”Umutlar Tükenince, Bir Bir kaleler düşünce
Son Kalesisin Yurdumun, Savaşımsın sen FENERBAHÇE
Milyon Yürek hep birlikte, Ağlarız Güleriz senle
Öyle büyüksün ki anlatılmaz, Sevdamızsın Sen FENERBAHÇE
Çayırda yaktığın fener, Yanar hala gönlümüzde
Sönmedi hiç sönmeyecek, Işığmızsın sen FENERBAHÇE
Büyük Atanın izinde, Gideriz ölüme bile
Dar ağacında son sözümüzsün, Ölümsüzsün sen FENERBAHÇE”
3 Temmuz sürecinin Fenerbahçe’ye büyük maddi zararı olduğu aşikar. Bunun ötesinde ”Sözde Şike Davası” öncesi çok zor günler yaşayan en büyük rakibinin birden bire Fenerbahçe’nin düşüşüyle eş zamanlı olarak yükselişe geçmesi de sarı lacivertli ekibin reel zararını arttıran bir gerçek.
Tabii bu noktada son derece sistematik bir şekilde aleyhinde müthiş bir propaganda uygulanan, kolu kanadı kırılan ama ”Etinden sütünden faydalanmaktan vaz geçmemek” adına işlediği suçların(!) cezasını çekmediği ve hatta bizzat bu operasyonu yöneten erk sahipleri tarafından kollandığı imajı yaratılan Fenerbahçe’nin karşısında; mucizevi(!) bir şekilde aniden ekonomisini düze çıkaran, dünya yıldızlarını kadrosuna katıp 2 sene üstüste şampiyon olan Galatasaray hakkında da birkaç şey yazmak lazım. Ama bunu yapabilmek için ”Devletin takımı Dinamo Galatasaray” başlığıyla Dündar Siz dönemlerinden girip, Haluk Ulusoy-Mesut Yılmaz zamanlarından uzun uzun bahsederek 3 Temmuz’a gelmek lazım ki, bunu tek bir yazıya sığdırmak mümkün değil.
Rakibi pamuklara sarılıp sarmalanırken, mümkün olan her alanda hem fiziksel hem psikolojik baskıya tabii tutulan Fenerbahçe’nin bu dönemde nasıl olup da dağılmadığı tez konusu olur. Zira Fenerbahçe’li, ”Alayınıza isyan ulan” ile ”Çekerim emaneti, severim(!) adaleti!” arası bir başkaldırı ile sahip çıktı takımına. Yazının girişinde Kıraç’ın Fenerbahçe için yaptığı yeni marşın sözlerini paylaştım. Bundan 6 sene önce 100. Yıl için yaptığı marşta çok daha hareketli ve çoşkulu bir şekilde ”Aşkınla coşkunla sen çok yaşa” derken bugün bir marş için ”depresif” olarak adlandırılabilcek bir tempo ile ”Umutlar Tükenince, Bir Bir kaleler düşünce – Son Kalesisin Yurdumun, Savaşımsın sen FENERBAHÇE” diyor Kıraç. Fenerbahçe’nin ve Fenerbahçe’linin ruh halinin özeti budur.
TFF’nin resmi rakamlarına göre 19, gerçekte 28. ulusal şampiyonluğuna ulaşmasına artık çok kısa bir süre kalan Fenerbahçe’de, 100. yıldaki festival havasından çok farklı bir havada yaşanıyor kutlamalar. Adeta işgalden kurtulan bir milletin mutlu, gururlu ama buruk ve halen yaralarını sarmaya çalışan hali içerisinde, ”Alın ulan! Bu kupa topunuza gelsin(!)” mesajını içeren bir hırs ile, gözleri dolu dolu bekliyor Fenerbahçe’li bu şampiyonluğu.
3 Temmuz süreci sonrası dışarıya karşı büyük bir isyan ve hırsla bir araya gelen ve kenetlenen camianın, bu kadar kısa bir süre sonra, Türkiye tarihinin en erken ilan edilen şampiyonluğu ile rekor kırması, önümüzdeki sezonlarda (rant peşinde koşan erk sahibinin başka saldırıları ile muhatap olmaz ise) bu başarının üzerine koyarak ilerleyeceğinin işareti.
Tabii gene bahsetmeden olmaz, Fenerbahçe Spor Kulübü 2013 yılında 94 Milyon TL vergi verirken; karşısında henüz 2011 yılında 70 Milyon TL’lik vergi cezası devlet tarafından silinen, buna rağmen geçtiğimiz günlerde, 2010/11 ve 2011/12 dönemlerinde 54 Milyon TL daha vergi kaçırdığı tespit edilip (tabii ki gene ödemeyeceği) 108 Milyon TL cezaya çarptırılan bir Galatasaray var. Bir takım devlet tarafından bu kadar alenen kollanırken adil bir mücadeleden bahsetmek zor ama Fenerbahçe herşeye ve herkese, özellikle de ülkeyi örümcek ağı sarıp sarmalayan ve etkisi müthiş boyutlarda olan Galatasaray Lisesi ve Mülkiye kaynaklı müthiş bir Galatasaray lobisine rağmen savaşına devam ediyor.
Sonuç olarak, Fenerbahçe camiasının 28. şampiyonluğunu kutlarken, Sarı Lacivertlilerin önümüzdeki yıllar için kurmaca mahkeme salonlarında rant avcısı, badem bıyıklı vampir siyasilerin kuklaları ile boğuşmayacağı; medyadaki sahibinin sesi, şeref yoksunu tetikçiler tarafından sistematik bir şekilde karalanmayacağı; rakiplerinin kendileri devlet tarafından bariz şekilde kollanırken Fenerbahçe’ye karşı iki yüzlü, fırsatçı, vicdansız saldırılardan medet ummayı terkedeceği bir döneme girilmesini dilerim.
”Dar ağacında son sözümüzsün, Ölümsüzsün sen FENERBAHÇE”