https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

YAZI DİZİSİ BU SENE SON OLMALI, ARKASI OLMAMALI -2-

Okunması Gerekenler

 brunoAYIRIN ŞU VELEDİN BACAKLARINI !!

Fatih Terim’in Milan’ı çalıştırdığı yıllardı. Bir Türk Teknik Direktör’ün görüp görebileceği en yüksek nokta. Tabii ki çok da popüler ve havalı. Reklam filmi bile çekildi. Hangi marka olduğunu anımsamıyorum, arasam bulurum da hiç arayasım yok, tembelliğim üzerimde, eminim siz hatırlarsınız o reklamı. Terim antrenmandan çıkmış, arabasına yürüyor. Milan forması giymiş bir velet yolunu çeviriyor, imza falan istiyor hatırladığım kadarıyla. Sonra mevzuya giriyor, bu haftaki Juve maçına nasıl taktikle çıkacaksın diyor. Terim, bakacağız falan diyor. Ondan sonra velet başlıyor akıl vermeye, şunu şurda oynat, bunu yedek bırak, zaten tedbir alınmıştır, Juve hocası şok olsun diyor, takımın aslarını yedek kulübesine gönderiyor, şu taktikle oyna falan diyor. Terim bakarız, ederiz modunda. Terim arabasına binip uzaklaşır uzaklaşmaz çocuk Milan formasını çıkartıyor, altından bir Juve forması çıkıyor. Ardından sarılıyor cep telefonunu arkadaşını arıyor: – O iş tamam, verdim taktiği, Terim yedi.. Rahat ol, bu hafta yeneceğiz Milan’ı diyor.

konya fb ismailFenerbahçe forması giymiş, Fenerbahçeli gibi duran, 8-10 yaşlarında, antrenman sahası civarlarında dolaşan, İsmail Kartal’a yaklaşmaya çalışan bir velet aranıyor. İnsaniyet namına görenlerin acilen çocuğu kovalaması, korkutması, rica olunur diyorum zira son Bursaspor maçı dahil öyle onbirler sahaya çıktı, öyle şeyler oldu ki; ancak bir Galatasaraylı Fenerbahçe’yi böylesine sabote edebilirdi. Fenerbahçe’ye şu dakikada gelme ihtimali olmayan Ersun Yanal’a burada methiyeler düzecek falan da değilim. Kaldı ki kendisi de o kadar abartılacak bir hoca da değil. Sadece müthiş bir antrenör. Trabzonspor’un ligdeki durumuna bakarak söylemiyorum bunu. Zaten de şampiyon yapamazdı ve seneye de yapamayacak. Hep söylüyorum, camialar şampiyon olur, futbol takımları değil. Taraftarından malzemecisine, Malzemecisinden teknik ekibine, yönetiminden futbolcusuna bir bütünün tamamı lig standartlarının üstündeyse şampiyon oluyorsun, bu ihtimal Trabzon için çok zor.

Mesela Ersun Yanal Beşiktaş maçını kendi elleriyle verdi. Golün bağıra bağıra geliyorum dediği, Trabzon’un orta sahasının düştüğü dakikalarda maça müdahale etmedi ve yedi golü. Bir kaç hafta evvel de Galatasaray maçında benzeri oldu ve yine yedi golü, o maçta şanslıydı, bir kontra gol bularak maçı kazandı. Ersun Yanal müthiş bir antrenör. Antrenman bilgisi üst düzey. Başarısının arkasındaki iki sırdan biri bu, diğeri ise sistemi olan bir hoca. Evet göze hoş gelmese de Aykut Kocaman’ın da bir sistemi var. Fenerbahçe’nin hocasının bir sistemi olması lazım. İsmail Kartal iki sistemi de oynamaya alışmış bir kadroyu devraldı ama hangisini oynatacağına karar veremedi. Maçına göre her ikisini de oynatabilirsin ama ne zaman hangi sistemi tercih edeceğini de kestiremedi.

aziz ersun2Mesela deplasmanda Sivas’a, Bursa’ya, Başakşehir’e, Kasımpaşa’ya karşı Aykut Kocaman tarzı futbol oynatman lazım. Zira orta sahaları çok çabuk, çok hızlı, iki üç topta kaleye geliyorlar. İsmail Kartal ligin başından bu yana geri dörtlü ve önünde oynayan Topal hariç düzenli ve standart diyebileceğimiz bir onbiri asla sahaya süremedi. Emenike’yi kazanma uğruna heba ettiklerini boşver, Diego ve Webo’ya çok geç sarıldı. Oysa oyunu orta sahada çevirecek kapasitede tek adamı Diego, ilerde top tutabileceği tek santrforu ise Webo’ydu. Aziz Yıldırım’dan bir santrfor daha istemiş olma ihtimali de var. Özellikle ligin ilk yarısında bariz şekilde Ersun Yanal kondisyonunu ve fizikalitesini yakalayamadığı da aşikar. Hepsini geç, teknik direktörlük bir duruş. Saha kenarında güven vermen lazım, Fenerbahçe sahada yenik durumdayken İsmail Kartal’ın saha kenarında yaprak gibi sallandığına defalarca şahit olduk. Onu da geçtim, Türk Futbolcusu LPG’lidir, gazla çalışır, terapist olmak lazım, motive etmek lazım.

