https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

SAMPDORIA, 1990-91 SEZONU, SCUDETTO

Okunması Gerekenler

Genova şehri dendiğinde, iki büyük kulüp gelir herkesin aklına; Genova ve Sampdoria.

Bugünkü hikayemiz de Sampdoria ve tarihi şampiyonluk sezonu.

I Blucerchiati lakaplı, 1946’da kurulmuş mavi-kırmızı-beyazlılar, tarihlerindeki tek İtalyan Ligi Şampiyonluğunu 1990-91 sezonunda kazanmışlardı.

Yazıya 1989-90 sezonu ile girelim. Hem Anderlecht’i yenerek müzeye konan ilk Avrupa Kupası (Kupa Galipleri Kupası), hem İtalya Kupası’nı Napoli’yi yenerek kazanmaları, ligi 5’nci sırada bitirmelerine rağmen, Scudetto için sinyali vermişti bir bakıma sonraki sezon için…

Öyle zor bir eşikti ki o zamanlar dünyanın en zor ligi olan Serie A’yı zirvede bitirebilmek!..

Son şampiyon Napoli, Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonu Milan, UEFA Kupası’nı kaldıran Juventus ve Kupa Galiplerini kazanan Sampdoria.

1 sene önce 3 yabancıya çıkmış kural ile; sezona Yugoslav defansif orta saha Katanec ve Brezilyalı milli orta saha oyuncusu Cerezo ile devam etmişler, giden Victor Munoz’un yerini de Sovyet Aleksey Mikhaylichenko ile doldurmuşlardı.

Görev adamı Pari de orta sahanın rakibi bozmadaki en önemli puzzlelarından olurken, iki kanatta da çift ciğerli Dossena ve Lombardo ikilisi görev alıyordu.

Vierchowod ve Mannini gibi hem markaj hem alan savunmasında sadece ülke değil, dünyanın en iyi kilitleyici stoperleri ve kalede panterleşen Pagluica ile destan yazdı Genova ekibi.

Ve tabii ki en sona sakladığımız; tarihi forvet ikilisi; Vialli ve Mancini!.. 31 golle bitirmişlerdi sezonu (19+12). Birbirlerine ve takım arkadaşlarına yaptıkları asistlere girmedik bile…

Ligin bitimine bir hafta kala (30 Mayıs) Lecce’yi 3-0 mağlup eden Sampdoria, tarihinin ilk Scudetto’sunu kazanmıştı ama asıl şampiyonluğu getiren maç; 5 Mayıs 1991’de Inter deplasmanındaki 2-0’lık zafer (bitime 4 hafta kala) olmuştu. Pagluica o maçta Alman yıldız Mattheus’un penaltısı dahil, 10’larca kurtarış yaparken, Dossena ve Vialli de gollerle galibiyeti getiren yıldızlardı.

Vujadin Boskov teknik direktörlüğü, Mantovani başkanlığında gelen bu tarihi şampiyonluk, Luigi Ferraris stadını ve şehrin yarısını cennete çevirirken, Serie A özelinde maalesef devamı gelemedi bu başarının.

1991-92 sezonunu şampiyon bitiren Milan’ın 18 puan gerisinde 6. sırada tamamladılar ama Şampiyon Kulüpler Kupası’nda (Şampiyonlar Ligine geçişin ilk senesi), ilk kez grup aşamasıyla oynanan turnuvada, önce Rosenborg ve Honved’i geçip, sonra da Panathinaikos, Anderlecht ve Kızılyıldız ile aynı gruba düşmüşler, son Kupa 1 şampiyonu Kızılyıldız’ı (belki Yugoslavya’da patlak veren savaşın da etkisiyle) iki maçta da yenerek finale yükselmişlerdi.

Wembley’deki finalde ise Cruyff Barcelona’sına uzatmalarda Koeman’ın müthiş frikik golü ile boyun eğmişler ve belki de bir kez daha ayaklarına hiçbir zaman gel-e-meyecek, “Scudetto’dan önemli tek kupayı kazanma şansını” da değerlendirememişlerdi.

Sonraki sezon Vialli’nın ayrılışı, 1993’de vefat eden efsane başkanları Paolo Mantovani’nın kaybı ve paranın herşeyi kazanabildiği yeni futbol kültüründe, her sezon yavaş yavaş irtifa kaybedip, daha net bir şekilde açıklarsak; büyük balıkların besin kaynağı olan küçük balıklardan biri olarak, yaşamlarına devam ediyorlar!..

 

 

 

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

POTANIN PERİLERİ’NİN AVRUPA’DA YOL HARİTASI BELLİ OLDU

Potanın Perileri’nin Avrupa’da yol haritası belli oldu Bu sene ilk kez 4 farklı ülkenin evsahipliğinde oynanacak olan Avrupa Kadınlar Basketbol...

Benzer Konular