Öncelikle Rizespor ve Asteras maçlarını teknik, taktik açıdan değerlendirmeye gerek olmadığını düşünüyorum. Yok Bilic Rize maçında niye Mustafayı çıkartmış, yok neden hucum etmesi gerekirken İsmail’i sağbekte kullanmış, yok Motta’ya nasıl dayanmış, yok neden Veli’yi oynatmış falan filan, bunların hepsi lafügüzaf. Beşiktaş’ın asıl sorunu daha yukarıda. Beşiktaş yeterli derecede iyi yönetilmiyor. Mutlaka bu göreve talip olanların içinde renk aşkı var. İyiniyetli çalışmalarda yapıyorlar ve BELKİ gerçekten çok dürüstler. Ama YETERLİ değil!
Örnekleyelim;
1. Beşiktaş’ın parasını har vurup harman savurmadık, transferde çok tasarruf yaptık sözünden başlayalım değerlendirmeye. Neymiş; Gökhan ve Sosa’dan çok kar edilmiş. Peki soralım, 3 Milyon EURO fazla harcanıp Gökhan ve Sosa takıma 1 ay once katılsaydı da Arsenal elenip 20 Milyon EURO’ya yakın bir gelir elde edilseydi Beşiktaş’ın menfaatine olmayacak mıydı? Bu örneği hemen özetleyelim.. Transferde tassarruf iyi niyetli bir çalışmadır ama diğer alternatife bakınca büyük takım hedefleri için YETERLİ değildir!
2. Sağbek transferi. Sezon başında Beşiktaş’a sadece 1 transfer hakkı tanınsaydı ortalam futbol bilgisine sahip sıradan bir Beşiktaşlı ‘’sağ bek alalım’’ derdi.. Beşiktaş ne yaptı? Bir tek sağ bek almadı! 2013 ara transferde Tarık Çamdal’a imza attırıp (Cenk gibi) sezon sonu transfer etme, ya da 1 Milyon EURO’ya geçen Ocak’ta bitirilip alma şansın var iken ‘’Vogue’’ restaurantında Eskişehir başkanının ricalarına boyun eğildi. Ne oldu ? Adam gitti bir araba küfür ettiği GS’ye çaktı topçuyu!
Büyük Beşiktaş yönetimi aylarca Molde’den Linnes diye tutturdu. Sonunda ne oldu? Molde satmaktan vazgeçti. Yanlış okumuyoruz vazgeçtim diyen takımın adı Molde! Porto, Valencia ya da Everton değil. Hadi onları geçtim Norveç’ten Rossenborg bile değil sadece beş harf MOLDE… Yüzbin euro fazla verseniz kulübün isim hakkını alacağınız MOLDE! Bu örneği de özetlersek, iyi niyetli görüşme yapmak, rakip takımlara saygı çerçevesinde yaklaşmak, centilmen olmak gerçekten önemli değerler fakat ulaşmaya çalıştığın hedefler için YETERLİ değildir!
3. Stadyum… Beşiktaş başkanı TV TV gezip stadı 30 Ağustos’a yetiştireceğiz dedi !! Bugün 19 Eylül stadın hali ortada. Adama sormazlar mı? Abi sen bizle ne geçiyorsun diye??? Şimdilerde aynı başkan Tv Tv gezip neden 30 Ağustos dediğini anlatmaya çalışıyor. Geçekleşmeyecek olaylarda bile insanların sizin sözlerinize inanmasını sağlamak belki bir çeşit yetenek fakat sürdürülebilir güveni tahsis etmek için YETERLİ değildir!
4. Çarşı…. Beşiktaş Olimpiyat’a gitmek ile ne yapıyor? Hasılat? Sinerji? Sanki yöneticilerden hiçbiri bu zeminde top oynanmayacağını, bu saha ebatlarının futbol maçı için müsait olmadığını, bu tribünlerin sahaya baskı yaratamadığını bilmiyor mu? Zeytinburnu, Gebze ya da tapelerin küfür kralı damat Göksel’in stadı Başakşehir’de oynansa hem Rize hem de Yunan’a bir araba gol atılabileceğinin farkında değiller mi? Olimpiyat masum bir seçim mi? Kısaca ve net..Hayır!!!
Beşiktaş Olimpiyat’a gitmek ile Çarşı’dan kurtulmaya çalışıyor. 1453 adı ile geçen seneki GS maçında tertiplenen orta oyunu Çarşıya açılan dava ile baş yapıt olma yolunda ilerliyor.. BJK taraftarının diğer taraftarlardan belirgin farkları mevcut. Bir kere çok daha az sayıda.. AMA bunun yanında birbirine çok daha bağlı ve çok daha tutkulu. Sosyo kültürel ve ekonomik durumundan kaynaklı çok belirgin bir duruşu var. 1970’li yılların Türkiyesindeki Beşiktaş kapalısını, 50’lili yaşlarına gelmiş sağlam abilerimize sorduğunuzda Tam Bağımsız Türkiye lafıyla karşılaşırsınız ki bu da camianın politik duruşunu özetler aslında.
Çarşı da bu camianın içinden çıkan kaydı kuydu olmayan ve tamamen bir ruhu yansıtan olgudur. Diğer takım taraftarları gibi sadece ayaklarındaki nasıra basılınca bağıran, kremi sürülünce de susan bir güruh değildir!
İşte bu olgu şu anda Türkiye’nin yaşatılmaya zorlandığı düzene karşı çıkan en büyük baskı grubudur. Ve bu kitle belli kişiler kullanılarak yok edilmeye çalışılmaktadır. Koskoca 111 yıllık camianın başkanı dün sadece ve sadece ana muhalefet partisi lideri ile karşılaşmamak ve çarşıya destek veriyor konumuna düşmemek için maça gitmemiştir.
Aslında dün geceden sonra Beşiktaşı bir spor kulubü olarak değerlendirmek mümkün değildir. Ama bu yapılanlar hurma misali günü geldiğinde tırmalayacaktır ilgilileri. Bir özet de bu maddeye; kendi konumunu korumak için güçlünün yanında olmak mazlumu ezmek bir seçimdir.. Ama Şerefinle oyna Hakkınla kazan ülküsündeki bir camiayı yönetmek için YETERLİ değildir!!!