Galatasaray bu akşam tam turşu gibiyidi.. Hayır hayır hoşaf.
Maç boyu bir tane olumlu hareket göremedik. Deplasman maçlarında geçen seneden beri yerlerde sürünen takım sürünmeye devam ediyor. İç saha ile dış saha maçlarında bu kadar fark olur mu? Hadi anladık santrafor yok, sakatlar çok ama ruh da yok. Her zaman şans bulamayanların birşeyler yapması lazım, hoşaf kıvamındalar. Ayakta duramıyorlar.
İlk yarı kaleye şut yok. Sadece son dakikada Ahmet’in kafası var. Malatya disiplininden hiç taviz vermedi. Hiç pozisyon hatası yapmadılar. Göstere göstere 35. dakikada Donald ile golü bularak ilk yarıyı önde kapadılar.
İkinci yarının ilk dakikasında Malatya mutlak golü kaçırmasa maç zaten o dakikada biterdi. Bundan sonra sanki daha atak oynuyormuş gibi bir Galatasaray vardı ama yanıltıcı. Doldur boşalt, sallan yuvarlan. Rodrigues’e ne oldu? Fırtına gibi esen adam yerlerde. Ozan’ın gereksiz penaltısı ile durum 2-0 olunca işler daha da zorlaştı. Düşünün nasıl bir kadromuz var. Donk ve Ahmet Çalık ileri ikili oldu son onbeş dakika.
Galatasaray bileğinin hakkıyla yenildi. Bugün eğer şansa bala bir beraberlik alsaydı Malatya’ya yazık olurdu. Tebrikler Malatya’ya..
Bu kadar sakatlıklar, formsuzluk, ruhsuzluk hayra alamet değil. Ne olursa olsun Fatih Terim’e sahip çıkıp bu kötü günleri geride bırakmalı. Önümüzdeki maç tam bir telafi maçı. Yenin Fener’i kendinizi affettirin. Zaten o da olmazsa bu gidiş daha kötüye gider. Hani ekonomide “Fibonaci” çizgisi vardır. Döviz belirli direncin altına inerse şuraya kadar iner gibi. İşte Fener maçı da öyle. Yenersen nefes alır yükseliş trendine girersin, yenemezsen hatta yenilirsen sizi bir daha yerin dibinden toplarlar.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: cem.demircioglu@abcspor.com
twitter: @cemdemircioglu