Koyunlar ömrünü kurttan korkarak geçirirmiş de darbenin büyüğünü çobandan geldiğini bilmezlermiş, işte aynen bu hesap Fenerbahçe adına korkulası hiç bir tehlike yok, başa çıkamayacağı bir kurt yok bu ligde ama çoban var ya o çoban? Heh işte o fena. Açık açık Trabzonspor şampiyon olsun istiyor o çoban. Şu şartlar altında şampiyonluk çok zor görünse de Fenerbahçe’nin ilk 6 haftadaki performansı çobanın fendini de yenebilir diye düşünüyordum ve 6 maçlık serinin 3. maçı için Fenerbahçe bugün sahadaydı ve puan kaybetme gibi bir lüksü yoktu ve 2 puanı bıraktı.
Maçın hakemi geçen sezon Galatasaray’ı şampiyon yapan Ümit Öztürk’tü.. Maçtan 1.5 saat evvel rakip takım lehine penaltı uydurulmuş ve rakibin kazanması sağlanmıştı bu psikoloji altında maç başladı.
Alanyaspor çok iyi takım, orta sahayı çok hızlı geçebilme becerisine sahipler, kanatları hızlı, alan daraltma konusunda da gayet iyiler. Fenerbahçe’nin etkili atak organizasyonları geliştirmesine büyük ölçüde muvaffak oldular. Fenerbahçe geri dörtlüsü ile orta saha arasındaki bağlantıyı iyi kestiler, kopuk kopuk Fenerbahçe atakları izledik, bu da Fenerbahçe’nin yeterli pozisyon üretememesine sebep oldu..
Tabii bu demek değil ki Fenerbahçe galibiyeti hakedecek kadar oynayamadı. Fenerbahçe yine de oyun üstünlüğünü elinde tutan taraftı, az pozisyon buldu, yeterli sayıda golü atamadı ama 3 puanı alabilirdi de. Fenerbahçe forvetleri yine beceriksizdi eyvallah ama bugün maça hakem damga vurdu,
Fenerbahçe’nin yine bir 3 puanı hakem hataları nedeniyle gaspedildi.
Jaillson’un penaltı pozisyonu tamamen istem dışı, penaltı ağır bir karardı.. Eğer o penaltıysa ceza sahasında Alanyaspor’lu oyuncunun eline temas eden top da penaltı olarak kabul görmeliydi ve aynı şekilde maçın son dakikalarında Alanyaspor’lu oyuncunun eline temas eden top da.
Alanyaspor’un kazandığı ve golle sonuçlandıramadığı pozisyonun başlangıcında Gustavo’ya yapılan bariz faul değerlendirmeye dahi alınmadı..
Fenerbahçe belirttiğim sebepler yüzünden pozisyon bulmakta çok zorlandı bugün. Max Kruse ve Rodriguez bu takımın kilit iki ismi ve aynı zamanda istikrarsız iki ismi. Bu iki isim günündeyse Fenerbahçe kazanır, değilse çok zorlanır, bugün de aynen böyle oldu.
Fenerbahçe’nin kazandığı penaltı öncesi ara pasını atan Gustavo’ydu diyorum, başka da ara pası atan olmadı diyorum, başka da bir şey demiyorum.
Öte yandan şu bir gerçek ki Ersun Yanal şapkadan tavşan çıkaracak hoca değil, oyuna müdahaleleri tam bir facia.. 3 haftadır aynı oluyor, oyuncu değişikliği yapıyor, takım biraz daha oyundan düşüyor.
Bugünkü maçın hikayesi Trabzon’daki maçtan tamamen farklıydı. O maçta orta sahayı çabuk geçiyordun, kanatlardan topu ceza sahasına getiremiyordun, ne yaptın? Rodriguez dışarı, Emre içeri, sonrası yan pas.. Bugünki maçta ise defans, orta saha ve hücum bölgesinde köprü görevi görecek bir oyuncuya ihtiyaç vardı, tam Emre’nin maçıydı, kenarda oturttun..
Fenerbahçe”nin kadro derinliği yok bu bir gerçek. Jailson’ un ipiyle de kuyuya inilmeyeceğini de görmüş olduk bu da bir gerçek ama ne olursa olsun bu kadro şampiyonluğa oynayan rakiplerinden eksik değil. Normal şartlar altında şampiyon olması sürpriz değil, aksine rakiplerinden de bir adım önde ama hem rakipleri hem hakemi üst üste koyup yenebilecek çaptami kadro da bu kadro değil.
Önemli bir 2 puan kaybıydı ama telafisi mümkün. Bu köprünün altından daha çok sular da akar ama o sular Fenerbahçe leyhine akmaz, akıttırmazlar, ben artık ikna oldum.
Bugün iki maç izledim, iki şampiyon adayının maçı, şunu gördüm, Ortadoğu ülkesinde futbol bitmiş..
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907