Uzaktan Soğuk Görünen Ancak Tanındığında Kaynaşılan Arkadaşlar Gibi Bir Spor
Geçen yazımda savunma yapan takımın dokuz ayrı pozisyonunun tanımını yapmıştım. Şimdi hücum sırasının nasıl değişeceğini ve ardından oyunun diğer yönünü yani hücum eden tarafın hedeflerini, nasıl sayı yapılacağını irdeleyelim.
Takımlar sırayla savunma yapar, sırayla atak yaparlar demiştik. Atak yapan takımdan üç oyuncu oyun dışı (out) kalınca, atak sırası karşı takıma geçer. Aynı şekilde, diğer takımın da üç oyuncusunun oyun dışı kalması ile bir devre (inning) tamamlanır. Bir maçın dokuz devre oynandığını ve beraberlik yoksa dokuz devre sonunda maçın sona erdiğini hatırlıyoruz.
O halde oyuncuların nasıl oyun dışı kaldıklarına bakalım. Temel amacı 3 kaleye ulaştıktan sonra ana kaleye dönerek sayı yapmak ve arkadaşlarına sayı yaptırmak olan vurucular aşağıdaki durumlarda oyun dışı kalırlar.
Vurulan Topun Havada Yakalanması Sonucunda (Fly Out)
Vurucu topa sopasıyla vurduğunda topun sahanın herhangi bir noktasında hatta tribünlerde yere düşmeden rakip defans oyuncularından herhangi birisi tarafından havada yakalanması halinde vurucu oyun dışı kalır. Topun faul alanda havada yakalanması halinde de vurucu oyun dışı kalır (foul out). Özellikle olduğu yerde, ilerlemeden havaya dikilen toplar vurucular için can sıkıcı bir durumdur.(popped out)
Vurucunun Topa Vurduktan Sonra Kaleye Toptan Önce Ulaşamaması Halinde (Ground Out)
Bu durumda vurucu topa nizami alanda vurduğu ve top havada yakalanmadan en az bir kez yere temas ederek gittiği anda birinci kaleye tüm hızıyla koşmaya başlar. Rakip defans oyuncuları da aynı anda topu yakalayıp birinci kalede bekleyen takım arkadaşlarına ulaştırma gayretindedirler. Eğer birinci kaledeki defans oyuncusu, ayağı kaleye basarken eline doğru atılan topu vurucu ayağını birinci kaleye temas etmeden yakalarsa vurucu yine oyun dışı kalmış olur. Hangisinin daha önce olduğuna birinci kale hakemi karar verecektir. Ülkemizde, futbol maçlarındaki ofsayt tartışmalarını düşününce bir yandan ayak diğer yandan baş üstü seviyeye bakarak -hangisinin daha önce gerçekleştiğini belirlemek üzere- saliselik farkları bu denli hassas ve doğru karar vermelerinden ötürü beyzbol hakemlerine hep hayranlık duymuşumdur. Yeri gelmişken beyzbol maçlarında her bir kalede bir tane hakem bulunur ve diğer sporların aksine bu hakemlere İngilizcede referee değil de umpire denir.
Kaleler Arasında Yakalanarak Oyun Dışı Kalma (Tag Out)
Vurucu birinci kaleye ulaştıktan sonrakoşucu olur ve kendisinden sonra vuruş yapmak üzere ana kaleye (home plate) gelen vurucunun da topa vurması halinde ikinci kaleye koşmak zorundadır. Rakip defans oyuncuları topu yakalayıp ikinci kalede bekleyen takım arkadaşlarına gönderirlerse ve eğer ikinci kaledeki defans oyuncusu, ayağı kaleye basarken eline doğru atılan topu koşucu ayağını ikinci kaleye temas etmeden yakalarsa koşucu yine oyun dışı kalmış olur. Hangisinin daha önce olduğuna ikinci kale hakemi karar verecektir.
3 Hedef Atış Sonucunda Oyun Dışı Kalma (Strike Out)
Beyzbolun belki de en anlaşılmaz noktasını çözmeye adım atmak için önce hangi atışların hedef atış (strike) hangi atışların karavana (ball) olduğunu sizlere açıklamam gerekir.
Atıcı, vurucuya topu stratejik olarak çok farklı şekillerde; yakın-uzak, hızlı-yavaş, falsolu-düz, kesme, içeri-dışarı atabilir. Bu serbesti neticesinde vurucunun da topa vurma eğilimi her zaman olmayabilir. Peki burada nasıl bir sistem var? Öncelikle hedef atış alanını (strike zone) tanımlayalım:
Beyzbolun, belki de en anlaşılmaz tarafını keşfetmeye hazırsınız umarım. Vurucunun topa vurmak üzere beklediği vuruş pozisyonunda özellikle arkasındaki baş hakemin ama aslında tüm izleyicilerin ve oyuncuların göz kararı belirledikleri bir sanal dörtgen vardır. Bu sanal dörtgenin eni ana kalenin eni, boyu ise vurucunun dizi ile kemeri arasında kalan yükseklikten oluşmaktadır.
Maçı canlı takip ediyorsanız bu sanal dörtgeni geçmiş maç tecrübelerinizin birikimi kullanarak veya hemen hemen tüm yayıncı kuruluşların ekrana oturttuğu çizimlerden faydalanarak siz de kullanabilirsiniz.
