Bu maça gelene kadar ve bu maçtakiler dahil söylenecek çok şey var ama bir gerçek var ki en az iki sezon Avrupa zor. Neden mi ? Bu sene Şampiyonlar Ligi’nde bu taktik anlayış ve kadro ile ilerlemek zor. UEFA Kupası bile bu gidişle zor, seneye zaten ya Financial Fair Play’den ya da bu futbolla ligi ilk sıralarda bitirmek zor olduğundan zor.
Sezona iki kamp yaparak hazırlanan takımda her iki kampta da oynayan Yekta ve Sercan takımda yok. Kanatlarda iyi kötü top taşıyacak Bruma yok, Telles yok. Orta sahada Melo yok. Gol bölgesinde Zlatan İbrahimoviç yok. Sağ bekte Şener yok. Göbekte stoper Donk yok. Daha da önemlisi bu sene Muslera kalede yok. Geçen sene takımı 4 yıldız 3 kupaya taşıyan teknik direktör yok. Son dakikada transfer edilen futbolcunun lisansı yok. Cüneyt Tanman gibi Abdürrahim Albayrak’ın yerini tutacak bir ağabey yok. En önemlisi taraftar tribünde yok. Bunların hepsi yoksa belki de stratejik yönetim yok. Valla bırak bunları yapmayı, bu kadar cümlesini kurmak bile çok zor.
Sezonun başladığını henüz farketmeyen Hamza Hoca her maça ayrı bir kadro ve taktik ile çıkma huyunu nereden edindiyse bu taraftara hiç keyif vermiyor bilmeli. Sezon başından beri Yasin gibi bir tribün ve takım ateşleyicisi sahada yok ama Emre Çolak ile Atletico maçına çıkıyor takım. 30.ncu dakikada Emre çıkarken karşı takıma ve teknik direktörüne verilen mesaj net, sizin taktik okey, biz çuvalladık, zaten 2-0’ı bulmuşsunuz, aynen devam edin. Maçtan önceki demeç var bir de. “Favori Atletico Madrid”. Yahu biz Prandelli denen o İtalyan teknik direktörü bu söylemi için takımdan göndermemiş miydik ? Ali Sami Yen’in ruhuna ters düştü diye. Yoksa 4-0 kaybettiği için mi, maçları kazanamadığı için miydi ? Bu sene takımı motive edecek bir kalıp da yok, kim gelse işi zor.
Osmanlı ve Mersin maçları zaten net bir mesajdı. Podolski ve Sabri sağ kanattalar ama ayrı dünyaların insanları gibiler. Gerçi Podolski’nin lig başından bu yana performansı kötü, 2 gol attı bitti. Eğer adı yabancı değil de Veysel olsaydı, kendini sezon arasında KasımpaşaSpor’da bulurdu. Önü boşken kale yerine kendini yere vurması ve yapışması futbol tarihinde az rastlanacak bir hareket. Sneijder kanada kilitlenmiş, Hakan Balta, Emre Çolak ile orta saha kuruyorsunuz, karşı takım Madrid’den geliyor. Yasin kenarda, oyuna önce Umut giriyor. Carole iyi oyuncu ama henüz toy, Denayer iyi oyuncu onu dengeledi ama Denayer ilk kez Semih ile bu maça çıkıyor. Burak bu maçta ofsayta düşmedi ama faul yapmaktan yine kaleyi bulamadı. Bu takımı / takımları FIFA 2014’de internet cafede bile kurmuyorlar. Internet cafelerde her maça ayrı kadro ile de çıkmıyorlar. Oradaki oyunda bile bunlar çok zor.
Maç günü TEM’de yol çalışması yapılması, kamyonların maç günü stad trafiğine karıştırılması kadar stratejiden yoksun bir yönetim koordinasyonunun var olduğu bir şehirde, belki de Şampiyonlar Ligi için, Ali Sami Yen’in hedef koyduğu Avrupa’yı yenecek dünya kulübü ruhu ve yönetim alternatifleri için, kulüp üyeliğinin ve yönetiminin diğer kulüplerde olduğu gibi taraftara açılması gerekiyor. Bu da mı zor ? Şampiyonlar Ligi açılış maçı, karşı takım Atletico Madrid, tribünlerin yarısı boş. Bu mesajı da mı anlamak zor. Bu sene kombine alanların işi zor. Sezonun başı belki ama bu şekilde gidişatla zor.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : cuneyt.dirican@abcspor.com
twitter : @istanbulekolu