İnsan düşmanını dostundan daha kolay affeder..Koskoca Fenerbahçe Spor Kulübü tarihinin en büyük hizmetkarı, Büyük Başkan Aziz Yıldırım, Fenerbahçe’yi 80 li yıllardaki kara günlerine doğru hızla sürüklüyor, tribünler bomboş, camiada moral sıfır, kasa tam takır. Görünen o ki; Galatasaray’a 5. Yıldızı takmadan da bir yere gitmeyecek. Dost kazığı buna denir.
Neyse maça döneyim.. Fenerbahçe teknik direktörlüğünden istifa ettiği gün kurban keseceğim diyerek adına adaklar adadığım, dünün eşofmanlısı, bugünün takım elbiselisi Aykut Kocaman’ın takımı Konyaspor, yine bildiğimiz formatta, orta sahayı kalabalık tutmuş, kısa ve yana paslarla maça başladı.. Bir Anadolu takımı ve Avrupa arenasında haddini bilerek oynamak isteyen bir Türk Takımı için doğru bir format olabilir, ben almayım. Konyaspor sağ kanadında oynayan Neymar’a önlem almak için Dick Advocaat Hasan Ali’nin önüne İsmail Köybaşı’nı koymuş, bu hamlenin başka bir mantığı olamaz herhalde.
Sağ bekte Şener var, sağ kanatta Lens, Robin Van Nothing de forvet arkası gibi, ileride ise Emenike. Defansif ağırlıklı iki takımın maçında, İlk yarıda klasik bir orta saha mücadelesi seyrettik. Topa daha fazla sahip olan takım Fenerbahçe oldu, önde de iyi bastı ama ceza sahasına kadar toplar getirildi ama toplar pozisyona dönüşmedi.
Sahada fark yaratabilecek tek oyuncu vardı, o da Lens; topu her ayağına aldığında olumlu kullandı. Şahsi becerisiyle yarattığı pozisyon da penaltıyla noktaladı ve Fenerbahçe’nin öne geçmesini sağladı.. Lens çok özel bir oyuncu, gerçek bir kanat. Talihsiz sakatlığı çok zamansız oldu, Fenerbahçe’ye pahalıya mal oldu.
İkinci yarıya Konyaspor daha baskılı başladı, Fenerbahçe ise orta sahadan uzun toplarla kontra peşindeydi.. Ozan ve Volkan Şen varken bu plan müthiş işliyordu.. Tiki-Taka oluyordu bir anda ama bu kadro ile olmaz. Dick Advocaat 63.dakikada tekme yorgunu Lens’i de Sow’la değiştirince bu şansını da kaybetti bana göre.
İlk yarıda penaltı dışında pozisyon bulamayan Fenerbahçe ikinci yarıda daha etkili oldu..Direkten dönen topu var Rvp’nin, etkili şutlar var ikinci yarıda. İkinci yarıda pozisyon fazlalığının sebebi ise geniş alan faktörü. Şunu kabul edelim, bu kadro yetersiz. Bu kadronun hücumdaki tek özelliği surati.
Fenerbahçe orta sahaya aklı başında bir lider oyuncu alacak, bir kanada Lens’i, bir kanada da Volkan Şen’i koyacak, Ozan da ön libero oynayacak. Tek transferle iş ancak böyle çözülür, şampiyonluğa yeter mi yetmez mi bilinmez..
Dick Advocaat bugün benden geçer not alamadı. Bugün ondan bir Daum performansı beklerdim. Hayal kırıklığına uğradım.. Artan Konya baskısına karşı hızlı adamları sahaya sürmek lazım. Volkan, Alper, Aatıf kadroda. Alperi aldı oyuna ama çok geç.
Bu kadar geriye yaslanılmaz. Aktif dinlenme denilen bir şey var.. Skor olarak öndeyken top çevirme, maçı soğutma. Advocaat’ın takımı, öne geçtiği her maçta gol yedi neredeyse. Buna bir çare bulması lazım. Bu konuyu atladı gibi geliyor hoca. Bu kadar ön libero ile de ne kadar olur bu iş, o da ayrı bir konu.
Fenerbahçe’ye gelen yabancı hocalar zannediyorlar ki; yenilirsek gönderiliriz. Tamamen yanlış, Şampiyon olamazsan gidiyorsun, beraberlikler yetmez. Velhasıl, Konyaspor ikinci yarıda baskıyı kurdu ama “ulan, bu da kaçar mı be”, diyebileceğimiz hiç bir pozisyon üretemedi.. Fenerbahçe ise Hollanda’lı yıldızının sayesinde zor bir maçta 3 puan alarak taraftarına umut dağıttı.
Konyaspor ve Aykut Kocaman mentalitesi için konuşuyorum; her sene ilk 5’e oynarlar ama sittin sene şampiyonluk göremezler bu kafayla. Bu kadar sıkıcı futbol oynatan bir hocanın da Fenerbahçe taraftarlarınca arzu edilmesine bir anlam veremiyorum..
Sanıyorum bu galibiyete en çok Aziz Yıldırım sevinmiştir. Son söz maçı internetten seyrettim.. Spikersiz…Hacılar, hocalar, sofular kenti derler Konya’ya.. Adanalılar bu kadar küfür bilmiyordur herhalde. Anlamlı anlamsız her kararı küfürle protesto ettiler. Ha bir de, bugün Şener’i çok beğendim..
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907