Çok futbolcu vardır bahsedeceğim tipte. Ben bugün 2 futbolcudan bahsedeceğim.
Hakan Şükür ve Selçuk Şahin.
Abi, farzedin ki siz bir teknik direktörsünüz. Avusturya kampına tavsiye üzerine iki futbolcu getirdiler Güney Amerika’dan.
Hakan De Souza ve İlhan Mansinho..
Aldın birini sarı takıma koydun diğerini lacivert takıma. Abi, elini vicdanına koy. Hangi santrforu transfer edersin?
Ben maçın sonucuna falan bakmam. Fiziğine bakarım, atletik yapısına bakarım, topla olan yumuşaklığına bakarım. Nihayetinde forvet transfer edeceğim ve direkt gider İlhan Manzinho’yu transfer ederim.
İlhan gerçekten çok yetenekli bir oyuncuydu. Samsunspor’da oynarken Fenerbahçe’ye gelmesini hayal etmiştim.
Mesela Hakan Bursaspor’da oynarken Texas Tribününce kendisine bahşedilmiş olan lakabı Kazma Hakan’dı.
Hakan aslında hep kazmaydı. Hiç bir zaman çalım atamadı, adam eksiltemedi, bomba gibi şutlar atamadı ama bu ülkede gol kralı oldu, milli takıma ve Galatasaray’a faydalı oldu, kafa golleri attı, asistler yaptı.
İki kez yurtdışı deneyimi yaşadı. Torino’lu Şaban diye dalga geçilmiş olsa bile Torino gördü ve hatta hatta İnter gördü. Boru değil!
Çok yetenekli değildi ama çok yetenekli olmadığının farkındaydı. Hep yetenekleri ölçüsünde işler yaptı. Fizik olarak çok kuvvetli olmak zorundaydı. Hep çok kuvvetli oldu. Çok koşmak ve takım defansına katkıda bulunmak zorundaydı yoksa çalım atan bir forvete kaptırırdı formayı. O hep çok koştu, hep önde pres yaptı.
Modern futbolda sırtı dönük top almak, top saklamak çok önemliydi. Çok hızlı ve çalımcı olmaktan bile daha önemliydi. O da bunu yaptı.
İş ahlakı ve disiplininden zerre ödün vermedi. İlhan ise sahada yapılabilecek şeylerin çoğunu Hakan’dan daha iyi yapabilen bir star olmasına rağmen, bir Hakan Şükür olamadı.
Şanssızlıklar da yaşadı elbet. Sakatlıklar falan.
Erken yaşta, Show programlarında dansederken, buz pateni yaparken hatta şoförlük yaparken bile gördük İlhan’ı.
İyi bakmadı kendine. İş disiplini Hakan’dan çok daha eksikti. Heba oldu yetenekleri..
Fenerbahçe’ye yeni transfer olmuştu Selçuk. FB TV’de bir programa evini açmıştı. İki balkonlu güzel bir evi vardı. Elinde Nokia 2110. Bir balkonuna güvercinler yuva yapmış, tam da BBQ’nün olduğu yere. “Keyiflerini kaçırmamak için kullanmıyorum o balkonu” dediğinde yüreğimde bir yerlere nazikçe temas etmişti Selçuk..
“Bizim Brezilyalılar çok meraklı elektroniğe. Ben tamiri imkansız hale gelmeden hiç bir şeyimi atıp, yenisini almam”dediğinde onun ne kadar mütevazi bir adam olduğuna kanaat getirmiştim.
Cimrilikten olduğunu sanmıyorum, Anamur’a her gidişinde onlarca forma götürdüğünü de söylüyordu.
İlk maçında, eski takımına karşı ilk hatalı geri pasını verdi. Kontrataktan başka hiç bir silahı olmayan ama o silahı da mükemmel kullanan İstanbulspor, O maçı 3-0 kazandı. Kaleci Enke’nin kabusu oldu o maçta.
Bir şanssızlık olduğunu düşünenler yanıldı. Tam 12 sene geçti O kaptırılan top yüzünden yenilen golün ardından. Kaleci Enke Rahmetli oldu.
12 senede Selçuk yüzlerce kez hatalı pas yaptı.
” Fair play’e Selçuk’u aday gösterelim, sahada takım ayrımı gözetmeden pas
atıyor” diye dalga geçenler bile oldu.
