Genel istek üzerine Dinamo Berlin sayfasını dilimiz döndüğünce açıyoruz. Hatamız olursa affola.
Belki tarihteki ilk proje takım Dinamo Berlin, soğuk savaşın ilk yıllarında Doğu Berlin’de doğru düzgün bir futbol takımı olmadığı için ve insanların başta Hertha olmak üzere hala Batı Berlin takımlarını tutmasına ket vurmak amacıyla kurulur. Bu arada
Başkent Berlin ülke futboluna bugünlerde pek damga vuramasa da, bu şehirden 30’a yakın takım geldi geçti diye belirtelim.
1954 yılında geçen yazımızda anlattığımız Dinamo Dresden, NBA’deki Franchise’lar gibi oyuncularıyla, lig haklarıyla komple bir şekilde Berlin’e taşınır ve Dinamo Berlin adıyla lige katılır. Bu arada Dynamo hareketli güç anlamına gelir ve komünist rejimle yönetilen Doğu Avrupa ülkelerinde çok popüler bir isimdi (Dinamo Zagreb, Dynamo Kiev, Dinamo Bükreş, Dynamo Moskova gibi).
İlk 10 yıl başarı gelmez, yaşlanan Dresden’li oyuncuların yerleri altyapıdan gelenlerle doldurulmaya başlanır. Bakıyorlar böyle olmayacak, 1966’da 10 kulübün futbolcuları birleştirilerek takımın adı SC Dinamo Berlin’den FC Berliner Dinamo olarak değiştirilerek kulüp adeta yeniden kurulur. Asıl dönüm noktası burada gerçekleşir. Devlet Güvenlik Bakanı (Stasi’nin başı) Erich Mielke kulübün Onursal Başkanı seçilir. Bilmeyenler için Stasi Staatssicherheit’in kısaltmasıdır. Stasi rejim boyunca şüphelilere yaptığı insanlık dışı psikolojik işkenceler ve sorgularla bilinir.
Erich Mielke’ye bir parantez açarsak; kendisi 1930’larda Sovyetler Birliği’nde eğitim görmüş, İspanya İç Savaşına aktif olarak katılmış, dolayısıyla vatanından 15 yıl uzak kalmış ancak 1945’te Almanya’ya dönebilmiştir. 1957’den duvarın çöküşünün hemen öncesine, 1989’a kadar aralıksız görevinin başında kalmıştır.
İkinci lige düşen takım bundan sonra Stasi’nin bütün desteğini alarak yeniden yapılanmaya gider. Daha iyi takım olan Vorwärts Berlin, Frankfurt am Oder’a (Doğu’daki Frankfurt) sürülür. Diğer takımlar sadece kendi bölgelerinden oyuncu alabilirken Dinamo bütün Doğu Almanya’dan futbolcu alabilmektedir.
Böylece yavaş yavaş dominasyon başlar ve Dinamo 79-89 arası üst üste 10 kez şampiyon olur. Şampiyon Kulüpler Kupasında da iki çeyrek final görürler.
Avrupa maçları çok ilginç olaylara sahne olur, 82’de Şanlı Hamburgumuzla yaptıkları maçta 2 bin bilet gerçek taraftara satılırken kalan binlerce bilet Stasi çalışanlarına ve sempatizanlarına dağıtılır, böylece istenmeyen tezahüratlar engellenir. 84’te Partizan deplasmanında Galatasaray’dan hatırlayacağımız Falco Götz ve Dirk Schlagel arabayla Batı Almanya’ya kaçarlar.
Rafları arka arkaya dizildiğinde 110 km tutan Stasi arşivlerinin çoğu imha edildiği için belge sunma şansımız yok ama rakiplere ve hakemlere yapılan baskılar su götürmez bir gerçek. Örneğin yurtdışında maç yönetmek isteyen hakemlerin izin kağıdını Mielke’den alması gerektiğini söylersek son dakikalardaki enteresan penaltı kararları konusunda açıklayıcı olabilir. Oyuncuların tamamının kollandıklarını kabul etmediğini de belirtelim.
Birleşmeden sonra başta Andreas Thom olmak üzere çoğu oyuncusunu Batı takımlarına kaptıran Dinamo, zaten kulüp geleneği ve aidiyeti olmadığı için sponsorunu 🙂 da kaybedince alt liglerde dolaşmaya başlar ve 2004’te iflasını deklare eder.
O günden bugüne Bölgesel Liglerde varlıklarını sürdürüyorlar. İronik bir şekilde taraftarları aşırı sağa kaymış.
mail: emrah.seber@abcspor.com
twitter: @SeberEmrah