Şut basketbolda bir takımı bazen en dipten alır, arşa taşır, bazen de şutun çemberi dövdüğü anları saçlarınızı yolarak izlersiniz.
Şuta dayalı oyun sistemlerinde devamlılık zordur. Sürekli aynı yüzdeyi tutturmak, ya da o yüzdelere yakın oynamak kolay değildir.
Bu gece Fenerbahçe Beko üç sayı çizgisinin dışından adeta yağmur oldu yağdı dersek yanlış olmaz. Öyle bir geceydi ki sadece bu şutlarla ayakta kalabildik.
Oyunun genelinde dar rotasyona dayalı, Saras’ın ısrarla yeni transferlerin önünü açan düşüncesi her zamanki gibi sahada yansıdı.
Oysa ki, Skylar ve Zagars’ın alacağı dakikalar hem Wade’in elini rahatlatacak hem de olmayana ergi yöntemiyle, Devin’den ve Marko’dan devşirme oyun kurucu performansı almanıza gerek kalmayacak.
Her maçı bu mükemmel assist (24) ve 19/37 3 lük yüzdesiyle oynamanın imkanı yok. Dolayısıyla içeri, dışarı dengesinin yanı sıra set düzenini oturtacak, takıma ezberletecek oyun kurucular.
Çift maç haftasında alınan iki galibiyet ki biri yolda alındı, çok değerli lakin sezonun uzun ve zorlu olduğunu anımsarsak suta dayalı sistemler için söylenen “üçlüklerle yaşayan üçlüklerle ölür” deyimi hiç unutulmamalı.
Oyuncu bazında özellikle Melli’nin hücum kısırlığı aldığı dakika ile orantılığında ortada ciddi bir problem gözüküyor. Hem içerden hem dışardan süren bu problema nasıl çözülür bilemiyorum ama takımın şut sokamadığı akşamlarda Melli’nin vereceği skor katkısı çok ama çok önemli.
Colson bu sistem içinde en değerli parçalardan biri olarak düşünülmekte lakin henüz randımanlı katkı göremedik.
Yedi hafta geride kalırken alınan sonuçlar hiç de fena değil ama daha iyi olmaması içinde bir sebep yok.
Takımın eskileri Pierre ve Marko’nun alacağı sürelerin artması, Skylar ve Zagars’dan gelecek değer kazanımlarına coach’un yol vermesini önemsiyorum.
mail: omer.kocsan@abcspor.com
twitter: @omerkocsan
