https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

SADECE 3 PUAN

Okunması Gerekenler

Biliyorum kimseyi tatmin etmedi bu galibiyet.

9 kişilik Gençlerbirliği’ne karşı bile top yapmakta zorlanan, pozisyona giremeyen, oyuna hakim olamayan Fenerbahçe bizim beklediğimiz Fenerbahçe değildi.

 

Oysa hiç olmazsa öndeki dörtlümüz tamamen yeni transferlerden oluşan, beklentimizin yüksek olduğu bir dörtlüydü. Hem Giuliano hem de Soldado 11’deydi. Ancak yine tempo yapamadık. Yine yavaş oynadık ve yine rakip ceza alanında çoğalamadık.

 

Zaten sadece bu sezon degil, bir kaç sezondur en büyük problemlerimizden biri bu. Rakiplerimize göre bu konuda çok gerideyiz. Örneğin Valbuena sol kanattan gidiyor, orta yapmak için kafayı kaldırıyor, ceza alanında 1 ya da 2 oyuncumuz var. Halbuki Galatasaray veya Beşiktaş’ta 4 veya 5 oyuncu ceza alanı içi veya cevresinde oluyor. Bu sadece iki tane defansif önlibero ile oynamamızla açıklanabilecek bir durum değil. Demek ki defansımız cok geride kalıyor, mesafeler uzuyor. Ozan’ın golde ceza alanına yaptığı gibi koşular yapmak zorlaşıyor. Ayrıca ters kanattaki oyuncularımız da ceza alanı içine fazla girmiyorlar. Eskiden Kuyt gibi Sow gibi santrafor özellikli kanatlarımız varken onlar muhakkak içeriye giriyorlardı. Bu özellik maalesef ne Valbuena’da ne de Dirar’da var.

 

Dirar demişken, biz bu oyuncuyu Lens’e tercih ettik. 31 yaşında olmasına rağmen 4 milyon Euro civarı bir bonservis verdik. Ancak son bir kaç maçtır anormal top kayıplarıyla oynuyor. İlk maçlarda adam eksiltme özelliği var gibi gözüküyordu, onu da göremiyoruz. Etkili bir orta ya da ara pas, o da yok. O zaman şu haliyle bir süre yedek kulübesi gözüküyor kendisine. Kimselerin beğenmediği Aatıf bile daha verimli oynadı Dirar’dan, o kadar söyleyeyim.

 

Benim için bir başka hayal kırıklığı son maçlarda Skrtel. Sturm Graz maçları sonrası onun için takımın vazgeçilmezlerinden ve liderlerinden biri demiştim. O gün bu gündür üstüste basit hatalar ve zamanlama yanlışlarıyla göze çarpıyor. Diyorlar ki “Kjaer gitti Skrtel’in defoları ortaya çıktı”. Ben buna çok katılmıyorum çünķü bazen üzerinde baskı yokken bireysel hatalar yapıyor. Bence bir sıkıntısı var, belki de sakat sakat oynuyor. Eğer öyle değilse son senelerdeki en problemsiz mevkimiz savunma göbeğimizde büyük yangın var demektir.

 

Tabii herkesin gözü bugün Giuliano ve Soldado üzerindeydi. Giuliano çok ta suya sabuna dokunmadı. Iki tane ceza yayı civarı topla bulustuğunda şut çekmesini bekledim. O pas vermeyi tercih etti. Onun daha fazla oyunda aktif olmasına, hücumlarımızı çekip çevirmesine ihtiyacımız var. Soldado ise Van Persie’ye göre daha çok oyunun içindeydi. Top alışverişlerinde hep vardı. Topu istedi, saklanmadı ama santraforsan attığın gollerle ölçülürsün. Bu işin kuralı böyle.

 

Ancak ne kadar eleştirirsek eleştirelim Fenerbahçe’nin şu anda en çok ihtiyacı olan şey özgüven ve moral. Bunu da sağlayacak olan ardarda alınacak galibiyetler. Son dakikalardaki saç baş yolduran oyunun sebebi de ilk 3 puan stresi diye olumlu düşünmek istiyorum. Yoksa 9 kişiye karşı sergilediğimiz görüntü kabul edilebilir gibi değil.

 

Tabii bu kadar renksiz oyunda, geceyi renklendiren tek bir şey vardı. O da sayıca az ama coşku olarak zirvede olan Fenerbahçe taraftarıydı. Sahadaki futbol yavan, pozisyon yok, tempo yok ama bu kadar yoklar arasında susmak bilmeden takımını destekleyen bir taraftar var. Bugünkü galibiyette “gecenin yıldızi” ödülünü onlara veriyorum, onların arasında tribünde yeraldığım için de kendimle gurur duyuyorum.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: alp.eralp@abcspor.com

twitter: @alperalp72

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

GİTTİ TEKRAR GELDİ

O kadar iyi başladı ki her şey. Erken bir golle öne geçtik, hic strese bile girmeden rahatladık. Bu rahatlık oyuna...

Benzer Konular