Ne yalan söyleyeyim, kadrolar açıklandığında biraz dudak büktüm. Evet, Jesus Arao’yu bu kez orta sahada yalnız bırakmamıştı Ümraniye maçındaki gibi. Zayc onun destekçisiydi. Ancak bu kez de defans kurgusu farklıydı. Üstelik Lemos sürprizi de vardı. Hem Lincoln hem de Valencia’nın görevleri ve pozisyonları da değişmişti. Süratli Onyekuru karşısında oynamasını beklediğimiz Osai de sahada yoktu. Yani taşlar yine yerinden bir hayli oynamıştı.
Bu değişiklikler de sahaya yansıdı elbette. Takım 50.dakikada 3-0 öne geçti ama çok farklı bir skor da ortaya çıkabilirdi. Bu eleştiriyi yaparken takımın coşkusuyla, isteğiyle, motivasyonu ile alakalı hiç bir lafım yok. Bu kadar yoğun tempo içerisinde çocukların bu çabasına şapka çıkartılır ve bu coşku elbette hocaya da yazar. Ancak çok organize olamadığımızı da kabul etmek lazım. Yani oyuna hükmettiğimiz dakikaların sayısı azdı. En hoşuma gitmeyen nokta da şu oldu. 3-0 öne geçmişken bazen frene basmak gerekebilir. Topa sahip olmak, oyunun temposunu düşürmek, rakibi uyutmak daha doğru bir çözümdür. Biz ise bunu yapmadık. Belki yorgunluk ta etkili oldu. Kontrolü rakibe verdik ve bir çok pozisyon da buldular. Bir büyük takım kendi sahasında öndeyken rakibe bu kadar pozisyon vermemeli. Benim bu maçta en rahatsız olduğum nokta bu.
Takım liderliğe yükselmişken, tribünler coşmuşken biraz negatif enerji veren bir yazı oldu belki ama işler iyi giderken de bazı aksaklıkları dile getirmek lazım. Yoksa iyi olan da çok fazla detay var tabii ki. Duran toplarda Obradoviç’vari şekilde çizdiğimiz farklı setler, Valencia’nın yorulana kadar canla başla mücadele edip rakibi yıpratması, gollerine de 2’şer 2’şer devam etmesi, Emre Mor’un adam eksilten driplingleri, Luan Peres’in yavaş yavaş formaya alışması bunların hepsi güzel.
Ha çirkin olan detaylar da yok muydu maçta? Vardı tabii. Adana Demirspor’luların seyirciyi provoke eden davranışları pek kabul edilebilir cinsten değildi. Hakem çok müsamaha gösterdi bu hareketlere. Fenerbahçe lehine verdiği penaltı ve Demirspor’a verdiği kırmızı kart yüzünden yıpratılacaktır hakem. Hemen algılar başlayacaktır. Bu kararlar haksız mıydı? Yoo, %100 haklıydı. Ama yine de bağıran çağıran çok olacaktır. Esas dikkat etmemiz gereken konulardan biri de bu. İyi yönetmemiz lazım bu durumları. Fenerbahçe liderliğe yükseldiğinde bu algılar her zaman hortlamıştır, yine ayyuka çıkacaktır. Dikkatli olalım. Tetikte olalım.
Hem algılara karşı, hem de rus ruleti tarzı oyunumuzda kurşunun bazen de bize denk geleceği gerçeğine karşı.
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72