Hatır işleri bu memlekette önemlidir. Hatır çeki diye bir şey vardır mesela, sırf yüzyüze bakıyoruz diye verilir ve bunu verdiği için batan esnaf tanırım.
Hatır senedi var yine böyle..Hatır sigortası var.. Hatır reçetesi var, hatta çiğ tavuk bile yenebilir bu hatır için ve bu hatır işi bitmez, bir fincan kahvenin borcu bile 40 yıl kadar sürebilir ve araya gönül işi de girerse hiç bitmez, mesela hatır şikesi denilen şey aslında hatir- gönül şikesidir ve süresi belirsizdir, ispat dahi edemezsin. Hocası, topçusu, başkanı vs..
Çözümü basit: Ligin ilk 4 takımını play-off’a alırsın, bu hakem tantanası da biter, hatır tantanası da, şike tantanası da. Bodrum 4 eksikle çıktı dediler, Samsun göz göre yattı, bugün Fenerbahçe kazanırsa aynısını diyecekler Fenerbahçe Sivasspor yüzünden iki şampiyonluk kaybettiği halde.
Böyle bir şike gerçekten de var ve etik değil ama şampiyonluktaki rakibini kendi sahanda bir kez bile yenemezsen boş muhabbet olarak kalır, fatura da Mourinho’ya kesilmeli bence. Bu konuda çok doluyum, içimde tutuyorum az da olsa bir ümit olduğu için.
Sivasspor her zaman zor deplasman olmuştur, sebebi sadece iklim değildir Sivasspor’un oturmuş futbol kültürüdür, diri ve fizikli bir takım oldular her zaman, puana ihtiyaçlarının olduğu düşünülürse Mourinho’nun derbi maçı ciddiyetinde görmesi gereken bir maç ama bu ciddiyeti derbilerde göremedik taktiksel anlamda, durum da ortada..
Bu maç için Dzeko-Tadić, Talisca ve Maxi aynı anda oynarsa defansif anlamda sıkıntı yaşaman normaldir, Tadić’ten hala ne beklediği konusu ise muamma, Çağlar konusuna girersem çıkamam..
Maça her iki takımda galibiyet için çıkmıştı çünkü beraberlik iki takıma da yetmiyordu, Fenerbahçe’nin helva kıvamındaki orta sahası ilk 15 dakika iyi dayandı, ileri gidip gelebildiler ama sonra maç dengelendi, Sivasspor orta sahayı çabuk geçmeye başladığı anlarda gol tehlikeleri de yarattı, Livaković’in 3 net kurtarışını izledik ilk yarıda..
Sivasspor önde rahatsız etmedi fazla, kendi yarı sahalarının ortasında bir hat oluşturup Fenerbahçe’nin forvet hattıyla olan bağını koparmak niyetindelerdi, bunu çalışmışlar ve başarılı da oldular. 1.5 kişilik Fenerbahçe orta sahası geriye dönüşlerde zorlanırken topu ceza sahasına taşımakta da zorlandı ve geç kaldı ilk yarı boyunca..
Fred topu alıyor, Škriniar’a veriyor, Szymanski’nin al veri yok, Maxi’ye atsalar başında 3 kişi var, Tadić’e atsan hareketsiz, kaçırmazsın, geriye bir tek Osayi kaldı ama yetmedi, Talisca zaten topla az buluşan stilde bir oyuncu..
Yani ilk yarıda sadece bir pozisyon oldu, Tadić Talisca’ya başarılı bir orta yaptı, o kadar..
Fenerbahçe’nin oyundan düşmek üzere olduğu bölümde Talisca kendi yarattığı bir pozisyonda kazanılan frikiği gol yapınca Fenerbahçe soyunma odasına galip gitme şansı elde etmiş oldu. Diyorum ya? Cami yıkılmış ama mihrap yerinde duruyor, klas oyuncu..
Raj Manaj- Çağlar eşleşmesi de ilk yarıda S.O.S verdi ama korkulan olmadı.
İlk yarıdaki en büyük problem düşündüğümüz gibi orta sahanın çok yumuşak olması değil, orta sahada yana ve geriye oynamak zorunda kalmaktı, Fred ve Szymanski yan yana oynadılar adeta, pas atacak oyuncu bulmakta zorlandılar, Maxi’yi neredeyse hiç kullanamadı Fenerbahçe, Tadiç ve Talisca da yeterince yardımcı olamadı, Fenerbahçe atakları genelde soldan başlattığı için Mert Müldür’e çok yük bindi, hep garanti pasa yöneldi ve kısır bir ilk yarı oldu, Talisca sayesinde bir gol ama ilk yarının en iyisi Livaković, böyle bir ilk yarıydı.
Ikinci yarı çok enteresan başladı, agresif bir başlangıç beklediğimiz Sivas 46’da golü kendi kalesinde gördü ve bir anda oyundan düştüler Tadić’in golüyle. Maçın bittiğini düşünmüştür herkes çünkü Fenerbahçe çok rahat gelmeye başladı, Maxi cirit atıyordu, pozisyonlar geldi ama gol gelmedi.. Enteresan bir ikinci yarı dedim ya, Efgan 30 metreden Livaković’i
avladı ve ölüyü diriltmiş oldu..
Livaković önde yakalandı, normalde oradan telgraf çeksen 15 günde gider..
Golden sonra Sivas baskı kuramadı, gol pozisyonlarına giren Fenerbahçe oldu, zorlayamadılar. Rıza Çalımbay’ın ofansif hamleleri de onların orta sahasını zayıflattı..
Işin enteresan tarafı Mourinho da hamlelerde gecikti. Talisca, Maxi, Dzeko ve Tadić çok yorulmuştu vücut dillerinden anlaşıldığı üzere. Maç İsmail ve Oğuz’u çağırıyordu ama 80 dakika bu şekilde devam etti..
Kırmızı kart Sivas’ı tamamen bitirdi ve Tadić’in şık golü noktayı koydu, beni utandırdı ama bilin ki ikinci golü Fenerbahçe’ye attı..
Fenerbahçe sonuna kadar bu işi kovalamak niyetinde, bunu hissediyoruz ama Mourinho önümüzdeki sezon için hiç ışık vermiyor. Kostic mesela? Oğuz? Bu kadar yumuşak orta saha ile Bjk maçına da çıkar mı? Bilemiyorum gerçekten.
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907