Son terör saldırısından sonra “burada kalmaya değer mi” diye düşünüyorum demiş Pereira basın toplantısında. Bu samimi cevabı takdir ettim. Adam haklı bir yerde. Parası var, pulu var; üstelik pasaportu da bizimkinden kıyak, kayıran Allah bizi kayırsın ne diyeyim. Doğru, Pereira’ya memleket çok ama hala anlayamamış nasıl bir camiaya hoca olduğunu, bu açıklama harbiden içimi acıttı, maçı yazmadan iki kelam etme ihtiyacı duydum naçizane.
Futbol iki yönlü bir oyun, oynamak ve oynatmamak üzere. Braga ikisini birden yapabilecek kalitede bir takım değil, oynatmamayı iyi becerdiler, kontrayı de fena oynamıyorlar gördük. Bugün oynamak isteyecekler, roller değişti. Orta sahayı kalabalık tutmak, ayağa kısa paslarla topa sahip olmak 1-0 la gidilen deplasmanlarda adeta klasik bir taktik anlayışı. Bugün Pereira da bunu yapacak. Nani ve Diego bu taktiğe uygun iki oyuncu. Braga’yı iyi tanıyan Pereira, ilk yarıda kontrollü oynayacaklar, ikinci yarıda risk alacaklar, o zaman da Volkan Şen’i kullanırım diye düşünmüş olsa gerek, son haftalarda vazgeçemediği Volkan’ı bugün yedek soyundurmuş.
Fenerbahçe önde baskıyla başladı, hatta henüz ilk dakikada da Alper’le etkili geldi. Braga bu baskıya karşılık veremedi ilk 10 dakikada. Fena başlamadık dediğimiz anda savunmamızın arkasına atılan ani bir ara pasında Ahmet Hassan Braga’yı 1-0 öne geçirdi, tartışmalı bir pozisyondu, ben ofsayt değil gibi gördüm. Bu tarz maçlarda yapılmaması gereken bir kademe hatasıydı, hele ki maçın başında. Bu arada Topal’ın gördüğü lüzumsuz bir sarı kart var ki akıl alır gibi değil. Orta sahada hakem aldatmaya yönelik bir hareketle cezalı duruma düştü. Golü umduğundan kolay bir şekilde bulan Braga rakibi orta sahada karşılayıp, hızlı hücumlarla gol arayan bir taktiğe büründü ilk maçtaki gibi.
Fenerbahçe ise oyun üstünlüğünü ele aldı, topla daha çok oynayan taraftı ama tehlikeli pozisyonlar yarattığını söyleyemeyiz. Defans arkasına Van Persie’yi kaçırmak üzerine planlar yapılmış ama o toplar hep rakipte kaldı, son hareketler yine başarısızdı. 12. dakikada bir pozisyon var, o da bir duran top; köşe vuruşunda Van Persie müsait pozisyonda çerçeveyi bulamadı. 30.dakikada bir kez isabetli top atıldı Van Persie’ye, o da topu elle kontrol etti. 30 dakikası bu şekilde geçen maçın son 15 dakikasına ise hakem İvan Bebek damga vurdu, yine kolay kartlar çıkardı, ilk fırsatta da Pereira’yı tribüne gönderdi. Bu dakikalar Braga’nın oyun üstünlüğünü de ele aldığı dakikalar.
Bu maç böyle gitmez, eyvah, bu hakem bizi yakacak, en azından ilk yarıyı 11 kişi tamamlayalım dediğimiz anda, 45+2 gelişen kontrada Nani soldan getirdi, Van Persie’ye “al da kaleciye nişanla yine” dedi, o da öyle yaptı; dönen topu da Alper tamamladı ve ihtimal 10 kişi tamamlayacağımız bir maçta altın değerinde bir gol bulduk ve ilk yarı bu skorla bitti. İki ayaklı maçlarda deplasmanda gol atmak çok önemli. Bir taraf moralleniyor, diğer tarafınsa umudu büyük ölçüde kırılıyor. Orta alanı kalabalık tutup, top çevirmek lazım. Allah Allah saldırmaya gerek yok ki Fenerbahçe de sakin ve kontrollü başladı ikinci yarıya. Braga haliyle biraz daha risk aldı. Risk alan takımları kontratakla cezalandırırlar. Bir kontra silahımız sakat, diğeri yedek ama Alper var, hızlı oyuncu, Van Persie de Nani de yavaş oyuncular değil ama biz bu kontra işini beceremiyoruz, orta sahadan top çok geç çıkıyor.
65.dakikada bir kez kontratak geliştirdik Şener ve Nani ile, onda da zaten top hiç bir orta saha oyuncusuna değmedi, Nani’nin vuruşu az farkla auta gitti. Bir dakika sonra gelişen tehlikeli Braga atağında ajan İvan Köpek ceza sahasında kolunu sakınan Topal’a hem ikinci sarıyı gösterdi, hem de Fenerbahçe aleyhine penaltı çaldı, akıl alır gibi değil, Josue maçı 2-1′ e getirdi. Fenerbahçe için zor dakikalar başladı. Fenerbahçe değil, bence Türk düşmanı İvan Bebek kadar lüzumsuz bir kart gören Topal’ın da suçu var. 72.de Volkan Şen ve Kadlec girdi, Nani ve Diego çıktı. Ben olsam sprinter Ozan’ı alırdım, üçüncü stoper hiç hayır getirmiyor. Kadlec’in fıtratında var, gömülür. 73.dakikada sağdan geldiler, Caner sektirdi, Alves de Stojkoviç’e vurdurdu ve Braga istediği golü buldu. 77.dakikada Vitor Pereira GÖKHAN ÜNAL’ın yerine Fernandao’yu alarak son hamlesini yaptı ama 10 kişiyle bu işler çok zor tabii.
82.dakika ise havluyu attığımız dakika oldu. Rafa Silva Caner’in yanından rüzgar gibi geçti ve 4.golü buldu ve Avrupa macerası son buldu. 86. Dakikada da Alper kırmızıyı gördü ve Fenerbahçe resmen dağıldı. Futbolda hakem çok önemli bir faktör, hakem konuşmayı sevmem ama gerçekten bugün hakem Fenerbahçe’yi sabote etti. Gerçi hakem yabancı değil, dikkatli olmak lazımdı, maçın daha ilk yarısında rengini belli etmişti. Topal’ın ilk kartı acemiceydi, skorun üstüne yatmayı dahi beceremedik. Yıl olmuş 2016 Diego çıkıyor, orta sahaya Kadlec giriyor. Rakip belli ki risk alacak, Volkan Şen gibi bir adamdan faydalanamıyorsun. Portekiz futbolunun önemli isimleri Meireles, Nani, Alves sende, Braga’dan 4 yiyorsun çok yazık.
Türkiye’de kalmaya değer mi diye düşünüyor olabilir Pereira ama tarihin en pahalı kadrosuyla ne Braga’yı eleyebileceğinden, ne de şampiyon olabileceğinden emin olamayan Fenerbahçe taraftarı da Pereira ile önümüzdeki sezona devamdan emin değil. Neyse önümüzde Galatasaray maçı var, biraz daha susmak düşüyor bize!
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : bruno.monte@abcspor.com
twitter : @BrunoMonte1907
