Bir Fenerbahçe Trabzonspor derbisi daha geride kaldı. Çok şükür ki diğer derbilerdeki o kötü görüntü bu sefer ortalarda yoktu. Hepimizin hatırındadır geçen senelerdeki o kötü durumlar. 30. Dakika da tatil edilen maç sahaya atılan onca yabancı madde daha neler neler. Neyse ki bu yazımızda sadece futbol konuşuyoruz.
Trabzonspor daha yeni kurulan bir takım hüviyetine büründü bu sezon. Genelde 2. Ligden çıkan takımların yaptığı gibi bütün kadroyu revize ederek yeniden bir yapılanmaya girdi ve ilk 11’i neredeyse tamamına yakınıyla değiştirdi.
Fenerbahçe ise geçen seneki şampiyon kadrosunu büyük oranda korudu ve üstüne bir de Diego Ribas transferiyle mevcut kadrosunu güçlendirdi. Zaten oturmuş kadrosuna bir de yaratıcı oyuncu transfer ederekte yeniden şampiyonluğun en büyük adaylarından birisi konumuna geldi.
Buraya kadar her şey normal . Normal olmayan sahada oynanan futbol. Ya da adı her neyse.
İngiltere, İspanya, Almanya buralarda oynanan oyunları gördükten sonra dün akşam ki maç cidden hepimize birer uyku hapı etkisi yaptı. Zira esnemekten oyun seyretmeye vakit bulamadık. Sahadaki oyuncularında ekran başındaki bizlerden pek bir farkı yoktu açıkcası. Halilodzic yeni olan takımını Fenerbahçe karşısında mağlup olmamak üzere sahaya sürmüş. Malum Trabzon taraftarı için Fenerbahçe maçları milat niteliğinde zaten az olan kredisini de Fenerbahçe önünde tüketmek istemeyen Trabzonsporun tecrübeli hocası en azından 1 puan parolasıyla sürmüş sahaya 11 ini. Topu tamamen Fenerbahçenin kontrolüne bırakıp tamamen hızlı ataklarla kontra oyunla bir şeyler yapmaya çalışan bir Trabzon seyrettik 90 dakika boyunca. Başarılı oldu mu dersek ise kocaman bir soru işareti kalır elimizde. 1 Puan haricinde Trabzonun oyununda pek bir varlık yoktu.
Trabzon kötüydü de sarı lacivertli takım çok mu iyiydi dersek orası da ayrı muamma. Emre haricinde Fenerbahçe’de sivrilen hiçbir isim yoktu. Emenike ileride top tutamadı Kuyt, Sow etkisizdi Diego koştu ama oda vasatı aşamadı. Caner sakatlığının korkusuyla etkisizdi. Gökhan’da zaten uzun süredir ciddi düşüş var. Topal çalışkandı ama o da yetersizdi. Kısacası sahadaki 22 kişiden Emre hariç vasatı aşan kimse yoktu. Hal böyle olunca da derbi sadece isimde kaldı sahaya yansıyan hiçbir varlık göremedik.
Bir paragrafta Trabzonspor’un yaptığı transferlere açmakta yarar var diye düşünüyorum. Dün oynanan maç bir kez daha gösterdi ve taraflı tarafsız herkes aynı soruyu kendi kendisine sordu. Trabzonsporda bu kadar transfer yapılacak ne vardı. Aldıkları çoğu futbolcu ya da gönderdiği adamlarla aynı kalibre de ya da daha vasat. Ciddi bir mali külfetin altına giren Trabzonsporun bence kendisine sorması gereken en önemli soru bu. Şampiyonluk kupası adı altında yıllardır taraftarını soktukları beklentileri sonuçsuz kalınca olayı tamamen farklı bir boyuta çekmek için yapılmış bir hamle gibi görünen bu durum umarım onları daha sonraları ciddi zorluklarla baş başa bırakmaz. Finansal Fair Play kurallarının çok katı olarak kullanıldığı bu dönemde futbolda gelmeyecek başarılar maddi olanaksızlıklarla yan yana gelirse Trabzonspor bu durumdan zarar görebilir. Umarım öyle bir sorun problemle karşı karşıya kalmazlar.
Bunca transfer hoca isteğiyle yapıldı orası kesin ama hoca direk bu adamları istedi mi orası soru işareti olan kısım sanırsam. Umarım geçmişte Beşiktaşın başına gelen Jorge Mendes durumu Trabzonsporun da başına gelmemiştir! Yoksa maalesef ciddi bonservislerle alınan adamların da sonu yine ceplerine fesih bedeli gönderilmesiyle sonuçlanacak. Umarım hocanın takımı kurulmuştur ve Trabzonda 4. Büyük olarak yeniden eski günlerine dönüş yapar. Bizde bundan sonraki maçlarda biraz olsun oynanan kaliteli futboldan bahsedecek duruma gelebiliriz.
Saygılarımla..