Zaman zaman çok iyi maçlar çıkardı. Abuk sabuk yerlerden, ayağına oturtamadan vurduğu toplar tıngır mıngır rakip kalelere gol oldu. Bu goller ‘Sivas’ enteresan neticeler de doğurdu. Öyle olacağını bilse vurmazdı belki de.
Bugün Fenerbahçe taraftarının çoğu Selçuk’un sahaya girmesinden rahatsız.
Selçuk’u bu kadar antipatik yapan yeteneksiz olması mı? Yaa, yapmayın. Ne yeteneksizler geldi geçti. Ne ahlaksızlar. Saymayım teker teker hepsini burda.
Bence Selçuk eskidi. Uzun zamandır bu takımda. Taraftar yeni yüz görmek istiyor. Son dönemlerinde Alex’in bile her kötü oynadığında “sektörsün gitsin”diyenleri çoktu.
Bakın şimdi yüz eskimesi nedir, size bir örnekle anlatayım;
Yıllar evvel BJK’nın cezası nedeniyle Gençlerbirliği’ne karşı Bursa’da oynadığı bir maçı seyretmiştim. Ligin ilk maçı. Cavcav 3 Afrikalı getirmiş. Üçü de süper. Kona, Khuse, Mosheau. Daha sonra da Afrika kabilesine dönüştürdü
Gençlerbirliği’ni. Neyse bunlar fıldır fıldır dolandırıyorlar Bjk’lıları. Seyirci küplere binmiş. Rıza’ya, Feyyaz’a, Ali’ye küfürün bini bir para. Sergen de yeni yıldız adayı. Sergen de kötü. Neyse bi top kaptırdı.. Trübünden küfür
yağdıran abi kalktı ayağa:
– Sergen, sen bari yapma be abicim!!!
İşte bir futbolcunun yüzünün eskimesi böyle bir şey. Rıza’dan daha faydalı kaç topçu görmüştür BJK camiası ?
Fatih Terim, Guus Hiddink, Ersun Yanal, Daum, Zico, Aragones. Hiçbiri Selçuk Şahin’den vazgeçemedi.
Şu Teknik Direktörlerin görüp de bizim göremediğimiz ne diye soranlar çoğunlukta..
Cevabı güven. Selçuk bir görev adamı alarak güven veriyor.
Selçuk ego problemi olmayan bir oyuncu. Yedek kalmayı hiç bir zaman sorun etmiyor. Görev verildiğinde ise hep hazır. Lyon maçını unutmam. Attığı gol balıktı onu geç. Çok uzun bir sakatlığın ardından maça çıkmıştı ve fizik olarak çok iyiydi. İşte Selçuk bu. Çok çalışkan. Zaman zaman çok kötü oynuyor ama hiç bir zaman kötü koşmuyor. Kötü mücadele etmiyor. Defansif hissiyatı çok yüksek. Duran toplarda iyi bir öndirekçi.
Artı, Selçuk kimsenin gırtlağına yapışıp beni oynatın demiyor. Selçuk’a biraz fazla yükleniyoruz.
Mesela bu sezon oynanan Trabzon maçında 90. dakikada onu oyuna girerken görmek taraftarın sinirini bozdu biliyorum. Ben de bir an sinir oldum.
Abi, O suç o dakikada Onu oyuna alan hocada. Çok yanlış bir hareket. Bir acemilik. Fenerbahçe adına kötü bir mesaj verdi hoca. “Ben sizin düşündüğünüz kadar iyi bir takım değilim, ben bir puana çok memnunun” mesajı verdi.
Selçuk gerçekten çok iyi bir yedek. Hakan’la beraber gençlere, örnek olması lazım. İşte böyle iyi bir profesyonel olursan, işini iyi yaparsan, senden daha yetenekli, daha zeki olanları da gerinde bırakabilirsin ve hatta ileride torunlarına anlatacağın çok özel hikayelerin bile olabilir:
– Biliyor musun, ben bu Galatasaray’a orta sahadan gol attım diyebilirsin.
Heee, ben Leo Franco ve Morgan De Sanctis gibi iki yabancı kaleciyi Galatasaray’dan kovdurdum, Korcan Çelikay’ı da içeri attırdım diyebilir misin attığın gollerle ?
Dünyada onu yapacak başka bir baba yiğit te göremiyorum!