Leo Beenhakker’in çalıştırdığı, Santillana’lı, Butragueno’lu, Buyo’lu,Chendo’lu,Gordillo’lu, Gallego’lu, Hugo Sanchez’li efsane kadronun Avrupa’da fırtınalar estirdiği günlerden beri Real Madrid sempatizanıyım.Pek çok Türk gibi.
Biz Türkler herhangi bir rekabeti tarafsız gözle seyretmeyi sevmeyiz. Bi taraf olmamız lazım illa.
Mesela Dünya kupasında Türkiye yoksa kim kazansın diye Türkler arasında bir anket yapsak, eminim yarısı Brezilya veya Arjantin der.
Bir noktada buluşmayı da başarırız.
Mesela Yunanistan kiminle oynarsa oynasın kaybetsin hatta rezil olsun isteriz.
Garibanizm Türk toplumunun DNA’sında vardır.
Gariban olmak iyi bir şeydir. Temelinde de yarının ne getireceği bilinmez, bir gün ben de gariban olursam diye bi endişe vardır.
Avrupalı, çalışsaydı da gariban olmasaydı, bana ne der?
Biz deriz ki, “yaa, öyle deme. Olmuş işte, n’apsın?
Bu sebeple Turnuvalarda Afrika takımı destekleme durumumuzda vardır.
Atletico Madrid’in de Türkiye’deki fanlarının birden arttığını gözlemledim.
Medya Arda Turan yüzünden başladı Atletico’nun reklamını yapmaya.
Arda’lı Atletico. Arda’nın takımı. Arda hayranı Atletico’lular.
Bakıyorum Fenerbahçe forumlarında bile Atletico kaybetti diye üzülenler bile var.
Gelmişler medyanın gazına. Biz duygusu ağır basmış.
Ben ne 12 Nisan 2009 Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde Arda’nın seyirciyi kışkırtmak için yaptıklarını ne de Semih’in gırtlağına yapışıp tokatladığı günleri unuttum. Unutmam da asla.Hem bir Real Madrid sempatizanı olarak hem de Atletico Madrid’in Galatasaraylı şımarık Arda’nın takımı olduğu için kupanın Real’in Müzesi’ne gitmesini çok istedim.
Gelebilecek en güzel zamanda, Fenerbahçe’nin bu sezon defalarca yaptığı gibi, 90+ da Real’in beraberlik golü geldi.Arkasından da çorap söküğü gibi diğer goller geldi ve kupa Real’in Müzesi’ne gitti.
Iyi ki de gitti ve kurtulduk aylarca televizyonda Arda Turan’ın suratını görmekten.
Hangi kanalı açsan ukala ukala konuşacak, 70 yaş olgunluğunda bilmiş bilmiş demeçler verecek, espriler yapacaktı.
Yok yok iyi oldu. İçimin yağları eridi.
Zaten de her yönden maçı ve kupayı hakeden Real Madrid’di.
Hakeden kazandı.
