https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

YAZDAN KALANLAR-3 BEŞİKTAŞ

Okunması Gerekenler

Beşiktaş armutluk yapıp ikinciliği kaptırınca Şampiyonlar Ligi hayal oldu. Kadroya bir iki takviye, sevilen hoca Bilic’le devam, yüksek maliyetli düşük faydalı safralardan kurtulma gibi efektif adımlarla takım biraz kendine çeki düzen verdi. Geçen sene kazanması gereken maçları annemizin liginde kazanamayan Bilic, şimdi ŞL’ye gitmek için Avrupa takımlarını yenmek zorunda!

Derken ilk turda Feijenoord’la eşleşti Beşiktaş. Beklenmedik şekilde de eledi. Şimdi karşısında Arsenal var**. Büyü yaptırmadan eleme ihtimali çok az gibi (burada yazarı madara etmek için olmayacak iş olur, Beşiktaş Arsenal’i eler; olsun rahmetli babamın takımı, hem ŞL parası da GS’a komple yar olmaz). Tabii sorun Beşiktaş’ın attığı doğru adımların yeterli ol(a)maması. Sadece Arsenal için değil, genel olarak. O kadar kötü kadro var ki, ne yaparlarsa yapsınlar anca vasat olabiliyor. Stad falan da olmayınca işler kolay değil. Kötü takıma seyircinin para harcamasını bekleyen de daha çok bekler. İyi transferler oldu, ama yeterli olamıyor.

ARSEN30Kurumsallık adı altında her türlü saçmalığın yapıldığı büyük klüplerimiz neden bu lafı ağızlarına sakız etmeye bayılıyor bilemiyorum. En son kurumsallık hamlesi olarak Önder Özen’i kovdu Beşiktaş (kovmadı, kovmadı; Önder Özen istifa etti diyenler lütfen Fotomaç’tan öteye zorlamasınlar). Benim gördüğüm, kurumsallıkla ilgili klüplerde en son doğru hareket Serdar Bilgili döneminde Hüsnü Güreli tarafından yapılan halka arz. Özen de 3 yıllık geldi, 1 sene sonra yerden şut üstten aut durumuna geçti.

Gelgelelim, Süleyman Seba da Hakk’ın rahmetine kavuştu. Ardından söylenebilecek en güzel şeylerle Orta Dünya’yı terk etti son elf. Bizi de çirkinliklerle, bayağılıklarla, komplekslerle, saygısızlıklarla bıraktı. Kabri nur, mekanı cennet olsun. QTM yakışanı yaptı, Fotomaç başsayfada küçük bir kısmı Seba’ya ayırırken sayfanın yarısını Ersun Yanal’ın antrenmana getirdiği karılar meselesine ayırmıştı. Seba’ya küfredip gönderenlerin triplere girmesi de seyir zevki, pozisyon zenginliği açısından fena değildi tabii.

seba300e yakın divan kurulu üyesi üyelikten atıldı. Seba rahmetli olmasa onu da mı atacaklardı merak ediyor insan. Tüzük şöyle tüzük böyle diye konuşuluyor. Tüzük denince rahmetli Can Yücel’e atfedilen “sosyalizm tüzük değil büzük ister” sözü aklıma çarpıp duruyor. Durduk yerde böyle mala davara hayrı olmayan işlerle didişip enerjisini harcamaya devam ediyor klüp. Etsinler, bu da her daim popüler olan sorun yoksa biz çıkarırız düsturunun bir tezahürüdür. Bir sonraki yazımızda, bunu mükemmellik seviyesine taşıyan Fenerbahçe’yi ele alacağız.

* Her daim gündemin değiştiği, kaosun en büyük güç olduğu dünyanın en büyük akıl hastanesinde yaşayan bizlerin peşini türlü olaylar yaz boyu bırakmadı elbette. Burada yazanlar doğal olarak olup biten garabetin tamamını kapsayamaz. Arşiv falan taramadan aklımda kalanların empresyonist derlemesi; her absürd gelişmeyi yazmaya vakit yetmez.

** Yazı yazılırken daha maçlar oynanmamıştı.

ABCSPOR

 

Son Haberler

AMATÖRCE

Yedigimiz iki gol de olacak iş değil. İlkinde ortada fol yok yumurta yok. Rakibin ne baskısı var ne pozisyonu....

Benzer Konular