Transfer döneminde malum spor gazeteleri öyle bir atmaya başlar ki, ühüüüü mangalda kül bırakmazlar.
Hala inanan kaldı mı onlara bilmiyorum. Tabi yazdıkları isimlerin transferleri 3-5 sene sonra da olsa gerçekleşebiliyor.
O zaman da böbürleniyorlar, ilk biz yazmıştık diye. İlk biz salladık demiyorlar da ilk biz yazmıştık diyorlar.
Neyse şu gazeteleri şimdilik bi kenara bırakalım bize her daim mizahi malzemeler verseler de.
Kimi alacağız, ne yapacağız bunları tartışalım.
Emenike Emenike dedik, tıs çıktı. Bi de kaprisli. Ondaki kapris Diego’da yok!
Geçen yıl 10 yaşındaki çocuk bile Fener’e bi 10 numara lazım diyordu. Bana göre kralı geldi, O da bekleneni veremedi veya Onu oynatacak hoca yok.
David Silva’yı alsaydı Fenerbahçe sonuç çok farklı olur muydu sizce ?
Ya da Sosa’yı biz alsaydık, “Ne Sosa’sı be kardeşim, cimrilik
yapmayacaksın, alacaktın Diego’yu kafan rahat edecekti” der miydik?
Bence David Silva da farklı olmazdı. Ne O Diego’dan bir fazlasını yapardı ne de İsmail Hoca onu oynatırdı.
Futbol gerçekten bir takım oyunu. Bir oyuncunun performansı çok önemli ama o bir oyuncunun yapacakları da sınırlı.
Basketbol da öyle değil mesela. Nowitzki’yi al her maç 25 -30 sayı cebinde. Hangi takıma gelse, hangi lige gelse adam atar bu kadar sayıyı her maçta.
O yüzden puzzle’ın parçalarını çok iyi bulman gerekiyor. Uyum çok önemli.
İki stoperin ruh eşi olacak. Sevgili gibi, karı koca gibi.
Kanat forvetlerle, kanat beklerin uyumu çok çok önemli. Birbirlerini vezir de ederler, rezil de..
Orta göbekte pas yapan adamın performansı direk öndeki santrforun performansına bağlı. Birbirleriyle topu alıp vermezlerse, santrfor aldığı her topu ezerse, asistleri harcarsa 10 numara dediğin adam madara olur Diego gibi.
Diego’nun önüne iki santrfor koy, adamın yüzdesi direkt artar, işi kolaylaşır. Moussa’nın yanına bir pivot santrfor koy, sonra gör adamı.
Basın ne yazarsa yazsın, taraftar elbette yıldız bekler ama bana göre transferin özü eksik giderme amaçlı olmalı, hele ki ara transferde puzzle’ın eksik parçasını bulma yönünde olmalı.
Fenerbahçe’nin bir nokta santrfora ve dikine giden iyi bir kanat oyuncusuna ihtiyacı var. O oyuncu gençse süper olur, iki kanatta da oynayabiliyorsa tadından yenmez. Bence taraftar isimden ziyade bu tarz beklentiler içinde olmalı. Birbirlerini tamamlayamayan oyunculardan maalesef takım oluşmuyor.
Stoch da çok iyi bir kanat ama defans yapamaz, o defans yapamazsa Caner ileri çıkamaz. O zaman Caner lazım değil Hasan Ali’yi oynat falan filan diye gider.
Ara transferde oyuncu bulmanın zorluğu da göze alındığında tamamen tamamlayıcı, bütünleyici nitelikte oyuncuların alınması şart.
İsme,numaraya, kariyere çok fazla takılmanın manası yok derim. Nobre’yi kim tanırdı, kim duymuştu ismini ? Geldi takır takır tamamladı puzzle’ı.
Takım olma vurgusunu en iyi anlatan örnek de sanıyorum şu fıkradır:
Fıkra bu ya, Messi Rus bir telekızla otelde randevulaşır. Oda numarasını verir, başlar kızı beklemeye. Neyse kız gelir, soyunur, tam Messi’nin yatağına girecek kapı çalınır.
Kız şaşkın Messi bi saniye endişelenmene gerek yok der ve açar kapıyı. Kapıda iki adam, Biri Xavi, diğeri Iniesta.
Onlar olmadan ben maalesef hiç bir şey yapamıyorum der kıza.
Yani kıssadan hisse; isimlerden önce mevkileri konuşmak lazım. Sonra listedeki isimlerin komşu bölgedeki oyuncuları ne derece tamamlayıp, tamamlatamadıklarını.
