Öncelikle seri skorunu maçlar başlamadan önce 3-2 tahmin ettiğim için dünyanın en büyük Coach’u Obradovic’ten özür dileyerek başlamalıyım yazıya…
Zira oyuncu bazında kağıt üstünde bir fark olmasa da, coach kalitesi olarak, ağır sıklet ile tüy sıklet kadar fark vardı iki takım arasında ve neredeyse serinin en kolay maçı oldu.
O ne üçüncü çeyrekti öyle, o ana kadar sayısı olmayan Bogdanoviç coştu, onun bıraktığı yerden Datome aldı sazı, varsın Jan Vesely olmasın Ekpe Udoh vardı, Kalinic vardı.
Rakip ise 8 yaşında bir çocuk, 17 yaşındaki mahallenin gencine kafa tutup, sopa yerken ağlayan ve tutmasalardı kesin döverdim diyen ve sürekli mızıkçılık yapan veletler gibiydi.
Hakeme sürekli itiraz edip, teknik faul dahil her türlü çirkefliğe başvuran Pablo Laso aslında bükemediği bileği öpüp af dilese, belki Obradovic onu tuş etmezdi. Ama direndikçe daha da battı!
Bu maçta takımı çok iyi yöneten Bobby Dixon, Luigi Datome, ilk yarı sayı atamayıp üçüncü çeyrekte her attığı giren ve maçın en skorer ismi olan Bogdan Bogdanovic, Vesely’nin ekmeği ile oynayan Nikola Kalinic mükemmel oynadılar.
Ama Ekpe Udoh biraz ayrı bir yerde galiba, bu kadar mı iyi oynanır be kardeşim, her ribaunt mu alınır, hiç mi yorulmazsın! Dünyanın en iyi 5 numarası diyemem ama dünyanın en iyi 5 numarası bile kötü oynar bu adam kötü oynamaz ve her maç 10 üzerinden en az 7 oynar, bu da Fener’e fazlası ile yeter.
3-0 biten seride Vesely’nin adı geçmedi, oynasa ne olurdu valla merak ediyorum. Herhalde toplamda 100 sayı fark olurdu 3 maçta…
Real seyircisi maça hiç giremedi, ama burda bile ders almamız gereken bir şey var, 3-0’lik seriden sonra takımlarını ve Fener’i ayakta alkışladılar. Bu Türk Basketbolu için çok da uzak bir şey olmamalı!
Berlin’e CSKA da 3-0 ile geldi ama Fener bir başka havalı. Gurbetçiler sayesinde de ev sahibi avantajı ve Usta Obradovic’in etiketi ile geliyorlar.
Daha Mayıs ortasına çok var ama, Usta ile eski öğrencisinin finali izlemeye değer olur…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
alen.osepyan@abcspor.com