Trabzonspor sezonu lider Fenerbahçe’nin 21 puan gerisinde kapattı. Haziran başında yönetimden 10. istifa gerçekleşti. Takımın en etkili oyuncusu Olcan Adın ile Beşiktaş ve Galatasaray’ın ilgilendiği haberleri çıktı. Başkan Hacıosmanoğlu “Biz satmayı düşünmüyoruz. Biz böyle dedikten sonra kimse bize gelip Olcan’ı istemeye cesaret bile edemez.” dedi. Olcan bırakın beni gideyim dedi. Başkan gitme daha karpuz kesicektik, şampiyon olucaz, acayip kadro yapıcam dedi. Olcan gönlüm Beşiktaş’ta dedi. Olcan’ın amcası Olcan vefalı çocuktur, bitti bu iş, Beşiktaş’a hayırlı olsun dedi. Olcan Galatasaray’a gitti!
Galatasaray-Trabzonspor ikilisinin ilişkisi akrabalığı falan çoktan geçmiş durumda. Hangisi Fenerbahçe’yle çekişiyorsa ötekinden 6 puanı garanti. Trabzon’da işe yarar ne kadar topçu varsa hepsinin gideceği adres de belli. Bu serinin çeşitli bölümlerinde spor medyasında gelinebilecek dip noktalarını sürekli sınayan Fotomaç’a atıflarda bulunuyorum. Vatandaşlarımız arasında leb demeden Çorum diyenler çoğunlukta olmadığı için, kitlelere ulaşmanın kestirme yolu işte bu Fotomaç referansları. Galatasaray’la Trabzon arasındaki bağı anlatmak için de bu Fotomaç referansı yeterli. Fotomaç’ta Trabzonspor haberleri diye aratınca 2000’den fazla haber çıkıyor, ancak hepsi Galatasaray haberi! Zaytung da Trabzonspor Galatasaray’a 6 puan ve iki futbolcu vereceğini borsaya bildirdi haberi yaptı.
Başkan Halilhodzic’le anlaştık, geliyor dedi. Halilhodzic gelicem dedim ama daha iyi teklif yaptılar, kusura bakmayın dedi. Sonra gelsin diye şehrin altın anahtarı, tekboynuzlu atın yelesinden bir kıl, başbakanın seccadesi tadında şeyler verildi kendisine ve hoca geldi. Bakın ne kadar karakterli hoca söz verdi, caymadı dendi. Geçen sene son 14 maç takımı çalıştıran Hami Mandıralı beni iyot gibi ortada bıraktılar dedi. Halilhodzic Hoca, Hami Hoca’nın oynatmadığı Malouda’yı affettim dedi. Daha sonra Malouda’yla kavga ettiler, sözlü tartışma Malouda’nın t-shirt’ünün yırtılması derecesinde fiziki müdahaleye döndü, hoca Malouda’yı kadro dışı bıraktı!
Hoca gelmeden takıma bir bölük adam alındı. Hoca geldi, bu takıma 40 kişi lazım yoksa başarılı olamayız dedi. Suriyeli mülteci, Avrupalı topçu, okeye dördüncü, Anzaklar, Hale Jale bütün mahalle, kim varsa toplamaya başladı Trabzon. Takım hazırlık maçı yaptı, hoca bunlardan salataya limon olmaz dedi. Takım maç yaptı, hoca futbolcular berbat dedi. Takım maç yaptı, hoca bu iş böyle giderse ben yokum dedi. Sonunda UEFA eleme maçında Rusların mantar bir takımını 2-0 yendiler, hoca mükemmel oynadık dedi, tansiyon düştü. İlk yarı sonunu görmez oranı 1.05.
Başkan, eski başkanlara savaş açtı. Hatta dava da açtı. O kadar ki, Sadri Şener “Bu kadarını Fenerliler yapmadı” dedi. Daha eski başkan ve AKP milletvekili Faruk Özak’a “seccadeli sahtekar” dedi, dava açtı. Faruk Özak da Hacıosmanoğlu’na dava açtı. Çukur, çıtası düşük, sığ, hasta, müfteri, yalancı, başkan müsveddesi, küçük, yetersiz gibi ifadelerin havada uçuştuğu dava dilekçeleri, evrakta sahtecilikten tutun da adil yargılamayı etkilemeye kadar geniş yelpazede suçlamalar yaza renk kattı.
Havaalanında, seçim otobüsünde, miting meydanında, her fırsatta başbakanın yanında görüntüye giren İbrahim Hacıosmanoğlu Faruk Özak’tan siyasette rol kapmaya niyetli görünüyor. Oysa daha geçen sene, 2013 Eylül’de “Siyaset benim karakterime uygun değil. Hiçbir partinin üyesi değilim, hiçbir partiye üye olmayı düşünmüyorum” demişti. Devletten avanta HES projesinin Sadri Şener’e yazmasını kabul etmeyen Hacıosmanoğlu, “onun arkasındaki gizli kahraman kim kamuoyu iyi biliyor” diyor. Kupa kimin elinde herkes biliyor diyor. Sürekli Başbakan’ı (şimdiki Cumhurbaşkanı) işaret edip, cevşeni gibi yanından ayrılmıyor ama hiçbir partiyle de alakası yok. Örtülü ödenekten alınan paralar, HES’ler, ince ince çalışan bakanlar, milletvekilleri, hepsi var ama siyasetle bunların alakası yok. Yersen…
* Her daim gündemin değiştiği, kaosun en büyük güç olduğu dünyanın en büyük akıl hastanesinde yaşayan bizlerin peşini türlü olaylar yaz boyu bırakmadı elbette. Burada yazanlar doğal olarak olup biten garabetin tamamını kapsayamaz; her absürd gelişmeyi yazmaya vakit yetmez.
ABCSPOR
