çok zor. Birbirinden kalitesi silahlara sahip takımı, kısa sürelerle sindirip, tuzak savunmalara yavaşlatabilirsiniz ama 40 dakika boyunca kitleyebilmek Avrupa topraklarında imkansız!
2 metrelik adamı 1.50’lik battaniye ile örttüğünüzde, vücudunu sarsan ayakları, ayakları kapasan baş kısmı açıktan kalıyor misali, Gou dursa Bogdan, o yoksa Bjelica ya da ilk maçta olduğu gibi Uçan Helikopter, hatta Emir ve diğerleri devreye giriyor.
Ofans olarak zaten Avrupa’nın en iyi 2-3 ekibinden biri olan sarı-lacivertliler, savunmada da arzulu olup ritim bulduklarında, değil Final Four ekibi, tek kelimeyle Euroleague Şampiyonu gibi oynuyorlar.
3’e varanın Madrid/Barclaycard vizesi alacağı seride, ilk 2 maçı kazasız şekilde atlattık. Şimdi İsrailliler kendi sahalarındaki 2 maçı kazansalara bile, turu geçmek için Ülker Arena’da servis kırmak zorundalar ki onlar da bu ihtimalin ne kadar az olduğunun farkındalar diye düşünüyorum!
Tribünleri hınca hınç dolduran ve bütün sezon sadece son çeyreklerde, o da oyun sıkıştığında devreye giren 13.000 kişilik tribünler, Salı akşamı da bu gece de bizlere ilk kez 40 dakika boyunca gerçek anlamda, bir Oaka Spor Salonu ya da Partizan-Kızılyıldız seyircisi gibi katkı sağladılar.
Her çalınan-çalınmayan faullerde gösterilen tepkiler, ıslıklar, hakeme rakip oyunculara baskı ve kulakları sağır eden uğultu, Avrupa’nın en lüks salonlarından biri olan Ülker Arena’yı tam anlamıyla basketbol mabedine çevirdi diyebiliriz.
FINAL FOUR’a bir adım kaldı! Bugün maçı çıktığı gibi, yani at yarışı tabiriyle beyaz bayrak ayna yaparak bitiren Fenerbahçe Ülker, belki de bu salondaki son Euroleague karşılaşmasına çıktı bu sene…
Oldu da Maccabi’liler kendi sahalarındaki 2 maçı kazandılar diyelim, o zaman da 28 Nisan’da yine bu salonda, kendi seyircisi önünde F4 kutlaması yapacak sarı lacivertliler.
Yazıma Obradovic ile başladım onla bitireyim. Yoğurtçu Parkındaki Alex heykelinin yanına bir yenisini eklemenin zamanı geliyor bence. Umarım bu hayalim gerçekleşir ve de bir umarım daha, akıbeti bugün salonda yerini alan ve seyircinin yoğun ilgisiyle karşılaşan ilk heykelin sahibinin başına gelenler gibi olmaz!!!
Ama önce sözleşmesi sezon sonu bitecek Sırp Hocayı FB Ülker yetkilileri yanlarına çağırıp, ne kadar para istediğini bir kağıda yazdırmalı ve sonra o kağıdı yırtıp, üzerine ne yazdıysa 1 milyon Euro daha ekleyip, 1-2 hatta 3-5 değil, 10 hatta mümkünse çeyrek asırlık sözleşme yapılmalı.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
burak.belgen@abcspor.com
@BurakBelgen
