https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

ŞİŞTİM !!

Okunması Gerekenler

ALP ERALPİlk dakikasından son dakikasına kadar tam anlamıyla sezonun özeti bir maçtı. Zaman geçtikçe, goller ardarda kaçtıkça iyice daraldım. Gardım düştükçe düştü. Şiştikçe şiştim ve bitiş düdüğüyle beraber donakaldım.

Daha maçın başında üstüste iki %100’lük pozisyonla maça başladık. Birinde Van Persie topu önüne alamadı. Diğerinde Nani gelen uzun topu stop edemedi, ayağından açtı ve iki tane karşı karşıya gol şansı heba oldu. Kim bu topları kontrol edemeyen adamlar? Nani ile Van Persie. Kağıt üstünde takımın en büyük yıldızları değil mi? Top tekniği en üst seviyede olan adamlar değil mi? Ama olmadı işte, acemice harcadılar pozisyonları.
fb gs kadroZaten bu iki oyuncu sezon başından beri %100’lerini vermiş olsalar, Manchester United’ta gösterdikleri performansın yarısına yaklaşsalar, şimdi Ersun Yanal sezonundan sonra bir Nisan ayı şampiyonluğu daha yaşamış olurduk. Ama olmadı işte. Bazıları Van Hooijdonk gibi, Alex gibi, Kuyt gibi kulüple, arkadaşlarıyla, tribünlerle bütünleşip unutulmazlar arasına giriyorlar, bazıları ise çok büyük yıldız olmalarına rağmen Ortega gibi,ya da Anelka gibi zaman zaman parlıyorlar, bir kaç güzel hareketle içimizi ısıtıyorlar ama hiç bir zaman takımın bir parçası ol-a-mıyorlar. Maalesef Nani ve Van Persie de ikinci gruba dahil olmaya doğru gidiyorlar.
Onların kaçırdığı pozisyonlardan sonra Volkan Şen sahne aldı. Uzun haftalardır herkes Volkan Şen’i överken, Fenerbahçe’nin en etkili futbolcusu olduğunu söylerken ben son vuruş ve son paslardaki eksikliği yüzünden kendisine bir türlü ısınamadım. Sürekli tribünlerle diyaloğa girip oyundan düşmesine, golleri kaçırdıktan sonraki çaresiz, ağlamaklı suratına taktım belki de. Bugün herkes boş kaleye atamadığı gole sallıyor Volkan’ın. Oysa ben en çok hangi hatasında çıldırdım biliyor musunuz? İkinci devre bomboş çizgiye doğru indiği bir pozisyon var ceza alanı içinde. Fernandao altı pasta bomboş. Sol ayağıyla verse Konya’daki gibi topla beraber kaleye sokacak Fernandao’yu. Volkan ise sağına almayı tercih ediyor, o kaybettiği 1 saniye yüzünden araya giren Galatasaray’lı futbolcuya çarptırıyor topu.
İşte o an iyice şiştim.”Bu iş yine olmayacak” dedim. Aynı Bursa maçındaki gibi kaçan gollere isyan ettim.
rvp 1O Bursa maçının bir diğer gol kaçırma makinesi Fernandao idi. Aynı Fernandao bugün maçın sonunda çıktı sahneye. O da boş kaleye dürtemedi topu. Bu sezon santraforlarımızdan çektiklerimizi bir kez daha hatırlattı bizlere.
Bir de özellikle son haftalarda maalesef hocamız Pereira’dan çektiklerimiz var. Hem Osmanlı, hem Konya hem de Galatasaray 3 maç üstüste yaptığı oyuncu değişikleriyle olumsuz etkiledi takımı. Hele bir Alper – Ozan Tufan değişikliği var ki, bana göre en büyük fiyasko o. Alper rakibin üstüne giden, dikine oynayan, belki de en istekli oyuncumuzdu sahada. Hangi mantıkla Ozan’ı aldı onun yerine hiç anlamış değilim. Herhalde 1 puanı garanti altına almak istedi.
Maçın sonunu ise Gökhan Gönül- Diego tartışmasıyla yaptık Fernandao’nun kaçırdığı gol sonrası. Zaten maç öncesi Caner hocasıyla takışıp kadro dışı kalmış.
Maç sonrası da Volkan Demirel yaptığı açıklamalarda takım içindeki bazı problemlerin varlığını dile getirmiş. Belli ki Fenerbahçe geçmiş yıllardaki kötü oynadığı maçlarda bile ”isyan etme ” özelliğini kaybetmiş. Hani diyoruz ya ”Fenerbahçe’de şampiyonluk havası yok”,”Beşiktaş’lı futbolcular şampiyonluğu daha çok istiyor” diye işte yavaş yavaş aradaki bu ”coşku farkının” sebepleri ortaya çıkıyor.
Geçtiğimiz yıllarda Fenerbahçe’nin kadrosunda çok önemli yerli isimler vardı. Bu isimler zaman içinde yaşlandılar. Evet, o kadronun bir revizyon geçirmesi şarttı. Hatta maçlardan sonra takım otobüsünden Fenerbahçe TV’nin yaptığı canlı yayınlarda arka kısımda oturan futbolcuların adı çıktı. Ama işte o arka taraftaki Selçuk Şahin’ler, Bekir’ler, Egemen’ler, Emre Belözoğlu gibi isimler çok önemli karakterlerdi. Takımın ruhunu oluşturuyorlardı. İçlerinden yedek olanlar bile bu ruha katkıda bulunuyorlardı. Şimdi ise maalesef o ruh bozulmuş durumda. İşte Gökhan Gönül-Diego, Caner, Volkan Demirel konuları da bunun en açık göstergesi.
fb gs 6Ardarda eleştirilerden sonra diyeceksiniz ki,”O kadar kaçan golden bir tanesi içeri girse, 3 puan gelse yine böyle mi konuşacaktın?”.  Allah aşkına lütfen girilen pozisyonlar kimseyi aldatmasın. Bu Galatasaray haftalardır kazanamıyor. Sahaya 1 puan için çıkmış, arada tekme atıyor, yere yatıp zaman geçiriyor, İstanbul’a gelmiş Anadolu takımından farkı yok. İşte belki de tarihimizde yakaladığımız en kötü Galatasaray’a karşı zaten üstün oynamamız, bol bol pozisyona girmemiz kadar normal bir şey olamaz. Ben açıkçası bu kadar pozisyona rağmen sahada yine çok coşkulu bir Fenerbahçe görmedim.
Coşkulu Fenerbahçe nasıl olur biliyor musunuz? Bir gece önce Real Madrid’e karşı oynayan Fenerbahçe basket takımını seyrettiniz mi? İşte coşkulu takım öyle olur.
Sahaya sakat Vesely’nin formasıyla ısınmaya çıkan Bogdanoviç’le olur. 5 kısayla oynadığı süre boyunca Reyes ve Ayon gibi devlerin üzerinden ribauntları toparlayan oyuncularla olur. Hiç bir mazeretin arkasına sığınmadan sürekli çözüm üreten, taraflı tarafsız herkesin saygısını kazanan büyük hoca Obradoviç’le olur.
O yüzden bu sezon ister istemez konsantrasyonumuz iyice basketbola kayacak gibi gözüküyor. Cumartesi gecesi Beşiktaş Sivas’ta 3 puanı alırsa zaten %90 işi bitirmiş olur. Aksi durumda Fenerbahçe için tekrardan bir umut ışığı doğar. Doğmazsa da umudumuz Obradoviç ve öğrencileridir, iyi ki onlar var!
mail : alp.eralp@abcspor.com
twitter : @alperalp72

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesçe soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular