Derbi mücadelesi, goller, maç sonu olaylar, hiçbirinin manası yok.
Gencecik bir arkadaşımız tribünde hayatını kaybetti.
Karşılaşma başlamadan önce ”ambulans” tezahüratlarıyla irkilmiştik.
Ben Fenerbahçe tribününde biraz ters tarafta kalmıştım. Tam olarak hakim değildim olaya. Acı haber sonradan geldi maalesef.
Koray kardeşimizin aramızdan ayrıldığını öğrendik.
Fenerbahçe tribününün çok büyük çoğunluğu stadyumdan ayrıldı.
Ben kalan azınlığın arasındaydım.
Doğru mu yaptım, yanlış mı yaptım bilemiyorum.
Görüntü maç 3’e 4’e gider gibiydi.
Çıkmadım, çıkamadım. İşler iyice faciaya gider gibi gözükse de orada olmam gerektiğini düşündüm. Belki de diğer arkadaşlarla beraber çıkmam gerekiyordu. Ben kalmayı seçtim. Takım bu kadar kötü durumdayken yanlarında olmayı tercih ettim belki de o an.
Aslında öyle söylenildiği kadar kötü başlamamıştı Fenerbahçe oyuna ama baskılı gözükmesine rağmen pozisyon bulamayan bir Galatasaray vardı sahada. Ortada fol yok yumurta yokken golü yedik. Ondan sonrası biraz fena. Demoralize olduk yine. Galatasaray pozisyonlar buldu, ikinci yarıya da iyi başladılar. Biz çok pas hatası yaptık. Çıkarken basitçe ayaktan açılarak ve gelişigüzel vurularak kaybedilen toplar, kaybedilen ikili mücadeleler, hücumda bir türlü organize olamayışımız baskı yememize sebep oldu.
Ama işin doğrusu Galatasaray da iyi değildi. Fenerbahçe’nin durumu zaten ortada ancak rakibimiz de kırılgan bir yapıya sahip. Penaltı golü sonrası ”şaşkın” bir oyun sergilemeleri de bundan.Ufak ta olsa Valbuena ile başlayan bir başkaldırı, bir direnç Galatasaray’ın raydan çıkmasına yetti. Sonrasında gelen Jailson’un golü ve kaçırdığımız diğer pozisyonlarla mucizevi bir galibiyet kaçtı.
Tarihin en başarısız Fenerbahçe’si , maçın başında ”Şampiyonlar Ligi müziği” ile rakibine nazire yapan Galatasaray’ı neredeyse 2-0’dan gelip yeniyordu. Ama futbol böyle bir şey işte. Rakibi aşağılamaya kalkarsan cevabını alırsın. 50. dakikada ”oley” çekmeye başlarsan , ”Fenerbahçe kümeye” diye bağırırsan, o Fenerbahçe gelir, cevabını verir. Ben kendimi bildim bileli bu böyle olmuştur. Tarih bugün yine tekerrür etmiştir sadece.
Ama keşke Koray kardeşimiz hayatını kaybetmeseydi de, biz bugün sahadan mağlup ayrılsaydık. Giden gencecik bir hayattan daha değerli hiç bir şey yok.
Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum.
Fenerbahçe tribününün çok değerli bir parçası olarak hep kalbimizde kalacak.
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp