Başkan Orman’ın istifası ile girilen belirsizlik ve hafta içi UEFA maçında gelen şok mağlubiyetle beraber camianın eşiğine kadar geldiği uçurumdan paçayı kurtarabilmenin tek yolu ligin haklı lideri Alanyaspor’u mağlup etmekti. Rakipler Fenerbahçe ve Galatasaray’ın da beklenmedik puanlar bıraktığı bir haftada Siyah-Beyazlıların ayağına tekrar ve bir şans daha gelmişti ve bu da değerlendirilemeseydi, muhtemelen başta Abdullah Avcı olmak üzere çoğu kişi için geri dönülmez sonuçları olacaktı. Ama Beşiktaş takımı taraftarının da verdiği desteği arkasına alarak bu kez fırsatı geri çevirmedi.
Tabii baktığımızda bu istatistikler göze hoş gelen, mutlu edici şeyler değil. Ama önceki maçlarda gördüğümüz çoğu kendi yarı sahasında olmak üzere baygınlık verecek kadar yüksek sayıda pas yapıp, üretkenliği sıfır olan ve her top kaybında rakibe pozisyon veren bir oyun yerine, bugünkü daha haddini bilen ve sonuca yönelik oyun ise yaradı. Yeri geldiğinde pasla çıkamıyorsa uzun oynamaktan çekinmedi Beşiktaşlı oyuncular, bu Avcı’nın da onayıyla mı oldu, yoksa takımın insiyatifi miydi bilemiyorum ama sonuç verdi.
Özellikle 2. yarıda artık pek kaybedecek bir şey kalmamış olmasının da etkisiyle galibiyet için ne gerekiyorsa içgüdüsel olarak onu oynamaya çalıştı Beşiktaş takımı. Önceki sezonlarda takımda yer alan oyuncular daha alışık oldukları oyun tarzına yöneldiler. Sezonun hayal kırıklıklarından Adem Ljajıç’ın oyundan çıkıp Diaby’nin orta saha/forvet arkası bir pozisyonda yer alması doğru bir tercih olarak sahaya yansıdı. Diaby Beşiktaş formasıyla ilk kez sahaya etkisini koyan bir futbol sergiledi. Önceki haftalarda haklı olarak ciddi anlamda gömmüştük kendisini, ama bugün formasının hakkını verdi.
Bu sezon son fırsatı demiştik, onu da şimdiye kadar iyi değerlendirdiği söylenemez. İşin kötü tarafı, ondan yapmasını beklediğimiz şeyleri yapabilecek başka bir 8 numara da yok takımda. Nedir bunlar; defanstan top alıp oyun kurmak, driplinglerle takımı ileri taşımak, üçüncü bölgede şutlarla, verkaçlarla ve ara paslarıyla rakibi göbekten delmeye yardımcı olmak, sadece kanatlara mahkum bırakmamak. Oğuzhan bu işleri şampiyonluk sezonlarında çok iyi yapmıştı, özellikle Sosa ile beraber oynarken. Ama artık yanından bile geçemiyor, yetenekleri körelmiş sanki! Gerçekten inanılır gibi değil.
Ne yazık ki, bu beklentileri karşılama ihtimali olan bir diğer oyuncu Dorukhan’ı da bugün kaybettik. Benzer bir sakatlığın birden fazla tekrarlanması sonucu futbol hayatı bitmiş biri olarak, kendisini en iyi anlayacak insanlardan biriyim. Çok geçmiş olsun diyorum, ama kısa zamanda toparlanacağına da yürekten inanıyorum.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: olcay.nurlu@abcspor.com
twitter: @olcynrlu