Futbol Hollanda’ya 19. yüzyılda Pim Mülier tarafından getirildi.
Pim Mülier daha 14 yaşındayken Koninklijke HFC’yi kurdu.
1890’ların sonunda ve 1900’lerin başında birçok yeni kulüp kurulmuştu. Bunlardan bazıları Sparta Rotterdam (1888), Ajax (1900), Feyenoord (1908).
Hollanda Kraliyet Futbol Federasyonu (KNVB) 8 Aralık 1889’da kuruldu.
Profesyonel futbol, 1954’te Hollanda Profesyonel Futbol Birliği’nin kurulmasıyla gelişti. İlk profesyonel karşılaşma 1954’te AZ ile VVV-Venlo takımları arasında yapıldı.
Dünya futbolunda görsel açıdan Brezilya’nın yeri neyse, 1970’lerde de Avrupa futbolunda da Cruyff’lu Hollanda’nın yeri oydu..
Hollanda futbolu dendiğinde; savunmadan çok hücuma ağırlık veren, sürekli gole odaklanan, öndeyken bile oyunu çirkinleştirmeyen bir futbol takımı canlanırdı.
Bugün bile tepe ülkeler içinde, ligleri en çok gollü geçen liglerdir.
Oyun stilleri Brezilya’ya benzer dedik ama kısmetleri hariç!.. Dünya Kupaları’nda üç kez final oynadıysa da bu maçların hepsinde sahadan boynu bükük ayrılmış, Avrupa Şampiyonaları’ndaysa sadece bir kez gülebilmişlerdi.
Yine de kulüpler düzeyinde Hollanda takımlarının toplamda altı kez Şampiyon Kulüpler Kupası/Şampiyonlar Ligi, bir kez Kupa Galipleri Kupası ve dört kez de UEFA Kupası kazandığı düşünülürse, Hollanda’nın “BIG’ 5 yani Almanya, İtalya, İngiltere, İspanya ve Fransa ile birlikte Avrupa futbolunun en önde gelen altı ülkesinden biri olduğunu (her ne kadar diğer beş ülkenin dünya şampiyonlukları bulunsa da) belirtmek lazım. Belki Portekiz de eklenip, 7 denilebilir.
Hollanda futbolunun 2 çağ atlama senesi; önce 1915 yılı, sonra da 1964-65 sezonu.
** 1915 yılının önemi, total futbolun tohumlarını eken kişi olarak anlatılan İngiliz teknik adam Jack Reynolds’ın, Ajax’in başına geçtiği yıl olması…
** Diğer eşit atlama senesi olan 1964-65 sezonu ise; hem saha dışı hem içinde, Rinus Michels ve Cruyff ikilisiydi.
AMA ASIL PATLAMA; Surinam ile geldi diyebiliriz.
Surinam, Güney Amerika’nın kuzey doğu Atlantik kıyısında yer alan ülke,
17. Yüzyılın sonlarında aslen İngilizler tarafından keşfedildikten sonra Surinam’ı sömüren ve tarımsal zenginliklerinden en iyi şekilde yararlanmaya başlayan Hollanda’ydı.
Toprakları hasat etmek ve ürünleri Rotterdam limanına geri göndermek için Afrikalı kölelere ciddi şekilde güveniyorlardı ve sonunda, İngiltere ile bir anlaşmadan sonra Surinam’ın Hollanda Krallığı’nın bir parçası haline getirilmesi kararına varıldı.
Surinam’ın ulusal dili Felemenkçe oldu ve 1975’te bağımsızlık kazanana kadar bir Hollanda kolonisi olarak kaldı.
İşte buradan da, akarcasına yeni nesil Oranje yıldızları doğdu.
Altaypi ve eğitim enjekte edilen, doğuştan yetenekli, hızlı, fizik gücü kuvvetli siyahi sporcular, Hollanda futbolunda devrim yarattı!..
Kimler mi?
Mesela, ilk furya; Ruud Gullit- Frank Reejkard ikilisi, sonra Egdar Davids ve Clarence Seedorf. Hatta Michael Reiziger, Patrick Kluivert, Jimmy Floyd Hasselbaink, Winston Bogarde diye başlarız ama bitiremeyiz çünkü o kadar çok ki sayıları…
Bugün de Virgil van Dijk, Jeffrey Bruma, Michel Vorm, Noa Lang, Steven Bergwijn, Donyell Malen, Denzel Dumfries ve Georgino Wijnaldum gibi isimlerle, Hollanda’yı beslemeye devam ediyor Surinam.
Bu gemiye yeni katılan 21’nci yüzyıl doğumlu; Ryan Gravenberch, Ian Maatsen ve Xavi Simons da unutulmaması gereken isimler.