Herhalde uzun yıllardır bu kadar çekişmeli bir lig izlemedik. Liderin 21 maçta 44 puanla maç başına ortalama 2,1 puan toplaması bile ne kadar zorlu bir lig olduğunun bir göstergesi. Bu şekilde devam ederse – ki muhtemelen edecek – şampiyonluk 70 – 75 puan aralığında şekillenecek. Tabii mücadelenin bu kadar fazla ama buna karşın kalitenin az olduğu ligde her tür bel altı ve üstü çalışmalar da tam gaz devam ediyor. Bana göre gün gelip de esamesi bile okunmayacak olan Başakşehir geçen hafta bu psikolojik mücadelede ilk fireyi verdi, iyi de oldu. Hem ligin zirvesi iyice karıştı, hem de Başakşehir çok önemli bir eşiği aşamayıp ciddi bir avantajı tepti.
Yaklaşık 2 aydır B.Münih maçına konsantre olan Beşiktaş’ta ise farklı Karabük galibiyeti ve sergilenen iyi futbol Konya maçından önce epey moral vermişti. Konya da geçen hafta deplasmanda aldığı galibiyetin motivasyonuyla ve seyircisinin desteğiyle maça başladı. Ilk 10 dakika iki taraf da birbirini tarttıktan sonra Beşiktaş maça ağırlığını koymaya başladı. Önce Talisca ile önemli bir pozisyon da yakaladı ama golü atmak takımın emniyet sübabı Atiba’ya nasip oldu. Pozisyonu ilk başta ofsayt zannetsem de tekrar izleyince yan hakemin çok doğru bir karar verdiğini gördüm. Vagner Love kendi kalitesine yakışmayacak şekilde kaleciyle karşı karşıya poziyonu kaçırmasa büyük ihtimalle maç ilk yarıda bitecekti. Ama tabii ki bu yıl pek çok maçta yaşadığımız gibi o kırılma anını yine değerlendiremedik. Kendisine faul yapılan kart sınırındaki Talisca’nın sarı kart görmesi rezaletin daniskası olsa da ardından kendisini ceza sahasına girmeden yaka paça indirmeye çalışan Konyalı defans oyuncusuna rağmen bu ligin doğasına yakışmayacak şekilde kendini bırakmama aptallığını gösteren Talisca boş yere dövünüp duruyordu çünkü zaten hakem niyetini belli etmişti, kart sınırındaki Talisca ve Pepe gelecek haftaki derbide oynamamalıydı.
Maçın başından sonuna kadar Beşiktaş’a kart gördürmeye çalışan Konyalı futbolcular da Türk futbolunun neden gelişemediğini bize gösterdi. Türkiye’de futbol inanılmaz kötü niyetlerle ve çok ince hesaplarla oynanıyor. Maçın ardından yorum yapan Önder Özen ve Metin Tekin her ne kadar sakin birer Beşiktaşlı da olsalar hakemle ilgili onlar bile soğukkanlı kalamadılar. Diyebilirsiniz ki 2 sezondur bu hakemlerle şampiyon olurken iyiydi de şimdi bu sızlanma niye? Bana göre zaten Sivas maçında Beşiktaş’ın şampiyonluk ihtimali bitmişti ama yazının başında dediğim gibi hiçbir takım şampiyonluğu gerçekten hak eden bir futbol oynamadığı ve herkes her hafta puan kaybedebildiği için kendimizi yine potanın içinde bulduk. Yine iğneyi kendimize batırırsak bulduğumuz çok ciddi fırsatları da pek çok maçta değerlendiremedik ama bu akşam haftalardır devam eden psikolojik savaşta da uzun zamandır yıpranmış olan MHK ve TFF’nin katkısını yadsımak imkansız. Adaletin hiçbir yerde sağlanmadığı Türkiye’de futbol sahalarını bunun dışında tutmak zaten büyük saflık olur.
Evet lig yine ve yeniden bitti, gelecek haftaki Fenerbahçe maçında genelde olduğu gibi hem kendimizle ve hakemle, ondan sonra da rakiple mücadele edeceğiz. Şu ana kadarki istatistikler de hep aleyhimize ve bunun yanı sıra iki önemli eksiğimiz olacak. Ondan önce ise Şampiyonlar Ligi’nde çok zor bir maça çıkacağız. Rakip bizden çok güçlü bir dünya devi ve mutlak favori. Her türlü sonuç olabilir ama Türkiye’de gördüğümüz hakem rezaletleri olmadığı sürece ve sahada futbol oynamaya çalışan futbolcuların varlığıyla nasıl biterse bitsin gerekli mücadeleyi verirsek Beşiktaş yine gönüllerimizin sultanı olacaktır. Süper Lig (!) denilen bataklıkta mecburen debeleniyoruz çünkü Avrupa’ya açılan kapı buradan geçiyor ve o kapıyı açamazsak çamurun tadı daha da fena geliyor.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: gorkem.isik@abcspor.com
twitter: @saturnocontro3