Madem Fatih Hoca’dan laf açıldı, devre arasında soyunma odasına girip: – Beyler; saat 10:30, şu an köprüden araç geçmiyor, bütün Türkiye sizi izliyor diyebilmek lazım, maç sonu demeçlerinden de anlaşıldığı üzere Fenerbahçe’de böyle bir motivatörün olmadığı besbelli. Böyle bir teknik adamla rutin maçları kazanırsınız, ne de olsa oturmuş takım, kaliteli kadro ama kritik virajlarda şarampole yuvarlanırsınız. Nitekim de öyle oldu, oyuna müdahalelerine falan hiç girmeyeceğim, çok konuştuk, bıktık artık, ne diyelim artık. Çözüm İsmail Kartal gitmeli. Yerine çok yaşlı olmayan, kariyeri olan, belli bir sistemi olan, futbolcularla arasına mesafe, soyunma odasının kapısına bodyguard koyabilecek, antrenmanı sevmeyeni sevmeyecek, tatlı sert, hırslı, bir hoca lazım.

luceHer transfer döneminde Lucescu ismi gündeme geliyor, Lucescu iyi hoca, kariyeri süper ancak yaşlı bir hoca artık. Geleceğini sanmıyorum ama gelse de sırf daha fazla para kazanmak için gelecektir, faydalı olacağını sanmıyorum. Maalesef yerli bir alternatif görünmüyor. Ertuğrul olmaz, olmasın da zaten. Fenerbahçe’de yapamaz, cennete kanat açmış kanaryalardan oluşan kadromuza teknik direktör olarak alabiliriz zira öteki dünya işleriyle daha fazla haşır neşir. Fatih Terim olmaz, olsa da taraftarlar arasında bütünlük sağlayamaz, Denizli, Aziz Yıldırım’ın kendisi hakkında söylediği sözlerden sonra zaten gelmez, Ersun Hoca da gelmez, Aykut Kocaman’da olmaz bu saatten sonra. Geriye ne kaldı, Sergen Yalçın ve Şenol Güneş. Sergen futbolu iyi biliyor. Kumaştan iyi anlıyor, geleceğini çok parlak görüyorum. Göreve geldiği her takıma sihirli bir dokunuş yapıyor. Tecrübesi yeterli değil gibi duruyor, şu saatten sonra risk olabilir ama İsmail Kartal’dan önce o şansı ben Sergen’e verirdim.

Ben kendi adıma Sergen ismine sıcak bakıyorum. Bursaspor çok büyük bir maddi krizin eşiğinde. Kulüp başkanları alışkın olduğumuz türden, para babası, fabrikatör, müteahhit cinsinden biri değil. Orta direkten. Bursaspor’a başkandan yana maddi hayır yok yani. Bursapor pek çok oyuncuyu satabilir, Şenol Hoca da durmaz deniyor. Sezonun en iyi takımı Bursaspordu. Futbol olarak taraftarını en çok doyuran takım da Bursaspor’du. Şenol Hoca’nın payı çok büyük. Şenol Hoca benim birinci tercihim olur, yerli antrenörler arasında. Beraberinde 4-5 transfer de gelebilir Bursaspor’dan ki o zaman çok keyifli de bir sezon geçirebiliriz.

lowYabancı hoca bir risk hakikaten. Daha büyük bir risk. Türk futbolunu tanıyan ve bilen bir hoca lazım derler, bence olmasa da olur. Şimdi Mourinho gelse, yok Türk futbolunu tanımıyor mu bu adam diyeceğiz. Hiddink tanıyor, bi tane adam gösterebilir misiniz Hiddink gelsin diyecek ? Dediğim gibi; bahsettiğim şartlarda bir yabancı hoca da olur. Alman veya Holladalı olmasında fayda var. Gönlümdeki isim Löw, yarım kalan bir aşk hikayemiz var, hem de onu tamamlamış oluruz.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail : bruno.monte@abcspor.com

twitter : BrunoMonte1907

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

FENERBAHÇE GİBİ

Önce kızlarımızı kutlamak istiyorum. 2 sene üstüste Euroleague şampiyonluğunu kazanan kadın basketçilerimize ve böylesine yetenekli ve karakterli oyunculardan oluşan...

Benzer Konular