Şimdi bu sanal dörtgeni tanımladığımıza göre atıcının topu atacağı yerlere göre vurucunun sopayı sallayıp vuruş yapma eğiliminde olduğu veya sopasını hiç sallamadan beklediği halleri tüm olasılıkları ile irdeleyelim:
A Atıcı topu hedef alanına atar ve vurucu sopasını sallamaz. Bu bir hedef atıştır (strike) ve atıcı için başarılı bir durumken vurucu için sorun anlamına gelir. Atıcı için başarıdır çünkü 3 hedef atış sonucunda ilgili vurucu oyun dışı kalır.
B Atıcı topu hedef alanın dışına atar ve vurucu sopasını sallamaz. Bu bir karavana atıştır (ball) ve atıcı için başarısız bir durumken vurucu için olumlu gelişme anlamına gelir. Atıcı için başarısızlıktır çünkü 4 karavana atış sonucunda ilgili vurucu birinci kaleye yürüyüş hakkı kazanır (ball) ve artık birinci kalede güvendedir.(safe at first base)
C Atıcı topu hedef alanına veya dışına herhangi bir noktaya atar ve vurucu sopasını salladığı halde vuramaz. Bu da bir hedef atıştır. (strike)
D Atıcı topu hedef alanına veya dışına herhangi bir noktaya atar ve vurucu sopasını sallayıp vurur ancak top faul alanına gider. Bu faul vuruştur ve bu da bir hedef atıştır.
Özetlersem, vurucu için maharet hedef atış alanının dışına atılmış ve vuramayacağın topa sopa sallamadan beklemek, hedef atış alanının içine atılmış topa ise (öncesinde iki strike varsa oyun dışı kalmamak için) olabildiğince sert vurmaktır.
Skorbordda 2 strike, 3 ball varken buna dolu tablo (full count) denir çünkü artık dananın kuyruğu kopacaktır. Ya 3. strike gelecek ve vurucu oyun dışı kalacaktır ya da 4. ball gelecek ve vurucu birinci kaleye yürüme hakkını kazanacaktır. Dolu tablo varken istisnai durum şudur ki, faul vuruşlar 3. strike yerine geçmez, yok hükmünde değerlendirilir ve oyun gerçek bir strike oluncaya dek sürer.
Oyuncu 3 strike ile oyun dışı kalmadan veya 4 ball ile birinci kaleye yürüme hakkı kazanmadan önce topa da vurabilir. Topun faul alanına değil de, nizami alana düşmesi ve havada yakalanmadan yere bir kez değmesi halinde vurucu sopasını bırakıp hızla birinci kaleye koşmaya başlar. Eğer vurucu bu koşu sonrasında birinci kaleye ulaştığında henüz defans oyuncuları vurulan topu birinci kaleyi koruyan ve bir ayağı birinci kaleye basan takım arkadaşlarına ulaştıramamışlar ise vurucu birinci kalede güvendedir. (safe) Tersi durumda, topun topu birinci kaleyi koruyan ve bir ayağı birinci kaleye basan defans oyuncusuna vurucudan daha önce ulaştırılması halinde vurucunun oyun dışı kalacağını daha önce görmüştük.
Vurucu, birinci kaleye ulaştıktan sonra peşinden gelen vurucuların nizami alana yapacakları vuruşlarla, saat yönünün tersinde -ve 3 takım arkadaşları oyun dışı kalmadan- önce ikinci, sonra üçüncü kaleye ve nihayetindeki ana kaleye ulaşarak sayı yapabilirler.
Beyzbolda tanıdığım birçok Amerikalıların dahi anlamakta zorlandığı “zorunlu koşu” (force play) kavramını burada açıklamakta yarar var. Bir vurucu başarılı bir atış yapıp birinci veya daha iyi bir vuruş yapıp (topu daha ulaşılamaz bir noktaya gönderip, kendisine zaman yaratarak) ikinci üçüncü kaleye ulaştıktan sonra koşucu durumuna gelir. Koşucular, takım arkadaşları vuruş yaptıklarında vuruşun kalitesine (tutulamaz veya uzak köşelere gitmesine göre değerlendirilebilir) bakarak sonraki kalelere koşup koşmama kararını verirler. Yakalanacaklarını düşünürlerse koşmaz, kalelerinde beklerler; toptan önce ulaşacaklarını hesap ediyorlarsa da koşarlar. Ancak ana kaledeki takım arkadaşları nizami bir vuruş yaptığında bulundukları kaleden bir önceki kalede bir başka koşucu bulunan koşucular, zorunlu koşu (force play) gereği koşmak zorundadırlar. Dolayısı ile birinci kalede bekleyen koşucular kendilerinden sonra ana kaleye gelen takım arkadaşları nizami vuruş yaptıklarında her daim koşmak zorundadırlar. Defans oyuncuları topu yakaladıklarında diledikleri koşucuyu oyun dışı bırakmayı seçebilirler. Hangi koşucuyu en kolay oyun dışı bırakabileceklerse doğal olarak o koşucuyu seçerler ancak sayı yapmak üzere üçüncü kaleden ana kaleye koşan koşucular skor avantajı yoksa ilk hedef koşucu olurlar.
İşin teori kısmını neredeyse tamamlıyoruz. Şu anda sezon sonu olması sebebiyle maç yorumları yapamıyorum. Geçtiğimiz sezon, iki ligin şampiyonları Boston Red Sox ve Los Angeles Dodgerse arasında oynanan ve benim de sıkı taraftarı olduğum Red Sox’ın yedi maçlık seride rakibini 4-1 yenerek kazandığı şampiyonlukla sonlandı.
Sonraki yazılarımda daha keyifli, daha eğlenceli, belki de Nisan ayında başlayacak yeni sezonda sizleri ekran başına çekecek detaylarda buluşmak üzere sevgiyle kalın.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: cenk.ugurses@abcspor.com
twitter:@cugurses