Geçen sezon Terim’i olaylı bir şekilde kovulduktan sonra, Galatasaray’ın başına Mancini getirildi. Gerçi kızı anlaşma açıklanmadan ve de Terim henüz kovulmadan 10 gün önce bu anlaşmayla ilgili bir şeyler paylaşmıştı twitter’dan ama bu detay da kayboldu gitti. 3 yıllık anlaşma yapıldı Mancini’yle. Kurumsal başgan Aysal büyük bir hoca transferiyle Galatasaray vizyonunu ortaya koymuştu. 3 yıl için su içinde 12,5milyon Euro’ya, bir sezondur takım çalıştırmayan Mancini de keriz olmadığını kanıtlayarak “Si” demişti. Allah euro ya kulum demişti bir nevi.
Mancini şampiyon olarak aldığı kadroya devre arasında 16.2milyon Euro’luk takviye yaptı. Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkan takım Türkiye Kupası’nı da kazandı. Ligde fark yese de Fenerbahçe’nin cezası nedeniyle ŞL’ne direkt katılım kazanan Galatasaray’da keyifler yerindeydi. Hocamızla daha iyi olucaz, zaten çok güzel kaşkol bağlıyor, saçlar falan da o biçim, çocuklar da artık maç sırasında peçeteden istek şarkı almaya alıştılar gibi açıklamalar geldi. 10 Haziran’da Mancini 2 yıllık sözleşmem var, kalıyorum dedi. 11 Haziran’da sözleşme feshedildi! Kurumsallık buydu işte.
Mancini gitti Prandelli geldi. Prandelli çok iyi insan. Antrenmandan görüntü almak için uğraşırken bilmem kaç tonluk kapıyla kafası ezilerek öldürülen Erkan Koyuncu’nun cenazesine gitti. Bizim insanımızı tanımaya çalışıyor. Oruç tuttu, belki alaturka tuvaleti denemiştir ya da bir arkadaşını görünce baba naber diyip bi el şakası falan yapmıştır. Bu maymunlarla yaşayan antropolog tripleri sevimli geldi bizim şahsiyetli basınımıza (ha bu arada Erkan Koyuncu rahmetli olunca basın da ne kadar şahsiyetli olduğunu gösterdi zaten).
Oyuncularla ilişkileri süper. Vahdettin’den beri Galatasaray’da oynayan ve kaptanlık yapan Sabri’yi kampa bile götürmeden kadro dışı bıraktı. Ultraaslan bile açıklama yapıp ulan noluyo biz de bi halt anlamadık ama şimdi yeni hocaya da laf edemiyoruz, en iyisi boku Mancini’ye atalım dedi. Gerçi Mancini’den kaynaklanıyordur açıklaması Sabri’yi neden geçen sezon 30 küsur maçta oynattı sorusuyla zora girer ama olsun o kadar; kurumsallık gereği diyelim.
Bunca yıldır emek veren halis muhlis Galatasaraylı Sabri’ye bunu yapan yarın bize neler yapar sorusunu yerli futbolcularının kafasına bir kez daha çakmak gerekli bir kurumsal hamleydi tabii. Hakan Şükür, Bülent Korkmaz gibi emsallerin arasını fazla açmamak lazım. Belki de doğrusu budur; Stockholm sendromlu futbolcular yaratılması da bir tür strateji olabilir. Eh kimse işe yaradığını inkar edemez!
* Her daim gündemin değiştiği, kaosun en büyük güç olduğu dünyanın en büyük akıl hastanesinde yaşayan bizlerin peşini türlü olaylar yaz boyu bırakmadı elbette. Burada yazanlar elbette olup biten garabetin tamamını kapsayamaz. Arşiv marşiv taramadan aklımda kalanların empresyonist derlemesi; her absürd gelişmeyi yazmaya vakit yetmez.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
ABCSPOR
